Bize Shakespeare çok!

Yapımcılar sezon ortasında yeni diziler yapmaya başladı. İşte bu yüzden çocuklar duyarsa duysun artık! Hatta en önce babalar duysun, sonra çocuklar! Seyirci yeni diziler başladı ya, seçme özgürlüğü var sansın.

Ey özgürlük! Seyirci, seyirci kalma özgürlüğünün sınırsız kıvancını yaşasın!

Boş verelim, Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Görev ve Çalışma Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikler ve repertuar belirleme yetkisinin genel sanat yönetmeninden alınmasını kafamıza takmayalım. Dün sanatın içine tüküren, beğenmediği gerekçesiyle heykel yıktıran, Emek Sinema’sını güpegündüz kapatanlarla efendi gibi uzlaşalım. Karakterimizden taviz vermeyelim, doğru oturup eğri konuşalım. El ele verelim, bir dünya kuralım ve içinden çıt çıkmasın, aykırı tek ses duyulmasın! Ahengin, uyumun böylesinin adına ‘ileri demokrasi’ diyelim.

Canımın içi seyirciler, hepinize sesleniyorum... Seyirci kalalım kendi hayatımıza hatta hayata dair ne kadar değerimiz varsa yıkılırken alkış tutalım. İstanbul Şehir Tiyatroları'nda repertuarı belirleme yetkisi genel sanat yönetmeninden alınınca ve ikisi bürokrat yedi kişilik bir kurulun belirleyeceğini duyunca içimizi bir sevinç seli bassın, içinde boğulalım.

Sanatçıların gösterdiği tepkiye tepkisiz kalalım. Böylece sanatçılarımız daha da yalnızlaşarak kuzu kuzu sistemle uzlaşsınlar. Sanatı ve sanatçıyı hizaya sokalım ve halkın gözünde küçük düşürelim. Dünyada her halde ilk kez bir yönetim tiyatro insanlarını, tiyatrodan kovuyorsa bu icadımızın tadını çıkaralım. İlklere imza atmanın haklı gururunu paylaşalım. Çok sesli sanat yerine tek sesli muhafazakar bir yönetimle kafalarımızın karışmasına engel olalım.

Atalarımızın da belirttiği üzere düşün düşün, çoktur işin! Düşünmeyelim ki kafamız karışmasın, aklımıza hiçbir şey gelmesin. Zaten bunca TV kanalı varken tiyatroya ne gerek var, anlamayalım. Böyle mantıklı, akıllı, uslu sorular soralım. Ne de olsa demokratik bir ülkede yaşıyoruz, bütün sanatçılarımızı dediğimizi yapmazlarsa aç bırakalım. Bu kadar açlığa, kanuna, yasaya rağmen eylem yapıyorlarsa çekip kenar açık açık konuşalım. Köşeye sıkıştıralım, tenha da kıstıralım, arkadan dolanalım, sırtından vuralım. Durmayalım, yola gelenlerle yola devam edelim.

Bize göre Shakespeare mi yok Allah aşkına?