Paylaş
Çocuğunuz 10-12 hatta 13 yaşındaysa bir sorun bakalım “somya” nedir biliyor mu? Ya da sedir, divanı sorgulayın, bakalım cevabını alacak mısınız? Biz 40’lı yaşlardakiler bu kelimelerin anlamını biliyor olabiliriz ama inanın onlara bu kelimeler yabancı.
“Nereden çıktı bunlar?” diye merak ettiniz biliyorum. Efendim biz geçtiğimiz günlerde ergen irisi ile birlikte bir Türkçe öğretmeni ile sohbet ediyorduk. Malum bizimkini sınav stres şimdiden sardı. Ama açık açık söyleyeyim olayla benim yakından uzaktan ilgim yok. Yani onun üzerinde herhangi bir baskı oluşturmuş değilim. Kendisi ufaktan ufağa gelecek yıl gireceği sınava hazırlanıyor. Hazırlanıyor derken hırs bastı bizimkini. Etrafta bulduğu test kitaplarını deviriyor, soruları çözmeye çalışıyor. İçten içe mutluyum mutlu olmasına ama kaygısı da artıyor. Gerçi uzmanlar kaygı iyidir diyor ama fazlası zarar diye de uyarıyor. Bizimkinin en fazla takıldığı konuların başında Türkçe soruları geliyor. Annesi gazeteci, işi yazıyla ilgili ama terzi söküğünü dikemez misali çok fazla etkili olamıyorum herhalde. Kelime hazinesi iyi, dil bilgisi fena değil, gel gelelim atasözleri ve deyimler konusunda pek de başarılı değil. İşte bu konuda ne yapabiliriz diye düşünürken ve biraz da eski SBS sorularını karıştırırken karşımıza yukarıda saydığım, bizim aşina olduğumuz ama çocukların baktığında hiçbir şey anlamadığı “somya, divan, sedir” gibi kelimeler çıkmış. Biz de bu engelleri aşmak, bizim gibi onların da Türkçe’ye hakim olmasını sağlamak için ne yapabiliriz araştırmasına giriştik doğal olarak.
Bulduğumuz ilk Türkçe öğretmeni de karşılaşır karşılaşmaz bizimkine işte bu kelimelerin anlamını, ardından bazı atasözleri ve deyimleri sorunca artık bu konuda bir adım atmak gerektiğine karar verdik.
Sakın çok kitap okuyor nasılsa diye düşünmeyin. Bizimki de iyi okuyor, hele de sürükleyici bir konu ise elinden bırakmaz. Bu iyi ama yetersiz. Çünkü, ergen irisi genelde de yabancı yazarların kitaplarını okurdu. Oysa bütün bu araştırmalardan anladık ki, mutlaka ve mutlaka Türk yazarların kitaplarını okuması gerekiyor. Çünkü atasözleri, deyimler ve yukarıda sözünü ettiğim kelimeler ancak ve ancak bu kitaplarda yer alıyor. Tabii bunları okurken de altını çizip, anlamını bilmediğini sorması ve de iyice anlaması şart. Zaten Türkçe öğretmenlerinin de önerisi bu yönde. Ayrıca tek tür değil, birkaç tür kitap okuması lazım. Yani bilimsel, deneme, hikaye, roman, macera vs. Yabancı da okusun ama yerli kitapları iyice anlayarak bitirsin. Altını çizsin, kenarına notlar alsın, soru işaretleri koysun. Bırakın kitabı bir defter gibi kullansın. Göreceksiniz çok işe yarayacak. Tabii kitap sonrası sizinle konuyu tartışıp, üzerinde konuşması kaymaklı ekmek kadayıfı olur. Biz uygulamaya başladık bile. Size kolay gelsin.
Paylaş