Ya Spor, Ya Eğitim

Zaman zaman sizinle paylaşıyorum. Bizim genç irisi oğlumuz spora pek meraklı. Hoşuma gitmiyor değil. Ama şu SBS kaygısı başladıkça diğer anneler gibi beni de alıyor bir kaygı. Ya spora dalar da, derslerini ihmal ederse!

Bu yıl 7’inci sınıfta. Artık bir karar vermem gerekiyor. Daha önce anlattığım gibi geçmişte de seviyordu, ama bu yıl basketbol onun hayatının büyük kısmını kaplıyor. Bugüne kadar satranç, yüzme, masa tenisi sporlarını iyi derecede yaptı. Şimdi onlara devam ediyor ama basketbola daha ağırlık veriyor. Önümüzdeki sene doğrusu artık biraz derslere yönelmesi ve basketboldan biraz uzaklaşması için haince planlar yapıyordum. Ama Naz’ı görünce vazgeçtim. 

Naz Aydemir, gururumuz milli takım voleybolcularından. Çok başarılı bir oyuncu. Ama aynı zamanda başarılı bir öğrenci. Geçtiğimiz günlerde onunla bir araya geldik. Yaklaşık bir saatlik sohbet sonunda ondan ayrılırken oğlumu spordan uzaklaştırmayı düşündüğüm için biraz utandım doğrusu. Çünkü, Naz’ın dediği gibi spor aslında eğitimle tercih yapılacak bir unsur değil, tam tersi eğitimle yürütülmesi gereken en önemli şey. Kendisinde olduğu gibi her çocuğu disipline eden, özellikle tek çocuklarda sorumluluk verdiren çok önemli bir dal.

Başarılı Öğrencilik ve Sporculuk Yaşamı

Naz, ilköğretimden itibaren hem başarılı bir sporcu, hem de başarılı bir öğrencilik hayatı yaşamış. Şimdi ise İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden başarılı bir şekilde mezun olmuş. Ama durun, daha bitirmemiş. Şimdi yüksek lisansta gözü. Tüm hazırlıkları tamam.

Nedense ülkemizde öğrenciler ya spor, ya eğitim, ya da ya sanat, ya eğitim tercihi yapmak zorunda bırakılır ya. O böyle bir tercih yapmamış, yapmadığı gibi hayatı boyunca eğitimden hep destek almış.

Kararlıyım, oğlum hafta sonları ve hatta hafta içi antrenmanlara gidecek, derslerini de o disiplin içinde devam edecek.