Şenay Tanrıvermiş
Şenay Tanrıvermiş
Şenay Tanrıvermiş

Uzatmaları uzatmayın

Altı ay ara verip izliyorsun ki değişen bir şey yok! Arada bir iki nezle grip olan var ve bu arada bolca rüya görülüyor.

Haberin Devamı

Tamam uzatılır ama bu kadar süründürülür mü? Gerçi diziler çok uzatılıyor meselesi de çok uzadı. Hayat Bilgisi dersinde konu öğretir gibi mesaj veren, lafı dolandırmadan direkt seyircinin suratına konu anlatan karakterlerden de gına geldi ve facebook alıntısı tadında felsefe yapanlardan da illallah yani! Memleketi kurtaran milliyetçi dizilerden, cumhuriyetin bekçisi laik ve ulusalcı dizilerden ve Allah’a dön yoksa Allah çarpar çağrısı yapan şeriatçı dizilerden sonra bir de ortaya karışık her konu da ders veren diziler çıktı.

Ama Karagül bunların içinde metin değeri yüksek ve görsel kalitesi seyir zevki veren farklı bir nokta da başlamıştı. Konusu tükendiği halde dizi upuzun bölümlerle devam etmeye çalışınca konusu da süründürmeye başladı. Artık konu olmayınca bolca mesaj vererek her konuda toplumsal sorumluluk projesi ve kamu spotu değerinde bölümlerle iyice sıktılar gerçekten. Öyle ki okullarda ders diye işletilebilecek bir dizi haline geldi. Galiba bir tek matematik yapmıyorlar. Onun dışında her branşta ders yapılıyor. Ben de uzatmak istemiyorum ama çok fena uzatıyorlar. Altı ay ara verip izliyorsun ki değişen bir şey yok! Arada bir iki nezle grip olan var ve bu arada bolca rüya görülüyor.
Kamu spotları ve dersler bitiyor ve koyacak bir şey kalmayınca temiz kalpli karakterlere her şeyin malum olduğu rüyalar başlıyor. Gecenin yarısı dizinin özeti başlığıyla tekrar veriliyor, sonra da karakterlerden birinin upuzun rüyası giriyor ve aralara da pek çoğu gayet kıymetli toplumsal mesajlar tıkıştırılıyor. ‘Haydi kızlar okula’, ‘Baba beni okula gönder’, ‘Kadın cinayetlerine son’, ‘Kadın erkeğin namusu değildir’, ‘Çocuk gelinlere hayır’, ‘Engellilerin önündeki engelsizsiniz’ gibi mesajlar sadece verilmiyor, seyircinin gözünün ortasına iyice sokuluyor. Aynı fikirde olduğun konuya bile tahammül etmek zorlaşıyor böylece.

Haberin Devamı

Özetle dizilerin pek çoğu Mahsun Kırmızıgül işlerindeki mesaj kaygılı bombardımana girince ve bir de mesaj sık tekrarlarla gözümüze sokulunca tadı kaçıyor. Dram izlerken gülmemizi, gülerken düşünmemizi, düşünürken ağlamamızı, ağlarken kaşınmamızı, kaşınırken illa ki dizinin her dediğini sonuna kadar öğrenmemizi istiyorlar. Ama mesaj kaygısı, ‘bu salak izleyici anlamaz’ kaygısına dönüşüp direkt vermek yetmez gibi detay detay yinelenince geceler dar geliyor ve bazen televizyona bir kafa atmak istiyor insan. Açıkçası dizi sürekli bir şeyler öğretmeye çalıştıkça dersten kaytarmaya çalışan çocuklar gibi kafa başka tarafa dağılıyor. Sonuçta hedef kitleyi belirleyip insanların zaten bildiği ve duymak istediği şeyleri söylemek gayet anlaşılır bir ticari hesap olabilir ama yeterli düşünsel olgunluğa ulaşamamış mesajlar etki yaratmak yerine tepki yaratıyor.

Haberin Devamı

NOT: Bakın yaz da geliyor, ne olur boğmayın seyirciyi ve lütfen mesajlarınızı fiş öğretir gibi tekrar etmeyin. ‘Uzatmayın tekrarları’ konulu yazımı daha fazla değil sonsuza kadar uzatabilirim, korkmayın yapmayacağım. Ama yalvarırım Bugünün Saraylısı’ndaki Süreyya (Savaş’ın kız kardeşi) bir kez daha intihar etmesin, belli ki beceremiyor. Atladı, içti, kesti, çarptı, vurdu ama olmadı, olmadıi olmadı! Yine fragmanda kendi kafasına silah tutuyordu, böyle giderse o silahı alıp ben gidip vuracağım Süreyya’yı. Bakın uzatmayın ne olur ve mesajınızı sessizce yere koyun biz istersek gelip alalım. Bu arada Yavuz Bingöl’ün Karagül’deki işlevi nedir Allah aşkına teyzem oğlu? Offf! Ver silahı Süreyya, önce seni sonra kendimi vuracağım! Ben yine bir gidip intihar edeyim!