Nuran Çakmakçı
Nuran Çakmakçı
Nuran Çakmakçı

Ev kazaları

Oğlumu büyütürken evde ne var ne yok kaldırmış, cam sehpaları bir arkadaşıma, kenarı sivri olan masayı eskiçciye göndermiştim. Balkona demir yapıp, bütün dolaplara kilit koymuştum.

Haberin Devamı

Oğlumu büyütürken evde ne var ne yok kaldırmış, cam sehpaları bir arkadaşıma, kenarı sivri olan masayı eskiçciye göndermiştim. Balkona demir yapıp, bütün dolaplara kilit koymuştum. Ama bunlar yetmedi. Hiç aklıma gelmeyen büyük travmayı o 2 yaşındayken bir ev kazasında yaşadık.

Oğlumun kıl payı hayatta kaldığı bu kazanın günlerce etkisinde kalıp, hayattaki bir sürü şeyi sorguladım. Bilemezdik o zamanki salonun odalara bağlayan kapının buzlu camının içinden geçen topun oğlumun dizini, kolunu, karnını parçalayacağını hiç düşünmedik. Hastanede ameliyat odasının kapısında beklediğim o 40 dakika bana 40 yıl gibi gelmiş, ameliyat sonrası doktorun gülümseyen yüzünün ardından oğlum sanki yeniden dünyaya gelmişti. Hemen işten ayrılmayı kafama koyup oğlumu bütün kötülüklerden, kazalardan korumak için kolları sıvamıştım. Uzun bir süre izin aldıktan sonra bunun da çare olmadığını anlayıp, onu tehlikelerle dolu ev ortamından uzaklaştırıp, bir okula kaydını yaptırmıştım.

Haberin Devamı

2.5 yaşında okula başlamasının nedenlerinden biri de buydu aslında. Okul arayışı sırasında gittiğim her yerde etrafta cam var mı, keskin, sivri uçlu bir yer bulunuyor mu sorularını sormuş, bir müfettiş gibi her yeri aramıştım.

Aradan uzun zaman geçti. Güzel bir tatilin ardından buna benzer bir travmayı da bu hafta yaşadım. Tatil dönüşü evde bir haftadır sulanmayan çiçeklerin kuruduğunu gören eşim sabah onların başına koşup, sulamak için harekete geçmişti. Birden müthiş bir çığlık ve ardından hastaneye koştuk. En güzel günleri hatırlatmak için evimizde bulunan çiçeklerin içinde onları ayakta tutmak için saksı içlerine konulan sopalar eşimin gözünü parçalamıştı. Apar topar ameliyata alındı, göz içine dikiş atıldı. Neyse ki bu ev kazasını da çok büyük hasar olmadan atlattık.

Ama doktorun bize söylediklerini sizlerle paylaşmakta yarar görüyorum. Özellikle bitkiler nedeniyle göz kayıpları çok oluyormuş. Gözlere en büyük zarar verenlerden biri de çatallarmış. Masada fırlayan, yemek yerken düşen çatallar nedeniyle de ciddi göz kayıpları yaşanıyormuş.

Haberin Devamı

Bütün bu sevimsiz konuları yazarken ellerim titriyor. Ama özellikle annelerin bunlara çok dikkat etmesi gerekiyor. Eşim bile bu yaşta eğilirken çiçeğin içindeki bir sopadan gözünü kaybetme tehlikesi yaşarken, çocukların neler olabileceğini varın siz düşünün.

Evde ne kadar güvenliği sağladım derseniz deyin hiç aklınıza gelmeyen kapı camı, saksı içindeki sopa, ya da yemek yediğiniz bir çatal size ya da çocuğunuza zarar verebilir.

Aman dikkat diyorum. Hele de yürümeye yeni başlayan meraklı bir bebeğiniz varsa prizleri, mutfak dolaplarını, cam kenarlarını, pencereleri defalarca kontrol edin. Hatta paranoyak olun. Siz bu travmaları yaşamayın.