Okul seçimi

Küçük çocuğunuz var ve okul öncesi eğitime vermek istiyorsunuz. Belki birkaç okulun kapısını çaldınız, belki de hazırlık yapıyorsunuz. Bu aralar çok duyuyorum, daha 3 yaşında çocukları sınavdan geçiren, elemeye tabii tutan kurumlardan aileler neredeyse gözü yaşlı dönüyor.

Bazı okullar önce veliye bir başvuru formu dolduruyor. Hele de gözde, pek rağbet gören bir okulsa burnundan kıl aldırmıyor. Öyle ki, kaçıncı sırada olduğunuzu sorduğunuzda buz gibi “Bilgi veremeyiz” yanıtını alıyorsunuz.

Sıranızı bekliyorsunuz, yanıt gelmedi. Ama sizden sonra başvuranlar paşa paşa alındıysa ısrarcı olmayın. Alacağınız yanıt şimdiden belli:
“Çocuğunuz bu tip bir okula uygun değil” ya da “Yönergeleri anlamıyor!”

Yine de ısrar edip, o okula çocuğunuzu yazdırmak için telaş ederseniz hazırlıklı olun yüzünüze karşı çocuğunuzun tüm yetersizlikleri tek tek sıralanır. Aman telaş etmeyin, çocuğu kolundan tuttuğunuz gibi uzmana götürmeyin.

Zaten 3 yaşındaki çocuğu 1,5 saat civarı mülakata tabii tutan, okuma yazma bilmemekle, dört işlemi anlamamakla suçlayan okullardan uzak durun.

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Okulun ismine bakıp, bilmem kimin çocuğu orada diye tercih yaparsak bunların başımıza gelmesi doğal.

Eğitim kalitesini sorgulamayıp, fiyatı yüksekse üzerimize giydiğimiz giysi gibi kalitelidir damgası vurup, kapısında kuyruk olursak bunları sineye çekmemiz doğal.

Sizlere sesleniyorum sevgili anneler. Çünkü, tercihi öncelikle siz yapıyorsunuz, babaları da ikna ediyorsunuz.

Okul seçerken lütfen bunları göz önünde bulundurun. Konu komşu gönderiyor diye, ünlü diye, pek fiyakalı diye bu okulların kapısında kuyruk oluşturmayın.

Çocuğunuza değer veren, onların yeteneklerini keşfeden, güler yüzle karşılayan, en önemlisi yetersiz ve geri zekalı damgası vurmayan okulların kapısını çalın.

Bırakın veren versin. Siz çocuğunuzu düşünün...