Anne olmak

Uzun bir süre yazamadım. Oğlum büyük bir kaza geçirdi. Hastane, şimdilerde fizik tedavi görüyor, bendeniz yeni yeni kendime geliyorum. Şimdilik iyi sayılır. Hayat, bazen böyle sınavlar karşımıza çıkarıyor. Anneliğimiz sınıyor diye düşünüyorum. Bir ay boyunca hastanede bir dakika oğlumu bırakamadım. Onun yaşadığı acıların ben çok daha fazlasını hissettim. Ayrıntılara girmek istemiyorum, zor günlerdi. Atlatmaya çalışıyoruz.

Ama anne olmak çok ama çok zormuş. Bir kez daha altını çizmek istiyorum. Bu arada çocuğunuz büyüdü ve rahatladım diye sevinmeyin. Yaşı kaç olursa olsun ufacık bir sıkıntıda da çocuğunuz gözünüzde minik bebeğiniz olarak kalıyor, bunu da yaşadım.

Artık geriye dönmek istemiyorum, ama üç ayda neredeyse on yıl yaşlanmış bir anne olarak size haddim olmayarak birkaç nasihatta bulunmak istiyorum.

Öncelikle çocuğunuz kaç yaşında olursa olsun, başına bir şey geldiğinde, annesine sığınıyor. Babasından güç alıyor, ama annenin sarılıp sarmalaması sanki bir başka oluyor.

Oğlum gittiği yaz okulunda geçirdiği bir kaza sonucu bunları yaşadı. Yaz okullarına gönderirken aman diyeyim ismine cismine aldanmayın. Güvenlik tedbirleri alıp almadığını, sağlık sigortası olup olmadığını, başlarında yetkililerin bulunup bulunmadığına dikkat edin, sorgulayın. Öğrencilere emanet edilmiş, yetkisiz ellere bırakılmış kurumlardan aman diyeyim uzak durun.

Çocuğunuz yaşından daha hızla fiziksel gelişim göstermişse, hele de bizimki gibi ergen irisiyse mutlaka sakarlıkları oluyor. Herkes normal dönerken, o döndüğünde bir yerlere çarpıyorsa, eline ayağına hakim olamıyorsa aman bu dönemde çok daha fazla dikkatli olun. Yaşına göre iri olan çocukların büyük kısmı çoğu zaman birçok kazayla karşılaşabiliyor.

Küçük yaştan itibaren bırakın düşsün, kalksın. Koruyucu olmayın. Ağaca da çıksın, zıplasın. Vücudu elastikiyet kazansın. Kendini korumayı öğrensin.

Mutlaka ve mutlaka küçük yaştan itibaren spor yaptırın. Oğlumu geçirdiği kazada olası çok kötü sonuçlardan sporcu olması kurtardı. 4 yaşından itibaren yüzüp, basketbol oynaması, masa tenisini hayatının bir parçası haline getirmesi kazada onun neredeyse hayatını kurtarmış oldu. Kasları, kemik yapısı ve en önemlisi refleksleri olası en kötü sonuçlardan kurtardı.

Size kötü enerji yayan, negatif duygular içinde olanlardan uzak durun. Artık kim ne derse desin nazar diye bir şeyin varlığına inandım. Kim ki çocuğunu sizinkiyle karşılaştırıyor, sürekli kıyas yapıyorsa siz en iyisi ufak ufak o kişilerden uzaklaşın, onları hayatınızdan çıkarın. Sizin enerjinizi alan, sürekli yardım isteyen, kendi soruları dışında başkasının sorunları karşısında kapı duvar olan, tınmayanlardan da uzak durun.
Size iyi gelen, moral veren, mutluluğunuzla mutlu olup, sıkıntılarınızda yanınızda olanları çevrenizde bulundurun.

Kısacası bu kötü olaylarda insan hayatta çok ders alıyor. Bunları yaşamadan sepetteki çürük elmaları, size ağırlık veren taşları atın, kısa zamanda kurtulun. Çünkü gerçekten ihtiyacınız olduğunuzda onları yanınızda istemiyor, onların verdiği yükü daha fazla hissediyorsunuz.

Bu kadar karamsarlık yeter.

Daha güzel yazılarda inşallah önümüzdeki günlerde buluşacağız.