Pemra Uğural
Pemra Uğural
Pemra Uğural

Kahraman baba

Bir kız çocuğunun kahramanıdır babası. Her sarıldığında sevdiğini, her kızdığında onun iyiliğini düşündüğünü, hiçbir şey yapmasa da en çaresiz kaldığı anda yanı başında belireceğini bilir.

Haberin Devamı

Bir kız çocuğunun kahramanıdır babası. Her sarıldığında sevdiğini, her kızdığında onun iyiliğini düşündüğünü, hiçbir şey yapmasa da en çaresiz kaldığı anda yanı başında belireceğini bilir. Bunu bugün bilmese de bir gün muhakkak anlayacaktır. Karşısına çıkan gerçek sevgili ile bunu keşfedecek, gördükleri ile görmedikleri arasındaki farkı sevgiliden çıkartacaktır.

Eğer gerçek bir baba sevgisi ve ilgisiyle büyümüşse, aşkı görmeden hissetmeyi, hissettirildiklerinin değerini, beklentilerinin dozajını çok iyi bilecektir. Zaman gelip de hayatındaki adamın yaraları kanamaya başlayıp kendi dünyasında savaşlar vermeye, tüm ilgisi sevdiği kadının üzerinden sonbahar yaprakları gibi dökülmeye başladığında; kendini çıplak hissetmeyecek, sebepleri kendinde arayıp başka yaralar açmakla uğraşmak yerine, ona nasıl ilaç olacağını iyi bilecektir. Bir fidanı sevgiyle beslersen, nereye dikersen dik hep sevgiyle açar ya hani. Ta kendisi. Gerçek sevginin öyle elle tutulur bir şey olmadığını babasından öğrenmiştir çünkü. Salon koltuğunda sızan o küçücük bedeninin, güçlü kollarda yatağına taşınacağının, 'bugün okuldan seni ben alacağım' dediğinde geleceğinin, delicesine istediği şeylere izin vermese bile onu canından çok sevdiğinin güvencesini almıştır o kız bir kere…Sevdiği adam ona bugün sarılmasa ne olur…'Akşam işten erken çıkmak ve seni görmek istiyorum' dese ve yapamasa, bunun 'istese yapardı' ile ne alakası olabilir ki… 

Haberin Devamı

Oysa ki babası olmayan bir kızın yoktur kahramanı…Her kapı çaldığında koşarak sarılacağı güçlü kolları bekler durur hep. Kırılan oyuncaklarını tamir eden, akmayan suları akıtan, aslandan bile kuvvetli, yorulduğunda onu omuzlarında taşıyan kahramanı olmamıştır çünkü hiç. Bilmez o dağları deviren adamın annesini ağlarken gördüğünde nasıl iki büklüm olup sarılacağını, kucaklayıp kaldıracağını, için için eriyebileceğini…Bilmez bir adamın kükremesiyle evi inletebileceğini, sonra aynı adamın banyo yaparken şarkı söyleyebileceğini…Sadece gördüğü kadarını sevgi sanar babasız büyüyen kadınlar. Aşk üzerine hayalleri ise dramatik sahnelerden çıkıp gelen kurtarıcılar üzerinedir daima. Hakim olamadıkları kendilerine acıma duygusuyla, ilerleyen yaşlarda daha çok acıtmak isterler. Acımasızca koydukları koşullarda boğulurlar sık sık ve istisnasız beklerler o müthiş kurtarıcıyı. Elin uzanması yetmez, sonra kucaklasın isterler. O da yetmez sonsuza kadar sahiplenilsinler diye beklerler. En sonunda da kendileri terk ederler… Tüm yaşanamamış yılların acısını çıkartırcasına doyamaz beslendikleri sevgiye, ilgi şımarığı olur çıkarlar bencilce…Hiçbir zaman görmedikleri sevginin kıymetini nasıl bileceklerini şaşırır kalırlar. Hep bir kahraman ararlar, buldukları her aşkı da babaları sanarlar. Bir babanın nasıl davrandığı değil, nasıl sevdiğidir o çocuğun geleceği. Eğer bir yerlerde yana yakıla aşkı arayan bir kadın görürseniz, bilin ki o aslında babasını arıyordur...