Nuran Çakmakçı
Nuran Çakmakçı
Nuran Çakmakçı

Eğitim Sistemini Kim Bu Hale Getirdi?

İki konuda çok güzel ahkam kesiyoruz. Birisi eğitim, diğeri spor. Herkes, her an, her yerde bu ikiliyi konuşuyor. Ekonomi mi bozuldu, birileri yanlış davranış mı yaptı, suçlu belli: Eğitim sistemi.

Haberin Devamı

İki konuda çok güzel ahkam kesiyoruz.

Birisi eğitim, diğeri spor. Herkes, her an, her yerde bu ikiliyi konuşuyor. Ekonomi mi bozuldu, birileri yanlış davranış mı yaptı, suçlu belli: Eğitim sistemi.

Velisi de, öğretmeni de, öğrencisi de birbirini suçluyor. Öğretmen veliden, veli öğretmenden, öğrenci hem aile, hem de öğretmenden yakınıyor.

Kendimize bakmadan, hep başkasında hata arıyoruz. Şimdi şöyle bir başımızı elimizin arasına alalım ve ne olur adil olalım.

Ya da bir ayna alıp ona iyice bakalım. Sonra o aynanın arkasındakileri inceleyelim.

Hiç mi bizde suç yok?

Her şeyden önce veli olarak, anne baba olarak biz ne yapıyoruz?

Eğitimin bu hale gelmesinde hiç mi payımız yok?

Baştan başlayalım.

Çocuğumuzu gözümüzü kestirdiğimiz konu komşudan “iyi”diye duyduğumuz okula kayıt etmek için gönüllü bağış adı altında rüşvetleri biz birilerinin cebine sıkıştırmadık mı?

Haberin Devamı

Okul seçerken kalitesine, öğrencisini nasıl yetiştirdiğine değil, havalı diye, konu komşu gönderiyor diye seçim yapmıyor muyuz?

Öğretmenleri, yöneticileri özel günleri bahane ederek hediyeye boğmadık mı?

Çook eskilerde mezuniyet törenleri okul bahçelerinde sade bir törenle yapılırken gösteriş merakımızla o törenleri beş yıldızlı otellere, yatlara taşımadık mı, cebimizden binlerce lirayı severek vermedik mi?

Çocuğumuz bir dersi anlamadığında okulla işbirliği yapıp, kendimiz destek verecek yerde, soluğu özel öğretmenlerin kapısında alıp, o sektörü canlandırmadık mı?

Sırf filancanın çocuğu oraya gidiyor diye, binasına, adına bakıp okul seçip, hava atmak için 1-2 saatlik mesafedeki okullara çocuğumuzu yarı uykulu şekilde servislere bindirip göndermedik mi?

Servisleri trilyonluk sektör haline getiren yine biz değil miyiz?

Hep yakındığımız dershanelere çocuğumuz sokmak için yarıştırıp, sonra da onları reklam aracı haline getirmelerine seyirci kalmadık mı?

Eğitimi A, B, C, D, E şıklarına sıkıştıran biz değil miyiz?

Çocuğumuz okulda şiddet gördüğünde ya da aşağılandığında “Aman öğretmen takar” diye sesimizi çıkarmayan yine biz değil miyiz?

Haberin Devamı

Yıllarca çocuklarımızı yarış atı haline getiren ve onların üzerinde kendi okullarının ya da isimlerinin reklamını yapan öğretmenlere gıkımızı çıkarmayan, onların kapısında kuyruk olan yine bizler değil miyiz?

Düşünmeyen, sorgulamayan, ezberleten, robotlaştıran, test manyağı haline getiren okulları bağrımıza basmadık mı?

Eğitimi “A, B, C, D, E” şıklarına sıkıştıran yine bizler değil miyiz?

Öyleyse yakınmayalım.

İşe önce kendimizden başlayalım. Yanlışın neresinden dönersek dönelim, kardır. Hele eğitimde büyük kardır.

Çocuklarımızı papağanlaştıran, robotlaştıran öğretmenlerden de, okullardan da uzak durun.

Sizin gözünüzü boyamaya çalışan dershanelere, özel öğretmenlere kapınızı kapatın.

Haberin Devamı

Sınav başarısına değil, kalitesine göre okul seçin.

Kaliteyi çok uzakta değil, yanıbaşınızda arayın.

Okul ararken isme, binaya, havuza değil, içindeki öğretmene, içeriğe bakın.