Prof. Dr. Yıldız Dilek Ertürk
Prof. Dr. Yıldız Dilek Ertürk
Prof. Dr. Yıldız Dilek ErtürkYazarın Tüm Yazıları

Hayatı Zorlamayın, Hayır Diyebilirsiniz

Hep bir koşuşturmaca, hep bir rekabet. Hayat sınav oldu. Kendimiz,çocuğumuz, eşimiz, ailemiz, arkadaşımız için duyduğumuz endişe.

Haberin Devamı

Hep bir koşuşturmaca, hep bir rekabet. Hayat sınav oldu.

Kendimiz, çocuğumuz, eşimiz, ailemiz, arkadaşımız için duyduğumuz endişe.

En çok kullandığımız cümle "Zamanım yok". Neye zamanımız yok? Arkadaşımıza, ailemize, kendimize, bedenimize, sağlığımıza…

Zaman hırsızları ile dolu etrafımız . Planımız dışı gelen önünüze yığılan işler, kısa sorular... İşimizi engelleyen susmayan telefonlar. Ricalar, istekler…

Sabah uyanıp bugün bu işleri yapacağım diye planlayıp kaçını yapabiliyorsunuz?

Birgün bir bakıyorsunuz; işler bitmiş, dostlar gitmiş, gönül yorulmuş.

Bitmeyen bir halsizlik ve amaçsızlık sarıyor içinizi. İşler varken zaman yoktu dostlara . Dostlarınız yok, ama artık zamanınız var onlara.

Bu ne tezat.

Hem çevremizde insanlar olsun, hem de olmasın istiyoruz. Yorgunsak kimseye, yalnızsak kendimize tahammül edemiyoruz.

Haberin Devamı

Yalnız kalmayı da, kalabalık içinde yaşamayı da hissetmek gerek.

'Hayır' demek belkl de en kaçtığımız kelime. Ama bezen söyleyeceğimiz bir 'hayır' bize; yalnızlığın huzurunu, rahat çalışabilmeyi veya kaldıramayacağımızdan fazlasından korunmamızı sağlar.

Neden Hayır Diyemiyoruz ?

Herkes beni sevsin, mükemmel olmalıyım, ayıp olur, kimse kırılmasın.

Aslında ağzımızdan 'evet' çıkarken, iç sesimiz neden 'hayır' demediğimizi sorguluyorsa, belki de kendi kişisel gereksinimlerimizi net bilmiyoruz.

Onaylanmama, beğenilmeme korkularımız var.

Kimseyi incitmemeliyim derken, kendimizi incitmeye devam ediyoruz.

Biriktiriyoruz. Söylemek isteyip de söyleyemediklerimizi erteliyoruz.

Başkalarıyla işbirliği ve dayanışma yapabilmek, toplumdan dışlanmamak için, sanıyoruz ki 'evet' dersek onlarla daha yakın, daha samimi ilişkiler kurabiliriz.

Çocukken atıyoruz bunun tohumlarını. İyi çocuk olma eğilimimiz ile onay bekliyoruz anamızdan babamızdan. Kurallara uyumlu olmak, istenen her şeyi sorgusuz yapmak ve aferin almak. Gençken arkadaş grubundan dışlanmamak için 'hayır' diyemiyoruz.

Yetişkin olduğumuzda artık kendi içsel onayımıza inanmalı ve dik durabilmeliyiz. Ancak büyüyemiyoruz bir türlü. Bu onay beklentimiz, kabul görme isteğimiz, dışlanmaktan korkumuz, çıkarmıyor ağzımızdan o kelimeyi…

Hayır…

Haberin Devamı

Hayır, yapamam çok isterdim ama …Gerekçemizle belirtmeliyiz hayırımızın nedenini.

Hayır demek sadece muhalif olmamızı sağlamaz. Zaten muhalif olmak adına da yapmamalıyız bunu. Kendimizi korumak, hayatımızın kontrolünü elimizde tutabilmek için. 'Hayır' dememiz gereken durumları bilmeliyiz.

Zaman geçiyor, yaşam bitiyor, kendimizi bulmak ve isteklerimizi keşfedip, kontrolü elimize almak için ne duruyoruz.

Rüzgarla yaprak dost olmuşlar. Artık rüzgar savurmuyormuş yaprağı oradan oraya,

- "Söyle dostum, nereye istersen oraya götüreyim seni" demiş rüzgar yaprağa.

Yaprak düşünmüş, taşınmış, aklına hiçbir şey gelmemiş. Tekrar sormuş rüzgar:

Haberin Devamı

- "Hadi söyle, seni istediğin yere taşıyayım".

Tekrar düşünmüş yaprak, aklına yine bir şey gelmemiş…Karar verememiş kendi isteğine

- Bilmiyorum rüzgar kardeş, aklıma hiçbir şey gelmiyor. Sen söyle? Demiş.

Rüzgar karar veremeyen yaprağa demiş ki:

- "Gideceğin yeri bilmedikten sonra rüzgar dostun olsa neye yarar, savrulur gidersin!" ve bildiği gibi tekrar esmiş, savurmuş yaprağı, bir yerlere hedefsizce…

"Kendin vereceksin" kararını demiş rüzgar yaprağa üzgünce. Her sorduğumda seni savrurdum. Hiç demedin ki bana, beni savurma istemiyorum…Beni dalımda bırak kıpırdatma…
Rüzgar esmiş yine güçlüce, kökü sağlam olmayan tüm yaprakları alarak önüne…

Haberin Devamı

Rüzgarın savurduğu bir yaprak gibi savrulmak mı hayattan beklentimiz? Yoksa rüzgar kadar güçlü olup karar vermek mi yaşamak? Rüzgarla savruluyorum diye kurduğumuz her cümle kendimize yabancılaşmamız, akıntıya teslimiyetimizdir.

Yazarın Tüm Yazıları