Nuran Çakmakçı
Nuran Çakmakçı
Nuran Çakmakçı

Sınavzede anne

Yıllardır “yarış atı” gibi çocukları bu sınavlara hazırlayan ya da hazırladığını sandığım anne-babaları şimdi anlıyorum.

Haberin Devamı

Tam 25 yıldır eğitim haberleri hazırlıyorum. 25 yıldır onlarca sınav haberi yaptım. Annelerle, çocuklarla konuştum. Sınav kaygısını milyonlarca kez yazdım. Kaygının zararlarını defalarca haberleştirdim. Sınavlara oldum olası karşı çıktım. Çocuk ve ailenin iletişimine verdiği zararları, derin izleri yakından takip ettim.

Şimdi tüm bu süreci yakından yaşıyorum. Oğlum 8. sınıfta. Bu yarışın içindeyim. Yanlış anlamayın kararlarımdan vazgeçmiş değilim. Bizde aile dayatması değil, akran dayatması var. Kaygı da, harala gürele sınava hazırlanma da sürüyor. Bizim ergen irisinin kendisine, bize ayırmak için zamanı yok. Yıllardır severek oynadığı basketboldan bu yıl uzaklaştı. Satranç onun için bir tutkuydu, turnuvalara gitmez oldu. Varsa yoksa test kitapları ve sınavlar var. Bu arada müthiş bir çalışma temposu mu var, sanıyorsunuz. Hayır. Ama bu tempoda oluyormuş gibi duygu hali sanki onu rahatlatıyor. Her gün bana, “Şu arkadaşım günde 300 soru çözmüş” gibi cümlelerle geliyor. Kendisini bu karşılaştırmalarda kötü hissediyor, bazen morali bozuluyor, her şeyi bırakıyor, bazen sıkı sıkıya sarılıp gece yarılarına kadar soru çözmeye çabalıyor.

Haberin Devamı

Birlikte yapmak istediğimiz tüm etkinliklere ders çalışacağı gerekçesiyle karşı çıkıyor. Hafta sonu yürüyüşler, birlikte yemek yemek için geçirilen zamanları bile boşa harcanacak zaman olarak nitelendiriyor.

Benim ve babasının söylediklerinin hiç önemi kalmıyor. Çünkü tamamen akranlarının etkisi altında. Her ne kadar “Oğlum, bu hayatının en önemli şeyi değil. Kaybedeceğin bir şey yok. Elinden geleni yap, yeterli” şeklindeki sözlerimiz de kifayetsiz kalıyor. “Boş ver şu sınavları, okulun çok iyi bir okul” dediğimde ise, “Sen benden ümidi kestin, sınavı kazanmayacağımı düşünüyorsun” serzenişleriyle karşılaşıyorum.
Dediğim gibi bütün bunlar karşısında düzenli ders çalışıp, yüzlerce soru çözdüğünü sanmayın. Sadece çalışıyormuş gibi yaparak, biraz belki kendini rahatlatıyor. Ama bu yoğun baskı onu gergin, çatışmacı, agresif yapıyor. Dahası biz anne-baba olarak ona bu durumda pek fazla destek olamıyoruz. Zaman zaman konuşup, rahatlatmaya çalışıyor, stresini azaltılmasını sağlıyoruz. Ama dershane ya da okula gittiğinde bu girdabın içine tekrar giriyor.

Haberin Devamı

Yıllardır “yarış atı” gibi çocukları bu sınavlara hazırlayan ya da hazırladığını sandığım anne-babaları şimdi anlıyorum. Ergenliğin tavan yaptığı bu dönemde sınavların ne kadar yanlış olduğunu, çocukların bir tarihe kilitlenmesinin, bunun da gelecek kaygısını yaratmasının yaralarını bizzat yaşıyorum.

Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya oğlumun bu durumunu anlattım. O da işte bu nedenlerle sınavın kaldırılmasını istediklerini söylüyor. Ama yine de iyi okullar için eleme olması gerektiğini, bunun için de sınavın olabileceğinin altını çiziyor. Yani, sınavlar bitmiyor, bitemiyor.

Şimdiden çocukları sınava girecek ailelere söylüyorum. Her ne kadar bu sınavları takmasanız da, karşı çıksanız da sonunda çocuklarınız bu yola giriyor. Garip bir girdap bu. Siz siz olun onu bu girdabın içine atmak yerine, mümkün oldukça bizim gibi kenarında, köşesinde tutmaya çalışın. Çünkü o bir yıl ne olursa olsun ilişkinizden çok şey götürebilir.