Yetenek başarıya götürür mü?

Yapılan araştırmalarda en iyiler ile normaller arasındaki farkın performansı attırmak için yaşam boyunca ortaya konulan bilinçli çaba olduğu söylenmiş. Bu da 10 yıl ya da 10 bin saate denk geliyormuş.

Tenisin başarılı sporcusu Andre Agassi şöyle anlatıyor: “Babam her gün 2500 topa vurursam haftada 17500 kere topa vurmuş olacağımı ve bir yılın sonunda neredeyse bir milyon topa vurmuş olacağımı söylerdi. O matematiğe inanırdı. sayılar yalan söylemez derdi. Yılda bir milyon vuruş yapan çocuk yenilmez olur.” 

Başarı için çalışma yeterli mi? Yeteneğin önemi, ilgi ve alakanın motivasyon konusundaki katkısı başarıda ne kadar etkili? Baktığımızda başarı hepsinin ortak sonucu ve olmazsa olmazı. Gönülsüz antrenman yapan bir sporcunun çalışmaları amaca ulaşmadığı gibi, yeterli antrenmanı yapmayan bir sporcu da başarılı olamamakta, vasattan öteye gidememektedir. Yetenek de işin içine girdiğinde yetenekli olanların işi biraz daha kolaylaşmakta, başardıkça motive olmakta ama bu sefer de kaygılar işin içine girip “Ya yeterince başarılı olamazsam” diye kaygı duyup öne çıkmaktan uzaklaşabilmektedirler. Bütün bunlar başarıyı oluşturan değişkenler olup aynı durum çocukların ders başarısı için de geçerli olmaktadır. Akıllı ama çalışmayan bir çocuk liseye kadar iyi gitmekte sonra başarısı düşebilmektedir. Çalışkan bir çocuk da verimli çalışmadığında, iyi konsantre olmadığında notları belirli bir düzeyin üstüne çıkamayacak, başarı bütün bunlar yan yana olduğunda kendini gösterecektir. 

Ailelerin yapması gereken en iyi davranış çocuklarının yeteneklerini öğrenmek, yeteneklerini ilgi ile desteklemek ve bunu verimli bir çalışma ile okul hayatına yönlendirmektir. Böyle yapıldığı takdirde yetenek başarıya ulaştırabilecek yoksa “Benim çocuğum zeki ama tembel” şikayeti ömür boyu onun başarısızlığı için bir mazeret olmaya devam edecektir.