Şenay Tanrıvermiş
Şenay Tanrıvermiş
Şenay Tanrıvermiş

Her Sevda Bir Veda ve Küçük Ağa

Sınıf çatışmasını merkeze koyan bir dizimiz daha oldu.

Haberin Devamı

Sınıf çatışmasını merkeze koyan bir dizimiz daha oldu. Bir çeşit kast sistemi yaşanan ülkemizde avam-elit, zengin-fakir, köylü-kentli kısacası ezen-ezilen ikilemi hayatın her alanına sızdığı için sınıf meselesi elbette her zaman ilgi çeken bir konudur. Kaldı ki bu çatışma dil, din ve etnik alanlarda da yaşanan bir gerçekliktir.

Dizi, aşağıdakiler ve yukarıdakilerin keskin farklılıkları üzerinden herkesin özde insan olduğunu en baştan ilan eden bir söylemle ve aslında küçük burjuvayı aşağılayan küçük mesajlarla dolu görünüyor. Böylece yaşam standartları arasında aşılmaz uçurumlardan düşenler ve uçanların yer aldığı ‘Her Sevda Bir Veda’ ilk bölümüyle seyirciye güçlü bir sesle merhaba diyor. İşçi patron diyaloglarında sınıfsal kavgaların birkaç çeşit varyasyonlusu birden verilmeye çalışılıyor. Birden zenginleşenlerin küstahlığı ile aileden varlıklıların sürtüşmesi, gecekondudan iş kulelerine, konaklardan derme çatma barakalara, dolmuş-minibüs hatlarından lüks araçlara geçişlerle çarpıcı ve zengin bir yelpaze sunuluyor. Sanat yönetmenliğini ödüllü sanat yönetmeni Sırma Bradley’in yaptığı her sahneden belli oluyor. Bradley her zaman olduğu gibi detaycı seçimleri ve görsel komposizyonlarıyla hikayenin görselliğine müthiş derinlikler katıyor.

Haberin Devamı

Birçok yeni ismin ekranla tanışmasını sağlayan yapım, usta tiyatrocu isimleri de kadrosuna alarak zengin bir kadroyla göz dolduruyor. Yepyeni yüzlerle farklı katmanların sorunlarına ve duygularına girmeye niyetlenen dizi Yeşilçam geleneğinden miras anlayışla fakir ama iyi kalpli, namuslu insanlarla zengin ama kötü insanları karşı karşıya getiriyor. ‘Benim kahramanım meğer işçiymiş’ gibi diyalogların sıklıkla yer aldığı dizi sınıf çatışmasını bangır bangır dillendirmekten kaçınmıyor. Sonuçta seyirciyi yakalar mı yoksa reytinglere kolayca ve çabucak kurban gider mi kestirmek zor ancak kadronun en azından farklı bir lezzet sunduğu kesin. 

Bir başka yeni başlayan dizi ise ‘Küçük Ağa’ ve hikayenin kahramanı ‘Mehmet Can’ adlı bir çocuk. Mehmet Can annesi ve babası boşanmasın diye biraz Sezercik, biraz Ayşecik, biraz Evde Tek Başına karışımı afacanlıklar, oyunlar, planlar ve yaramazlıklar yapar. Annesi İstanbullu babası ise Urfalı zengin bir aileden gelmiştir ve burada da şehirli-köylü, doğu-batı çatışması üzerinden gayet klişe bir komedi çıkarılıyor. Ancak çok sevimli bir çocuk merkezde herkesin bildiği bir hikayeyi hiç yormadan anlatınca ilk bölümden yüksek reytinglerle zirveyi zorlamayı başarıyor. Çocuk aklı ve kalbiyle ettiği kocaman laflar ne olursa olsun aile birliği bozulmamalıdır gibi aslında tehlikeli mesajlar içeriyor. Özellikle çocuk seyirciler tarafından son derece yanlış bir algıya sebep olacak söylemler kulak tırmalıyor. Boşanmayı önce dram sonra oyuncağa çeviren yapım, milyonlarca küçük çocuğa yanlış örnek olmakla kalmayıp büyük hayal kırıklıkları yaratabilecek davranışlarla dolu.

Haberin Devamı

Ama o hiç değilse küçük bir çocuk! Koskoca Melek Baykal’a ne demeli? Bu hafta yaptığı yayınlardan birinde konuğuna ‘hocam Müslüman olmayan biriyle evlenmek günah mıdır’ gibi çok acayip bir soru sordu. Hoca da günah ve yasak olduğunu söyledi. Hiç itirazsız konuğunun söylediklerini kabul eden ve tekrarlayan Melek Baykal’ın bu söylemi milyonlarca eğitimsiz insana kesin ve net bir bilgi gibi verildi.

Televizyonda verilen bilgilerin birçoğunun taraflı, reyting uğruna faydacı ve yalan yanlış olduğunun unutulmaması dileğiyle… (Vay be dileğin uzunluğuna bakın, bu yazarın geniş kapsama gücü ve engin bilgilerinden kaynaklanmaktadır. Evet bu vallahi kesin bilgi :))