Şenay Tanrıvermiş
Şenay Tanrıvermiş
Şenay Tanrıvermiş

"Aramızda Kalsın" sanki arada kaldı!

Öncelikle öylesine çok sevilen iki oyuncu rol alıyor ki daha fragmanlarından itibaren zaten cepte hazır bekleyen hayran kitlesini yakalıyor Aramızda Kalsın.

Haberin Devamı

Öncelikle öylesine çok sevilen iki oyuncu rol alıyor ki daha fragmanlarından itibaren zaten cepte hazır bekleyen hayran kitlesini yakalıyor Aramızda Kalsın. Uğur Yücel hem sinemanın hem de kültleşmiş dizilerin en sevgili oyuncusu olarak seyircinin kalbinin baş köşesinde duruyor. Binnur Kaya ise son yılların oynadığı her rolü köpürten, çoğaltan, yeniden yaratan en özel ve en yetenekli oyuncularından biri. Sadece ikisinin büyüleyici performanslarını izlemek için bile izlenir. Gökçe Bahadır ise önce Yaprak Dökümü’yle hafızamıza sızdı, sonra Kayıp Şehir’le seyircinin sevgi ve saygısını taçlandırdı. Caner Cindoruk başroldeyken bile kendini azaltıp canlandırdığı karaktere can veren bir oyuncu olduğu için parlamak ve parlatmaktan çok yine rolündeki kişi oluyor. Kadronun tamamında resminden ya da flaş isminden dolayı prodüksiyona alınan yok, varsa da hissedilmiyor. Güzel olan da bu zaten! Gerçekten oyuncu kadrosunu oyuncular oluşturuyor. Tabii böyle olunca dizinin seyir keyfi ve kalitesi birçoğunu başlar başlamaz geçiyor, hatta eziyor.

Haberin Devamı

Ancak dizinin müziği, karakterleri, konusu, içeriği, işleyiş biçimi, mekanları ve komedi-dram olarak türü bir yerlerden tanıdık geliyor. İçinde biraz Yabancı Damat, İkinci Bahar, Canım Ailem, Türk Malı ve Yeşilçam’dan esintiler, alıntılar veya ciddi anımsatmalar var. Tüm bunlar yapımın alıntı, çalıntı ya da tekrar olduğu anlamına gelmiyor elbette, hatta daha kolay anlamamızı ve sevmemizi de sağlıyor. Yenilik var mı diye sorulursa işte o orası ilk bölümden belli olmuyor ama pek bir vaatte de bulunmuyor doğrusu. Örneğin yine mutfak öğeleri ve yöresel yemek alışkanlıkları fazlasıyla öne çıkartılıyor. Adeta yemek içmek alışkanlıkları üzerinden karakterler ve yaşam biçimleri kodlanıyor.

Bu aslında birçok dizinin kullandığı son derece verimli bir zemin oluşturuyor. Sabahları şık ve uzun bardaklarda portakal suyu içilen dizilerle zeytin, ekmek, peynir yenilen diziler kendilerini zaten farklı tanımlıyorlar. En azından adaptasyon olmadığı için ve referanslarını kendi topraklarından aldığı için ‘Aramızda Kalsın’ın duygusu, ruhu ve dolayısıyla mesajları seyirciyi daha kolay yakalayacak gibi hissediliyor. Bol bol birbirini baskılayan ancak modern toplumlara göre daha kalabalık, şenlikli ve paylaşımcı bir yaşam kutsanıyor alttan alta. Geleneksel aile ilişkilerini komedi ve dram arasında gidip gelen bir tempo ve içerikle işliyor olması son derece değerli elbette. Aile içi ve aileler arası çatışmalardaki zorlayıcı kalıp yargılar kendiliğinden masaya yatırılıyor. Gökçe Bahadır’ın canlandırdığı Yadigar ise ülkemizin bir çok ‘çocuk gelini’nden biri olarak en baştan mahvedilmiş bir hayatı resmediyor. Yadigar’ın vereceği/vermeyeceği mücadele dizinin belki de en önemli ve çok değerli mesajlarını oluşturacak. 32 yaşına kadar hiç şehir görmemiş iki çocuklu dul kadın Yadigar’ın dramı elbette çok tanıdık ve maalesef zor bir yaşam mücadelesini temsil ediyor. Bakalım genç bir kadının önüne şehir ne gibi fırsatlar ve ne gibi bariyerler koyacak? Umuyoruz ki ülkenin en büyük sosyal meselelerinden olan kadın sorunsalı en azından izleyiciler içinde farklı ve gelişmiş bir hassasiyet kazanılmasına vesile olur. Her ne olursa olsun hikayenin genelinde bu kadronun sunacağı performans ve sofralar içimizi çok ısıtacağını ilk bölümden müjdeliyor.