Nuran Çakmakçı
Nuran Çakmakçı
Nuran Çakmakçı

Dondurma tezgahı

Biz anneler her şeye yetişiyoruz. Çocuğa, eşe, işe ne olursa olsun bir şekilde koşturup, ucundan, bucağından bir şeyler yapıyoruz. Geçen hafta Yayıncılar Birliği’nin kitap okuma ile ilgili önemli bir semineri vardı.

Haberin Devamı

Biz anneler her şeye yetişiyoruz. Çocuğa, eşe, işe ne olursa olsun bir şekilde koşturup, ucundan, bucağından bir şeyler yapıyoruz. Geçen hafta Yayıncılar Birliği’nin kitap okuma ile ilgili önemli bir semineri vardı. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde yapılan seminerin bir oturumunda da ben konuşmacıydım. Kitap okuma ve seçimi konusunda diğer konuşmacılarla bir şeyler söyledik. Seminerde de ortaya çıktı ki, kitap okuma ve seçim konusunda anneler, çocuklar üzerinde çok etkili. Kitap seçiminde % 40 anneler, % 10 babalar etkili.

Günışığı Kitaplığı Genel Yayın Yönetmeni Mine Soysal’ın “Kitapçılar, kütüphaneler dondurma tezgahı gibi olmalı, çocukların iştahını kabartmalı, tadına baktıkça daha fazlasını istemeli” sözleri bence bütün eğitimcilerin, ebeveynlerin başucu sözleri olmalı. Neden biz çocuklarımıza kitabı sevdiremiyoruz, okutamıyoruz sorularını sorarken bu çerçeveden de bakmakta yarar var.

Haberin Devamı

Biz ne yapıyoruz? Çocuklara kitap okuma konusunda dayatmacı bir zihniyete başvuruyoruz. Zorla kitap okutmaya çalışıyoruz. Okullarda zorla kitap okutup, bunlardan sınav yaptırıyoruz.

Ben oldum olası dayatmalara karşıyım. Zoraki yapılan göstermelik şovlar da kalıcı okumayı sağlamıyor.

Öncelikle okul kütüphanelerini çocukların ulaşamayacağı yerlerden çatı katlarından, bodrumlardan kurtarmak gerekir. Kitapları çocukların ulaşacağı yerlere koymalı. Koridorlara, sınıflara. Birçok okulda sınıflarda kilitli dolaplar arkasından çıkarıp, çocukların dokunmasına izin vermeli.