Özgecan Aslan, sen bize hakkını helal etme!

Bir anneye: ''Çok acı çekmiştir kızım, keşke kurşunla öldürselerdi." dedirtebilen bir vahşeti akıl almıyor, yürek kaldırmıyor!

Haberin Devamı

Yazmayayım dedim. Acıyı çoğaltmaktan korktum ama olmadı.

20 yaşındaki üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın vahşice öldürülmüş olmasına tepkimi yazıya dökmeden yapamadım.

Özgecan’ın başına gelen olayın sıradan bir günde, sıradan bir minibüste evine, işine ya da okuluna giden her kadının başına gelebileceğini bir kez daha korkunç bir şekilde öğrendik. Toplum olarak bu kadar büyük bir tepki konulmasının sebebi de işte budur: Özgecan’ı vahşice katleden kişiler gibi onlarcasıyla yan yana yürüyoruz, belki her gün selamlaşıyoruz, belki çok yakınımızdalar. Zira Özgecan Aslan cinayetindeki zanlıların ifadelerini okuduğumuzda, aile resimlerine baktığımızda şok oluyoruz. Cinayete karıştığı iddia edilen iki kişinin birbiriyle baba oğul akrabalığı var. Birinin ise iki kızı var. İki KIZ ÇOCUĞU. Tıpkı tecavüz ettiği, bıçakladığı ve yakarak öldürdüğü Özgecan gibi.

Haberin Devamı

Biz Özgecan Aslan’ın cinayetiyle sarsılmışken, çok dikkat çekmedi ama çok önemli bir davanın kararı açıklandı. Geçtiğimiz yıl 27 Nisan'da, ablasıyla evlenmesine izin vermeyen ailesinden intikam almak için amcasının 6 yaşındaki kızı Gizem Akdeniz'i öldürdüğü ileri sürülen Süleyman Akdeniz hakkında, 'hürriyetinden yoksun kılma, cinsel istismar, cinayet' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istemiyle açılan davada 12 yıl hapis cezası çıktı. Yani bir hayatı söndüren kişi 12 yıl sonra aramızda olacak. Ya kaybedilen can? Ya o canın, canından can giden ailesi? Onlara ne olacak?

Hiçbirimiz bu sorulara yanıt veremiyoruz. İçimizden geçenler başka, yaşananlar başka... 

Peki neden bunlar oluyor, neden bu acılar yaşanıyor ve neden kadınlar bu kadar çok şiddete uğruyor sorularının yanıtlarını verebiliriz.

Vermek zorundayız.

Aslında kadının uğradığı şiddetin sebebi aynı kadının doğurup büyüttüğü erkek çocuklar ve o erkek çocukların eline teslim edilmiş haklar, hayatlar, kararlar. Kadının vazgeçtiği her hak, kendisine şiddet olarak dönüyor. Bunu anlamak zorundayız artık. Kadının kadına şiddeti bitmeden, erkeğin kadına şiddeti de bitmeyecek. Kendi gelinine eziyet eden, kendi kızını aşağılayan, komşusunun, akrabasının kızının dedikodusunu yapıp adını çıkaran, en hafif tabiriyle ‘elin kızı’ etiketini yapıştıran her kadın kendi şiddetini hazırlamaktadır aslında.

Haberin Devamı

Başkasına koyduğu etiket, kendine biçtiği değerdir aynı zamanda. Sonrasını ise namusu bu etiketlerden öğrenmiş, anneleri tarafından öğretilmiş erkek çocuklar getiriyor zaten.

Oysa ki;

Kadını ve kadın bedenini, namus kavramının öznesi haline getiren, her durumda kadına küfreden, aşağılayan, hakaret eden herkes ‪Özgecan Aslan ‬cinayetine ortaktır!

Oğluna tanıdığı hakları kızından esirgeyen, onu hep bir adım geride tutan herkes Özgecan Aslan cinayetine ortaktır.

Kadını, kıyafetine, makyajına, konuşmasına göre yargılayan, etiketleyen, 'Aranıyor' diye aşağılayan herkes Özgecan Aslan cinayetine ortaktır.

Okuyup da ne yapacak, evlensin çoluk çocuğa karışsın diyerek kızını, kardeşini okumaktan alıkoyan herkes Özgecan Aslan cinayetine ortaktır.

Haberin Devamı

Erkeklik cinsiyet işi, adamlık haysiyet işidir. Ve namus sadece kadın için değil, aynı şekilde erkek içindir. Bunu anlamayan herkes Özgecan Aslan cinayetine ORTAKTIR!

‘Ne var canım, başka ülkelerde de oluyor’ demek marifet değil, ‘başka ülkelerde olmasına rağmen, benim ülkemde olmuyor’ demektir marifet. Var olan olumsuzlukları doğalmış gibi göstermek değildir devlet adamlarının işi. Toplum düzenini sağlamak, yasaları koymak ve kanunları uygulamak için vardır devletler, hükümetler, liderler.

Başka ülkelerde de olabilir, her ülkede olabilir. Olduktan sonra ne yapıldığı, sonrasında yeni olaylar olup olmayacağını belirleyen şeydir.
Ben tüm kadınların neye inanıyor olurlarsa olsunlar, hangi etnik kökenden, hangi dinden, hangi gelir ve eğitim seviyesinden olurlarsa olsunlar Özgecan Aslan cinayetinde tek ses olmalarını beklerim.

Haberin Devamı

Biz bu olayı daha çok konuşacağız. Konuşmalıyız da. Konuşmalıyız ki başka Özgecan’lar olmasın. Başka Özgecan’lara kıymak bu kadar kolay olmasın. Kadınlar, sahip oldukları bedenleri için öldürülmesin. Kadın oldukları için şiddet görmesin.

Çok üzgünüm. Tarifi imkansız şekilde üzgünüm!

Bir anneye: ''Çok acı çekmiştir kızım, keşke kurşunla öldürselerdi." dedirtebilen bir vahşeti akıl almıyor, yürek kaldırmıyor!

Bazı günler vardır; yaşamasaydım, görmeseydim, duymasaydım, olmasaydı dediğiniz.

Bugün öyle bir gün.

Bugün soluk almak bile yük.

Bugün günlerden ‪Özgecan Aslan.

Güzel Özgecan, sen bize hakkını helal etme!

Etme ki biz gerekenleri yapana kadar huzur bulmayalım.

Haberin Devamı

Mekanın Cennet, melekler yoldaşın olsun.

Yazarın Tüm Yazıları