- PAYLAŞ
Merhabalar, Bana kalırsa böyle ürünlere ümit bağlamaktansa; ilk iş sigarayı bırakmalı ve düzenli egzersiz yapmalısınız. Hücrelerin oksijenlenmesi, doku onarımı ve yenilenmesi gibi faydalarının yanı sıra sindirim sisteminize ve cildinize de sayısız fayda sağlayacaktır. Bu tür ürünlerden mucize vs beklemeyin derim. Sağlıklı günler...
- PAYLAŞ
Merhaba Nevzat Bey, Çok güzel bir noktaya değinmişsiniz. Şüphelerinizde kesinlikle haklısınız. Firmalar bu durumun aksini ispatlayamadıkları için yakın bir süreçte sigaradaki uyarılara benzer açıklamaların kahve paketlerine de eklenmesi gündemde diyebilirim. Çünkü kavurma işlemleri ile akrilamid adı verilen kanserojen öğeler oluşmaktadır. Fazla kavrulmamış seçenekleri tercih edebilirsiniz. Türk kahvesi iyi bir alternatiftir diyebilirim. Sağlıklı günler...
- PAYLAŞ
Merhabalar, Akupunkturun kilo verme ile ilişkisi aşikar, ancak kilo verme konusunda bir korelasyon henüz duymadım. Alınan ve harcanan enerji arasındaki denge kadar bahsettiğiniz bağırsak parazitleri, hormonal sebepler vs de büyük önem taşımaktadır. Dilerseniz size kilo almaya yönelik önerileri sıraladığım bir makalemi göndereyim. Umarım faydası olur: KİLO ALMAK İÇİN PÜF NOKTALARI Çevremizde kilo vermek isteyenlerin aksine kilo almak isteyenlerin de karşımıza çıktığına tanık olmuşuzdur. Öncelikle enerji tüketiminin enerji harcamasından az olduğu durumlarda kilo alamama durumu ile karşılaşılacağını belirtmekte yarar var. Bu durumun yanı sıra kilo alamamanın birkaç sebebi olabilir: Kişi sigara içiyorsa bu durum besinlerin gerçek kokusunu ve tadını algılamasına mani olarak iştahını baskılayabilir. Bağırsak kurtları tüketilen besinleri sizinle paylaşır. Gaita (dışkı) testi ile bağırsaklarda parazit olup olmadığı test edilebilir. Bir de hormonal nedenlere bağlı olarak kilo alamama durumu gerçekleşebilir. Tiroit hormonları ve böbreküstü bezlerinin çalışma durumu bu soruna yol açabilir. Fazla kilo nasıl kalp - damar hastalıklarına yol açıyorsa, aşırı zayıflık da böylesi bir sonuca, adet düzensizliklerine, kansızlığa vs yol açabilir. O nedenle kilo almak için aşağıdaki önerilere dikkat etmekte yarar vardır: o Sigarayı içiyorsanız bırakmalısınız. o Asla öğün atlanmamalı, günde 6 öğün beslenilmelidir. o Öğünler 3 ana, 3 ara öğün şeklinde olmalıdır. Öğün araları 2.5 saat kadar olmalıdır. o Yemekler çok hızlı bir şekilde yenilmemelidir. o Ana öğünlerinizde besin çeşitliliğine önem veriniz. 4 temel besin grubunu mutlaka bir arada tüketmeye çalışınız. o Mümkünse süt - yoğurt miktarı artırınız. o Süte nesquik, şeker, bal veya tercihen pekmez ilave edebilirsiniz. o Yoğurda toz şeker veya pudra şekeri ekleyebilirsiniz. o Aralarda hamburger yenilmesi de uygun olabilmektedir. Ayrıca yağlı tohumlar (fındık, yerfıstığı, badem, ceviz) ve kuru meyveler de kilo almaya yardımcı olurlar. o Şekerli limonata ve taze sıkılmış meyve suları da kilo almaya yardımcı olmaktadır. o Muhallebi üzerine 1 - 2 kaşık fındık veya ceviz içi konulması hacim olarak bir artış sağlamazken besin içeriği ve kalori açısından önemli bir artış sağlamaktadır. o Ayrıca kabak tatlısı, meyve jölesi, komposto, hoşaf, sütlü tatlılar (dondurma, sütlaç, muhallebi, kazandibi, puding), tahin - pekmez gibi tatlılar da sağlıklı bir şekilde kilo almanızı sağlayacaktır. o Makarnanın üzerine sos, peynir, yoğurt, kıyma gibi ilaveler yapılması kilo almaya yardımcı olabilmektedir. o Şeker, kolesterol, tansiyon yüksekliği, karaciğer yağlanması veya safra kesenizin alınması gibi bir probleminiz yoksa her gün bir adet haşlanmış yumurtanın beslenmenize eklenmesi faydalı olacaktır. o Öğünlerde yağda kızartılmış, çok yağlı yemekler yer almamalıdır. o Yiyeceklerinizi haşlama, ızgara yapma, buğulama veya fırında pişirme yöntemleri ile hazırlayınız. o Mümkünse katı margarinlerden ve tereyağından uzak durulması gerekmektedir. Tercihen zeytinyağı, mısırözü yağı, soya yağı, kanola, bitkisel karışım yağlar veya fındık yağı gibi bitkisel sıvı yağlar kullanılmalıdır. o Zayıflığın bir nedeni de psikolojik olduğu için ferah, rahat ve temiz bir ortamda yemek yenilmesi gerekmektedir. o Sadece yaşamak için yemeyin, biraz da yemek için yaşayınız. o Tıkanmanıza yol açmaması adına yemekle birlikte çok fazla sıvı alınmamalıdır.
- PAYLAŞ
Merhaba Melek Hanım, Aslında evlilikle birlikte hormonal denge değişir ve bu durum bir miktar kilo alımına sebebiyet verebilir. Yine de sonuç değişmedi diyorsanız size kilo almaya yönelik önerileri sıraladığım bir makalemi göndereyim. Umarım faydası olur: KİLO ALMAK İÇİN PÜF NOKTALARI Çevremizde kilo vermek isteyenlerin aksine kilo almak isteyenlerin de karşımıza çıktığına tanık olmuşuzdur. Öncelikle enerji tüketiminin enerji harcamasından az olduğu durumlarda kilo alamama durumu ile karşılaşılacağını belirtmekte yarar var. Bu durumun yanı sıra kilo alamamanın birkaç sebebi olabilir: Kişi sigara içiyorsa bu durum besinlerin gerçek kokusunu ve tadını algılamasına mani olarak iştahını baskılayabilir. Bağırsak kurtları tüketilen besinleri sizinle paylaşır. Gaita (dışkı) testi ile bağırsaklarda parazit olup olmadığı test edilebilir. Bir de hormonal nedenlere bağlı olarak kilo alamama durumu gerçekleşebilir. Tiroit hormonları ve böbreküstü bezlerinin çalışma durumu bu soruna yol açabilir. Fazla kilo nasıl kalp - damar hastalıklarına yol açıyorsa, aşırı zayıflık da böylesi bir sonuca, adet düzensizliklerine, kansızlığa vs yol açabilir. O nedenle kilo almak için aşağıdaki önerilere dikkat etmekte yarar vardır: o Sigarayı içiyorsanız mutlaka bırakmalısınız. o Asla öğün atlanmamalı, günde 6 öğün beslenilmelidir. o Öğünler 3 ana, 3 ara öğün şeklinde olmalıdır. Öğün araları 2.5 saat kadar olmalıdır. o Yemekler çok hızlı bir şekilde yenilmemelidir. o Ana öğünlerinizde besin çeşitliliğine önem veriniz. 4 temel besin grubunu mutlaka bir arada tüketmeye çalışınız. o Mümkünse süt - yoğurt miktarı artırınız. o Süte nesquik, şeker, bal veya tercihen pekmez ilave edebilirsiniz. o Yoğurda toz şeker veya pudra şekeri ekleyebilirsiniz. o Aralarda hamburger yenilmesi de uygun olabilmektedir. Ayrıca yağlı tohumlar (fındık, yerfıstığı, badem, ceviz) ve kuru meyveler de kilo almaya yardımcı olurlar. o Şekerli limonata ve taze sıkılmış meyve suları da kilo almaya yardımcı olmaktadır. o Muhallebi üzerine 1 - 2 kaşık fındık veya ceviz içi konulması hacim olarak bir artış sağlamazken besin içeriği ve kalori açısından önemli bir artış sağlamaktadır. o Ayrıca kabak tatlısı, meyve jölesi, komposto, hoşaf, sütlü tatlılar (dondurma, sütlaç, muhallebi, kazandibi, puding), tahin - pekmez gibi tatlılar da sağlıklı bir şekilde kilo almanızı sağlayacaktır. o Makarnanın üzerine sos, peynir, yoğurt, kıyma gibi ilaveler yapılması kilo almaya yardımcı olabilmektedir. o Şeker, kolesterol, tansiyon yüksekliği, karaciğer yağlanması veya safra kesenizin alınması gibi bir probleminiz yoksa her gün bir adet haşlanmış yumurtanın beslenmenize eklenmesi faydalı olacaktır. o Öğünlerde yağda kızartılmış, çok yağlı yemekler yer almamalıdır. o Yiyeceklerinizi haşlama, ızgara yapma, buğulama veya fırında pişirme yöntemleri ile hazırlayınız. o Mümkünse katı margarinlerden ve tereyağından uzak durulması gerekmektedir. Tercihen zeytinyağı, mısırözü yağı, soya yağı, kanola, bitkisel karışım yağlar veya fındık yağı gibi bitkisel sıvı yağlar kullanılmalıdır. o Zayıflığın bir nedeni de psikolojik olduğu için ferah, rahat ve temiz bir ortamda yemek yenilmesi gerekmektedir. o Sadece yaşamak için yemeyin, biraz da yemek için yaşayınız. o Tıkanmanıza yol açmaması adına yemekle birlikte çok fazla sıvı alınmamalıdır. Sağlıklı günler dilerim.
- PAYLAŞ
Tekrar merhaba, Bulunduğunuz yerde gastroenterolog olmaması kötü. Kabızlığınızın nedeninin parazitlerden kaynaklı olacağını düşünmüyorum. Bahsi geçen besinleri yemenize ve probiyotik kullanmanıza rağmen sonuç değişmiyorsa daha önce belirttiğim üzere su içmeye, hareket etmeye ve yavaş yemeye özen gösterin. Sonuç değişmez ise kolonoskopi de gerekebilir. Belki bu durumda herhangi bir büyükşehire gitmeniz gerekecektir.
- PAYLAŞ
Merhabalar, Bana sorarsanız 7 otlu çay veya sinameki içeren form / zayıflama çaylarına vs sakın bulaşmayın. Dahiliye uzmanından ziyade bir gastroenterolog size daha çok yardımcı olacaktır. Ancak kabızlık denilince yeterince su içmeyen, yeterince fiziksel aktivite yapmayan ve hızlı yemek yiyen kişiler aklımıza gelmektedir. Bu 3 ilkeye çok önem verin. Dilerseniz size kabızlık üzerine hazırlamış olduğum bir makaleyi göndereyim; faydası olacaktır: KABIZLIK Kabızlık Nedir? Kabızlık dışkılama sıklığının azalması ve dışkılama sırasında güçlük çekilmesidir. Dışkılama sayısı sağlıklı kişilerde farklılık gösterir ve kesin bir sayısı yoktur. Aynı zamanda bazı kişilerin dışkıları normalde de katı olabilir. 3 günden uzun süre ile dışkılama gerçekleşmediğinde dışkı sertleşir ve çıkışı ağrılı olabilir ancak, bu durum daha sık tuvalete çıkanlarda da gerçekleşebilir. Ne Sıklıkta Tuvalete Çıkılmalıdır? Pek çok kişi 2 ya da 3 gün tuvalete çıkamadığında endişelenmeye başlar. Bu durum biraz daha uzadığında ise endişenin yerini panik hali alır. Ancak çoğu kez endişelenecek bir şey yoktur ve ciddi bir durum söz konusu değildir. Bu konuda doğru bilinen yanlışlardan biri; her gün dışkılamanın gerçekleşmesi gerektiğidir. Halbuki bazı insanlar günde 3 kez, bazıları ise haftada 3 kez tuvalete çıkarlar. Her iki durumda da endişe etmeyi gerektiren bir sebep yoktur. Önerilen, elbette sabah erkenden toksinleri vücuttan uzaklaştırarak güne başlanılmasıdır. Öte yandan, sanılanın aksine dışkılama ile atılamayan atıklar vücutta emilerek sağlığa zarar vermemekte, insan ömrünü kısaltmamaktadır. Bu tür yanlış inanışlar özellikle eski dışkılama alışkanlıkları değişen yaşlılarda gereksiz yere laksatif ilaçların kullanımına yol açmaktadır. Bu durum da bağırsak florasına gereksiz yere zarar vermektedir. Kabızlık; yüksek oranlarda rafine şeker tüketimi, lifli (posalı) besinleri az yemek, dışkılamayı sürekli ertelemek, bağırsaklardaki iltihabı bir durum, tümör, kanser gibi nedenler, uzun mesafeli seyahatler, kullanılan bazı ilaçlar, gebelik, hemoroitler, Parkinson, şeker hastalığı veya tiroit bezinin az çalışması gibi durumlarda ortaya çıkmaktadır. Eğer ki kabızlık bulguları uzun sürüyorsa veya kişiyi düşkün bırakıyorsa bir hekime başvurulmalıdır. Öte yandan hekim tavsiye etmedikçe posa hapları ve tozları ile laksatif almaktan kaçınılmalıdır. Çünkü bu durumda besinler sindirim sisteminden vitamin ve minerallerin emilebileceğinden daha hızlı geçer. Hatta bazıları vücuttan sıvı ve potasyum kaybına neden olur. Sabahları aç karına içilecek açık bir bardak çay veya ılık limonlu su yumuşatıcı gibi hareket eden doğal bir laksatiftir. Kabızlık durumunda dikkat edilmesi gereken diğer ilkeler şu şekilde sıralanabilir: • Sık sık, azar azar beslenilmelidir (5-6 öğün gibi). • Lokmalar iyice çiğnenmeli, yemekler acele edilmeden yenilmelidir. • Bol su ve sulu besinler tüketilmelidir (3 lt/gün). • Taneleriyle birlikte kayısı, erik, üzüm kompostosu içilmelidir. (Zayıflama tedavisinde bu kompostoların yapay tatlandırıcı ile hazırlanması gerekmektedir). • Kabızlık yakınmalarında, sabah kahvaltı etmeden erik veya kayısıdan yapılmış bir kaşık marmelat veya kuru meyve yenilerek üzerine ılık su ya da ıhlamur içilmesi ve fiziksel aktivite (kültür-fizik hareketleri) yapılması bağırsak hareketlerini artırır. Ya da bir bardak ılık suya limon veya bir tatlı kaşığı zeytinyağı ilave edip içilebilir. • Kefir, probiyotik yoğurt ve meyve sularının tercih edilmesi daha sağlıklı olacaktır. • Fast-food beslenme tarzından mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. • Aşırı şeker ve şeker içeren besinlerden mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. • Fazla miktarda kahve ve özellikle koyu çay içilmemelidir. • Form çaylarının bağırsak tembelliği yapması nedeniyle kesinlikle kullanılmamaları gerekmektedir. • Her gün, özellikle sabah kahvaltısından sonra dışkılama olsa da olmasa da belirli bir süre tuvalette kalınmalıdır. Bu sırada dikkatin dağıtılması için gazete veya dergi okunması önerilir. Alaturka tuvaletlerin kullanılması dışkılamayı kolaylaştırabilir. • Günlük fiziksel aktivite mutlaka artırılmalıdır. Her gün 45 - 60 dakika kadar egzersiz yapılması gerekmektedir. • Posa (lif) alımı artırılmalıdır. Posalı besinler: o Kurubaklagiller (kuru fasulye, nohut, mercimek, kuru barbunya, soya fasulyesi) o Kepekli tahıllar (esmer ekmek, bulgur, kepekli pirinç / makarna / erişte / un) o Sebze ve meyveler (kabukları ile yenilebilen sebze ve meyveleri soyulmadan) Bu ilkelere bağlı kalınmasına rağmen 2 hafta sonunda düzelme sağlanamazsa, takviye olarak kullanılabilecek (probiyotik gibi) destek ürünler doktor ve/veya diyetisyene danışılmalı. Geçmiş olsun, sağlıklı günler dilerim.
- PAYLAŞ