Nuran Çakmakçı
Nuran Çakmakçı
Nuran Çakmakçı

Tembel Göz

Oğlumun gözlerinde kayma vardı. Böyle durumlarda çocuğun 2 yaşında mutlaka doktora gitmesi gerekiyormuş. Çocuğu kaptığımız gibi o zamanların meşhur profesörlerinden birinin kapısını çaldık.

Haberin Devamı

Oğlum doğduğu andan itibaren dikkatimizden kaçmamıştı. Gözlerinde kayma vardı. 

Araştırdım. Böyle durumlarda çocuğun 2 yaşında mutlaka doktora gitmesi gerekiyormuş.

Serde gazetecilik, üstüne bir de eğitimcilik var ya, 2 yaşına gelir gelmez harekete geçtik. Çocuğu kaptığımız gibi o zamanların meşhur profesörlerinden birinin kapısını çaldık. (Aman siz siz olun her şeyin meşhurundan uzak durun. Özellikle doktorlarınkinden)

İşin Uzmanı İyi Dedi Ama…

Bir buçuk saatlik trafik maceramızın ardından saatlerce göz doktorunun kapısında bekledik.

Sıramız geldiği anda da “Bu yaşta bu çocuk getirilir mi?” diye azarlandık, sonrasında bir yandan sekreteri ile sohbet edip diğer yandan telefonla konuşarak geçirdiği 5 dakikalık zaman diliminin ardından “Hiçbir şeyi yok” denilerek gönderildik.

Biraz kızarak, biraz söylenerek dışarı çıktık. Dayak yemekten beter olmuştuk.

Haberin Devamı

Oysa aynı doktor bütün kadın dergilerine, hatta gazetelere “Aman, gözde tembellik çok önemli. 2 yaşını geçirmeyin. Tedavide geç kalmayın” diyerek poz poz resimlerle ahkam kesiyordu.

Çocuğu En İyi Anne Anlar

Kim ne derse desin, annesiniz ya en iyi çocuğunuzu siz anlarsınız. Ne doktor, ne o, ne bu.

Ben de takmıştım bir kere. Çocuğun gözünde kayma vardı. Ama sesimi çıkaramadım.

Zaman zaman tekrar doktora götürmek istedim ama işin en önemli uzmanı bize gerekeni söylemişti.

Cem 6 yaşına gelince çocuk doktorumuz, Cem’i göz doktoruna göstermemiz gerektiğini söyledi (Çocuk doktorumuz da ilaç sevmeyen cinsten. Öyle ateşi çıktı, burnu aktı antibiyotiği, şurubu dayayan cinslerden değil, tabii meşhur da değil).

Bize hiç duymadığımız başka bir uzmanın adını verdi. Bu kez onun kapısını çaldık.

Adam nemrut mu, nemrut! Sürekli komutlar veriyor.

“Hanım al çocuğu kucağına, oturt” vs. Çatık kaşlı bu doktordan da bu kez “Niye bu çocuğu beklettiniz. Gözlerinde kayma var. 7 yaşına kadar tedavi edilmezse kalıcı olur” azarını işittik.

Durum anlatmamıza fırsat vermeden tedaviyi açıkladı. Her iki göz de sırayla kapatılıp, tembel göz çalıştırılacaktı.

Haberin Devamı

Bu açma, kapamalar az buz değil bir yıl sürecekti. Bu kez de eski doktorumuza iyi dileklerimizi sunarak muayenehaneden çıktık.
Ertesi gün Tabip Odası’na ve eski doktorun bulunduğu hastaneye başvurdum.

Bir dilekçe gönderdim. Bir anne olarak beni yanıltan doktorun başkalarını yanıltmaması için tedbir almalarını istedim.

Tahmin ettiğiniz gibi ünlü doktorumuza kimse dokunamadı.

Tembel Göz Çalıştırıldı

Biz bunları sineye çekerek başımızın çaresine baktık ancak bir sorun vardı.

Oğlum anaokuluna gidiyordu. Gözlerini belli saat aralığında kapatması hem işlev olarak zordu hem de psikolojik olarak arkadaşlarının alay etmesi gibi sorun bizi bekliyordu.

Haberin Devamı

Ertesi gün anaokulu öğretmeninden randevu alarak yanına gittim. Öğretmen durumu dinledi ve gerekli malzemeleri kendisine göndermemizi istedi.

Ertesi günün akşamını iple çektim. Oğlum güle oynaya eve geldi. Ne yaptığını soramadım. Ama kendisi döküldü:

“Anne, bugün öğretmenimiz arkadaşlarımızla bir oyun oynadı. Adı: Tembel göz.
Benim gözümü sırasıyla kapattı. Bir gözüm çok tembelmiş. Öbür gözüm daha çalışkan. O tembel gözü çalışkan yapmak için üzerine pamuk koyacak. Ama benim gözümü kapatmadan önce arkadaşlarımla bu oyunu oynadık. Herkese sırayla o pamuğu taktı. Çok eğlendik.”

Daha sonraki günler oğlum rahatlıkla gözünü kapattı.

Öğretmenimizin yaratıcılığı ve özeni sayesinde ne arkadaşları tarafından alay edildi, ne de küçümsendi. Üstelik daha sonra sınıfta bu durumda olan birkaç çocuğa da aynı yöntem uygulandı.

Haberin Devamı

Neyse ki, doktorumuzdan değil ama öğretmenimizden yana şans bize gülmüştü.