Hızlı okuma işe yarar mı?

Ünlü sinema sanatçısı Woody Allen’in bir sözü var, “Savaş ve barışı bir saatte okudum, olayın Rusya’da geçtiğini anladım” diyor. Bu yönden bakıldığında hızlı okumak kadar okuduğunu anlamak da önemli diye düşünüyorum.

Aslında yoğun bilgi bombardımanına tutulduğumuz günümüzde işimize yarayacak bilgileri almanın, bunları kullanmanın ve daha çok sayıda bilgi kaynağına ulaşmanın yegane yolunun hızlı okumak olduğuna inanıyorum. Öyle ki az sayıda bilgiyi yavaş okuyarak hatta kimi zaman okumaya çalışırken metinden koparak başını unutmak yerine hızlı ve anlayarak okumak bizi başarıya ulaştıracaktır. Öğrencilerin derslerini hızlı ve anlayarak okumaları onlara kendilerine ayıracak zaman sağlayacak, erişkinlerin hızlı okumaları onların entelektüel yönünü kuvvetlendirecek gerek kendi alanlarında daha bilgili ve başarılı olmalarını sağlarken diğer yandan da birçok konuda bilgi sahibi olmalarına katkıda bulunacaktır.

İnsan beyni aslında çok hızlı okuma kapasitesine sahip iken başlangıçtaki kötü alışkanlıklar onun hızını yavaşlatmakta, deyim yerindeyse fren yaptırmaktadır. Örneğin içimizden sessiz okumaya çalışmak, okuduklarımızı içimizden tekrarlamak, takıldığımız yerlere geri dönmek, amaçsızca okumak okuma hızımızı yavaşlattığı gibi okuduklarımızdan faydalanmamızı da engelleyen bir alışkanlıktır. Bunun yerine yazının tamamını değil, belli kelime gruplarını tarayıp bularak okumak, bir iki kelimeyi yavaşça tekrarlamak yerine büyük kelime gruplarını taramak bizi hızlandıracak, okuduklarımızı bilinçli olarak anlamamıza yardımcı olacaktır.

Hızlı okuma daha çok teknik ve eğitim konularında işe yararken bir edebi eseri okurken geçmişin yavaş hızlarına dönmeden ama sindirerek okumak da belki hızlı okumaktan farklı ama yavaş okumaktan daha etkili olacaktır. Her şeyi hızlıca silip süpürmenin de çok başvurulacak bir yöntem olması gerektiğini düşünüyorum.

Sonuçta hızlı okumayı başta ilköğretim seviyesinde olan öğrencilerden başlayarak herkesin öğrenmesi ve ”Benim ne işime yarayacak?” demeden erişkinler tarafından da benimsenmesinin okuma özürlüsü olan ve okumayı sevmeyen ülkemizde okuma konusunda fark yaratıp kitap okumayı arttırdığı gibi, kişisel başarıyı da daha yukarılara taşıyacağına inanıyorum.

Bilgi güçtür çocuklarımızı güçlendirelim.