Nuran Çakmakçı
Nuran Çakmakçı
Nuran Çakmakçı

Değerler Eğitimi

Anne-babalar, öğretmenler, bu yazıyı kim okuyorsa bütün yetişkinler sizlere yalvarıyorum, ne olur çocuklarınıza değer eğitimi verin. Ne demek diye soruyorsanız, ben ona kısacası insana, çevreye, doğaya saygı diyorum.

Haberin Devamı

Anne-babalar, öğretmenler, bu yazıyı kim okuyorsa bütün yetişkinler sizlere yalvarıyorum, ne olur çocuklarınıza değer eğitimi verin. Ne demek diye soruyorsanız, ben ona kısacası insana, çevreye, doğaya saygı diyorum.

İşyerinde, evde ya da herhangi bir yerde ayaklarının tabanını sizin gözünüzün içine sokan biri varsa bilin ki değer eğitimi almamış. Özellikle açık ofislerde çalışanlar bilir, genellikle şöyle bir yur tdışına uğramış, Türkçe’yi yaya yaya konuşan, dış görünüşü de iyi olan yeni nesil bilmem ne kuşağı değerleri çoğunlukla reddediyor.

“Haaa, ahaa” gibi ne idüğü belirsiz sesler çıkarıyor. Ortak kullandığınız masada ayaklarını sizin ağzınıza sokuyorsa o kızımız ya da oğlumuz için değerler önemli değil. Onların kendi değerleri, kendi jargonu var. Hiçbir zaman birbirlerine saygı duymaz, iyi ya da kötü gününde yanında olmazlar.

Haberin Devamı

Oğluma küçük yaştan itibaren misafir geldiği zaman ona “hoş geldiniz” demesini öğretmeye çalıştım. Misafir gittiğinde de uğurlamayı. Bir arkadaşını telefonla ararken önce kendisini tanıtıp, sonra onun hatırını sorup, arkadaşını bütün bunlardan sonra istemeyi öğretene kadar göbeğim çatladı.

Sabahları güvenliği sağlayan personel ya da çöpleri alan apartman görevlisine "günaydın" demeyi, evde temizlik yapan yardımcımızdan rica ederek bir şey istemeyi, karşısındakilerle empati kurmayı öğretene kadar az dil dökmedim.

Ev dışında bir yerdeysek yüksek sesle konuşmamayı, aksırmamayı kendi öğrendi, çevresinde yapan varsa onları da yeni yeni uyarıyor. 

Ama bakıyorum benim gibi düşünenler ve onların çocukları neredeyse azınlıkta kalıyor. Bütün bunlar ailelerin umurunda değil.

Bazıları bunu özgürlüğü kısıtlama, bazıları “köylülük-taşralılık” ya da  “demode” buluyor.  Yanlış anlamayın konuştukları zaman mangalda kül bırakmıyorlar. Hepsi nezaket sahibi, eğitimli, sosyo-ekonomik düzeyi yüksek yetişkinler. Ama umursamıyorlar, çocukları da öyle yetiştiriyorlar.

Çocukları bırakın, gençlerin yanlarında ettikleri küfürleri ve bana garip gelen davranışları hoşgörüyle karşılıyorlar. 

Haberin Devamı

Şimdi hoşgorüyle karşıladıkları bu davranışı biraz daha zaman geçince kendilerine yöneldiğinde bu ailelerin ne yapacağını doğrusu merak ediyorum. Yüzlerine pat diye telefonu kapattıklarında, küfürü onlara yönelttiklerinde, kendilerini hiçe saydıklarında nasıl tepki verecekler?

Bizim çok güzel değerlerimiz var. Kuşaktan kuşağa aktarılacak, bizi biz yapan kültürümüzü kaybetmeyelim. Medenileşelim, modernleşelim kabul, ama insana saygıyı da unutmayalım.