Dur, diren, duy!

Geçen hafta kişilerin kendini, dünyayı ve başkalarını nasıl algıladığını gösteren bir iletişim modelinden, ‘yaşam pozisyonları’ndan bahsetmiştim.

Başbakandan; sanatçısından öğretmenine, avukatından doktoruna her kesimin destek verdiği haklı bir direnişi dinleyerek işbirlikçi ve ılımlı bir yaklaşımla çözmesini bekliyordum…

Ama maalesef geçen cumartesi olanlar bu beklentinin pek de gerçekçi olmadığını, başbakanın geri adım atmadığını ve atmayacağını gösterdi.

Şiddet ve gerilim devam ediyor…

Gruba aidiyet bilinciyle birbirine kenetlenen ve direnmeye devam eden zeki ve aktivist gençlerin tomalarla, biber gazlarıyla, coblarla şiddet gördüklerini izledikçe kendimi III. pozisyonda hissediyorum ve umutsuzluğa düşüyorum.

Bu eylemin yapıcı bir sonuç doğuracağına olan inancım kayboldu.

Aslına bakarsanız üslup hep aynıydı. Değişen bir şey yok. Bizlerin beklentisi belki bir hayaldi.

Ben politikadan pek anlamam. Ama bir liderin ‘politik’ olmasının, idare edici ve pozitif olmasının başarısında ne kadar etkili olduğunu kesinlikle biliyorum.

Buradaki politikayı anlayamıyorum.

Belirtileri; narsist bakış açısı, kendi çıkarlarıyla milletinkini bir görmesi, kendi yargılarına aşırı güven, başkalarının eleştiri ve tavsiyelerine katlanamama, siyasi ya da yasal kurumlar yerine Tanrı ya da tarihe hesap verme isteği, gerçeklikle bağlantının kopması, sorunlara karşı kibirli yaklaşım olarak görülen ‘Kibir sendromu’ tanısı bana göre de bu tutumu değerlendirmek için doğru bir yaklaşım.

Öyle ya da böyle bir krizi çözmesi gereken halk değil liderlerdir.

Demokratik bir ülkenin liderinin bir krizi nasıl çözeceğini bilemeyip şiddete başvurması kabul edilemez. 

Halk, yaratıcı ve kenetlenmiş bir şekilde sesini duyurdu.

‘Artık II. pozisyonda olmak istemiyoruz, I. pozisyonda olmaya hakkımız var’ dedi.

‘Bizi önemse, saygı duy, dinle bizi’ çığlıkları attı.

Çok da barışçı ve yapıcı bir eylem sergiledi. 

Gençlerin yaratıcı ve mizah dolu sloganları bende hayranlık uyandırdı.

Başbakanın danışmanlarının artık bu konuya müdahale ederek gerekli uzmanlardan destek almalarını bekliyorum.

Daha fazla sessiz kalırlarsa ben de pek çok kişi gibi arkasında farklı senaryolar olduğunu düşünmeye başlayacağım…