Özlen Çopuroğlu
Özlen Çopuroğlu
Özlen Çopuroğlu

Esasen mi, suret mi?

Evrakların suret ve aslını ayırt etmek kolay ama insanların?

Haberin Devamı

Her ne kadar dini bir terim gibi görünse de hatta İslâm felsefesinde, varlığın görünen yanında, beş duyu ile algılanan diğer yönüne verilen ad olsa da, birçoğumuzda aslı ve sureti diye biliriz noterlerde yaptığımız her türlü işlemden sonra noterin bize verdiği belge gibi hani. İslam felsefesinde çokça bilinse de diğer dinlerde de sıkça rastlanılan bir kullanım.

Aslında sözün özü görünen ve görünmeyen yanınız.

Suretsiz olur mu?

Elbet olmaz, görünürlüğü öyle ya da böyle olacak.

Ama suret aslı gibi midir, işte mesele o?

Evrakların suret ve aslını ayırt etmek kolay ama insanların?

Suret görünen yanınızı belirtirken aynı yerde uyandırdığınız bir de diğeri var bence her insanın.

Suret karşında mana biçmemeyi öğrendiğim bir Konya ziyaretinden döndüm. 40 yaş Konyamdı şimdi yazarken fark ediyorum.

Haberin Devamı

Fakat mesele ne Konya ne Ankara ne Amerika. Mesele insanın olduğu ve suretinin yansıdığı her yer.

Ve galiba hissettiğim şu, suretler hayata ve insana ortama hakim olup egemen olmaya çalışıyorlar. Birden fazla benzer suret bir araya gelince “Ben buraya ait miyim?” sorusu gelip tam kalbinizin orta yerine yapışıveriyor.

Esasen mi, suret mi

Ahh şu modernite, tamam çok konforlu ve çok bağımlılık yapıyorsun hepimizin hayatında ama bir noktacık var ki kalbimizde oraya değmeye gör…

Kardan adam gibi eriyor o suretler hem gönlümde hem gözümde.

Ve benim anladığım ilk kez hissettiğim suret başka, taklit başka.

Bazı anlatılmaz duygular vardır ki bilir, fark eder ama anlatamazsınız hiçbir şeyi etkileyemeyecek kadar en tamamlanmış, en özgün haline gelse bile yine taklittir.

"İnsanın doğumundan ölümüne kadar ki yaşam süresinde nasıl değiştiğini ve bu değişikliklerin herkesin yaşamını nasıl etkilediğini izlediğim bir yolculukta hissediyorum kendimi, herkesin başrolünün kendi olduğu bir yolculuk. O zaman aldığı ve verdiği her şeye teşekkürler hayat, öyle ya da böyle her adım bir küçük aydınlık, bir küçük ışık oluyorsa içine… Elini kalbine her götürdüğünde o eyvallahı yana yana hissediyorsan eğer alışveriş tamamlanmıştır sayıyorum. Eli boş dönmemek var bence geçirdiğimiz her 24 saatin sonunda diğer bir güne geçmeden.

Haberin Devamı

Bugün Can Yücel çok uyacak bu sohbetimize!

Sohbetimize diyorum çünkü ‘kalpten kalbe suretlerin hiçbir şey ifade etmediği sahici bir yol var biliyorum.’

Esasen mi, suret mi

Kalpten kalbe olanlara gelsin…

“Sen değildin görüş günü tel örgüden görünen,
Boncuklarla işlediğim suretindi o senin;
Gölgenin güneşe nisbeti, leylim
Hem seni ben, seni görmekle görmüş değilim,
Görmedikce gözlerinin gördüğünü tekmil;
Sabahları çarşıya giderken, örneğin,
Gece dışarıda kalmış”

Her şey aşktan inadına ve inadına!