Özlen Çopuroğlu
Özlen Çopuroğlu
Özlen Çopuroğlu

Okumaktan Başka Çare Yok

Her birimiz bitmez tükenmez benzer hayat mücadeleleri içindeyiz. Çocuklar da, aileler de birbiri ile eşleşti mi zaten her şey yerini buluyor, çocuk çocuğa, anne anneye, hep benzer soruları soruyor. “O kitabı okudun mu?” türünden sohbetlerle akıp gidiyor.

Haberin Devamı

Nereye baksak aynı, hangi duruma, hangi olaya, hangi kişiye ve hangi meseleye bakarsak bakalım...

Sorunlar hep aynı bilgisizlik, cehalet...

Çocuklarımızın özgüven kazanıp hayatın her şartına ayak uydurmalarını sağlarken, hayata sizinle ya da siz yokken bile alışmasını yavaş yavaş öğretirken, çevre faktörlerine hazırlıklı olup daha minnacıkken insan seçip kendi oluşturduğumuz izole, suni ve onun için ideal gördüğümüz yaşam ve sınırladığımız çevreye değil her türlü insan karakterini küçüklükten gözlemleyip kendi kendine seçme hakkının egsersizlerini yapacağının aksine doğal ortamlarda ve çevrelerde bulunması asıl olup deneyimlenmesi önemli değil mi hepimiz için?

Peki zorlanıyor musunuz zaman zaman siz de benim gibi?

Ben kendimle çoğu zaman çelişkiye düşüyorum ve soruyorum kendime “Hani doğal ortam olacaktı, neden uygunsuz birini hemen uzaklaştırıp az görüştürür hale geliyorum, kötü örnek olmasın diye mi?” Oysa kendisi başa çıkmasını bilmeli, çıkıyor da aslında sorun orada değil, sorun vakti harcamaya değer gördüğüm ilişki alışverişlerinde akışa bırakmak.

Haberin Devamı

Nedir bu alışverişin verimi peki?

İrdeledim kendimi. Cevap çok net.

Ekonomik göstergeler bu değerlerlendirmede mevzu bahis bile olamaz, orası kesin. Hatta son derece itina ve özen gösterdiğimiz varlık ve yokluğun, her çocuğun her şekilde başında vıdıvıdı ile değil gerçekten hissederek yaşaması deneyimi bence en büyük en temel eğitim.

Çalışırsan her zaman şansın var, çalışmazsan paran tonla olsun üretmeden yersen gün gelir bir bakmışsın artık üretmeye bile şansın yok. Bunlar kuşkusuz günümüzdeki en temel değerler.

Ama kendimi irdeledikçe çıkan sonuç şu ki, evet insanın korumacı anneliği bir yerde çıkıveriyor ortaya. En yakın arkadaşlarımı da,kendimi de gözlemliyorum. Şu büyüklerin aynı dili konuşuyoruz kriteri aslında çocuklarda da aynen işliyor.

Kitap okuyan çocuklar kitap okuyanlarla, spor yapanlar spor yapanlarla, yaramazlar yaramazlarla, el becerisi çok gelişmiş olanlarlar, o yaratıcı çocuklarla olmaktan hoşlanıyor.

Haberin Devamı

Ee bu denge ve seçimi çocuğunun yaptığını gören hangi anne-baba mutlu olmuyor ki?

Bu çocukların ailelerinin ne iş yaptığı, tahminen kaç lira gelir elde ettiği, nasıl bir evde oturduğu, ne marka arabaya bindiği de umurumuzda bile olmuyor.

Aksine onlar da birbirini çekiyor aynen çocuklar gibi, bir bakıyorsun sohbetlerinde herkes çocuğu için en iyisini yapmak isteyen, kendileri de o tür çocukluklardan geçmiş, her şeyi kazanarak, çalışarak elde etmesini öğrenen, okumaktan, çalışmaktan başka bir çare bilmeyen insanlar grubu işte.

Her birimiz bitmez tükenmez benzer hayat mücadeleleri içindeyiz.

Çocuklar da, aileler de birbiri ile eşleşti mi zaten her şey yerini buluyor, çocuk çocuğa, anne anneye, hep benzer soruları soruyor. “O kitabı okudun mu?” türünden sohbetlerle akıp gidiyor işte hayat alışverişleri...

Haberin Devamı

Çünkü herkes üretmenin heyecanı içinde devam ediyor hayatına.

Kızı büyüdükçe, daha da gözlemci olan, vaktin ne kadar kıymetli olduğunu ve her şeye vakit harcanması gerektiğine inanan Lara’nın annesi Özlen ben.

En çok sevdiği şey, kıskanılacak kadar çok okuyan ve anlamlı konuşan bilgili insanları dinlemek olan. 

Özlen'in pratik mercimek köftesinin tarifini izlemek için tıklayın!