Şenay Tanrıvermiş
Şenay Tanrıvermiş
Şenay Tanrıvermiş

Offf Yeah!

Yok böyle Türkçe! Ülkemizde Türkçe konuşurken araya İngilizce sözcükler katmak kişinin ne kadar eğitimli, seviyeli, kaliteli ve havalı olduğunu anlamamıza yarar.

Haberin Devamı

Yok böyle Türkçe! Ülkemizde Türkçe konuşurken araya İngilizce sözcükler katmak kişinin ne kadar eğitimli, seviyeli, kaliteli ve havalı olduğunu anlamamıza yarar.

Bazılarını anlamak için iki dil şart! Eşek değiliz ya saygı duyuyoruz tabii. Hele de kendi dilini Amerikan aksanıyla konuşan birine saygı duymakla yetinmiyoruz. Hayran oluyoruz, ayılıyoruz, bayılıyoruz. Çünkü gerçekten yok böyle bir Türkçe.

Örneğin Cem Ceminay belki iyi dans edemiyor ama kendi ana dilini öyle güzel vurgularla, uzatmalarla, kesmelerle, ses düşmeleri ve ilaveleriyle İngilizce konuşuyormuş duygusu yaratmayı başarıyor ki insanın ‘oh yeaaah’ diye haykırası geliyor.

Adam aaauuooowwlar, vaaoooawwlar, okeyler ve yeaaaahhlarla filan resmen İngilizce konuşuyor. Ah, vah, vay, oy gibi sesler asla beklemeyin. Böylesi modern insanların öyle yerel sesler çıkartması işin doğasına aykırıdır. İşte bu yüzden, hatta sırf bu yüzden onu hem anlıyoruz hem de İngilizce biliyor gibi oluyoruz. Biz de havalı oluyoruz yani.

Haberin Devamı

Esprileri pek komik olmayabilir ama en azından İngilizce gibi. Üstelik araya mutlaka bir İngilizce cümle kuruyor ve çevirisini de kendi turist Türkçesiyle hemencecik yapıveriyor. Kendisi buralı, bu ülke de doğmuş, büyümüş, yaşamış ve zaten neredeyse 40 yıldır radyo programcısıdır. Bu nedenle dilini hiç bozmadan koruyabilmesi büyük bir başarıdır. İnsanın kendi dilini yabancı gibi konuşabilmesi ve aksan yaratmayı başarması takdir edilmelidir.

Ana dilini konuşurken yabancı olmak öyle her yiğidin yiyeceği yoğurt değildir. Ayakta alkışlanmalıdır. Bence dile katkılarından dolayı kendisine ve türevlerine Türk Dil Kurumu özel ödülü hemen verilmelidir. Üniversiteler de Amerkan Türkçesi bölümleri açılmadır. Çünkü nasıl ki Karadenizli, Doğulu, Egeli şivesi varsa bir de Amerikan Türkçesi yaratılmıştır. Offff yeaahhh, ay pardon oooohhh olacaktı!

Böylesi güzel bir dilin farklı yansımaları cafe, bar, mağaza isimleri olarak çevremizi çoktan sarmış ve içimize, dahası iliklerimize kadar sinmiştir. Örneğin ‘aşk’ adında bir kafenin tabelası ‘ashk’ olarak yazılır. İsmi Tayfun olan bir genç mağazasının kapısına ‘Tıghfhun’ tabelası asar. Chai Bahçesinin bildiğimiz çay bahçesi çıkması tabii ki insanı mutlu eder…

Haberin Devamı

Yani maksat havalı olmak! (Cool takılmak kul olmaktan iyidir.) Yaaa dalga geçmeyıın lutfaaaaaaaan, yeaaaaaaaa cıddıyiıımm.. Siz de şimdi benim kelimeleri uzatarak konuşaaaan kısslardan olduğumu soyleyarak üserime gealmayııııııın yaaaaaaaaaaa. Lutfaaaaaaan yaaaa deeeeerrmişim. Yazının sonuna doğru ben de böyle bir moda gireeeermişim.