Geçmişten günümüze obezite

İnsanoğlu etobur mu, otobur mu? Bu soru farklı görüşler tarafından sürekli olarak tartışıladursun, obur olduğumuz kesin!

Haberin Devamı

“Ailenizin Diyetisyeni” olarak makalelerimi paylaşacağım bu platformda ilk konuyu obezite olarak tercih ettim. Mesleki anlamda pek çok çalışma alanımız olsa da diyetisyen denilince ilk olarak şişmanlık akla gelmektedir.

İNSANOĞLU ETOBUR MU, OTOBUR MU?

Bu soru farklı görüşler tarafından sürekli olarak tartışıladursun, obur olduğumuz kesin! Obezite özellikle son 10 yılın değil, geleceğin en önemli halk sağlığı sorunlarından biridir. Gelecek 10 yıl içerisinde yaklaşık %40 oranında artacağı düşünülen şişmanlık konusunda; böyle giderse 22. yüzyılda ABD’nin tamamının, 23. yüzyılda dünyadaki tüm yetişkinlerin obez olacağına dair istatistiklerden bahsedilmektedir. Obezite, doğrudan ve dolaylı olarak 50’yi aşkın hastalığa davetiye çıkartan ve geleceğin en önemli sağlık sorunlarından biridir. Peki, obezite ne demek bilmez iken bizlere ne oldu da bu salgın genç - yaşlı, kadın - erkek demeden herkesin diline dolanmaya ve hepimizin sorunu haline gelmeye başladı?

Haberin Devamı

İSTEDİĞİMİZ HER ŞEY ÖNÜMÜZE GELİYOR

Geçmişte insanlar buğdayı yetiştiği haliyle tüketirlerdi. Günümüzde ise buğday rafine edilmekte, üzerindeki kabuk ve kepeğinden ayrılmaktadır. Böylelikle vitamin, mineral ve eser elementler bakımından zengin olan kısmını yitirmekte ve kan şekerini daha hızlı yükselten beyaz bir zehir haline gelmektedir. Sıkça tüketilen beyaz ekmek, açma, poğaça, börek, sandviç, pizza, kek, pasta vb ürünler genellikle beyaz undan yapılmaktadır. Geleneksel doğal besinler, yerini Batı türü beslenme şekline bıraktı. Tahıl ürünleri saflaştırıldı ve şeker tüketimi arttı; kurubaklagil, sebze ve meyvelerin tüketiminde ciddi azalmalar söz konusu oldu. Yeni yetişen nesil, hazır besin tüketiminde sınır tanımaz hale geldi. Türk mutfağında hemen her yemekte kullanılan soğanın bile küp şeklinde doğranmış halini paketlenmiş ve kullanıma hazır bir şekilde marketlerde bulabilmek mümkün. Eski çağlarda yemek bulabilmek için avlanmak zorunda olan insanlar, günümüzde telefon veya internet sayesinde hiç enerji harcamadan dünya kadar enerji alabilecekleri besinleri dakikalar içerisinde sipariş edebilmektedir. “Fast food” diye adlandırılan hızlı ve hazır besin tüketimi ile birlikte enerji, şeker, doymuş (kötü) yağ, trans yağ asitleri ve sodyum tüketimi artarken; posa, kalsiyum, folik asit, A ve C vitamini açısından yetersizlikler söz konusu olabilmektedir.

Haberin Devamı

Tüm bunlara karşılık sabanla tarla sürmek, değirmende buğday öğütmek, dere kenarında döverek çamaşır yıkamak vb tarihe karıştı. Asansör ve yürüyen merdivenlere henüz alışmışken yürüyen bantlarla tanıştık. El ve ev aletlerinden bisiklete, damacana su pompasından diş fırçasına, kepenkten perdeye kadar her şeyin elektrikli veya şarjlı alternatifleri ile karşılaştık. Tam otomatik çamaşır makinesinden çıkan kıyafetleri silkeleyip asma zahmetinden kurtulmak için çamaşır kurutma makineleri icat edildi. Arabalarda el yordamıyla ayarlanan dikiz aynaları, kolu çevrilerek açılan pencereler, düğmesi döndürülerek ayarlanan radyo istasyonları, anahtar kullanılarak açılan kapılar ve kontak; yerlerini elektrikli ve kumanda ile çalışan donanımlara bıraktı. Günümüzde aracın radyo ve CD çalarını direksiyondan kumanda etmek, otomatik vites veya hız sabitleyici sayesinde debriyaja, hatta gaza bile basmadan seyahat etmek mümkün olabilmektedir.

Haberin Devamı

AŞIRI BESİN ALIMI VE HAREKETSİZLİK ŞİŞMANLIĞA YOL AÇIYOR

Fotosel ve sensörler sayesinde ufacık bir hareketle çalışan kapıdan lambaya, musluktan sabunluğa, el kurutma makinesinden çöp kovasına kadar pek çok cihaz insanların hareketsizliğine yepyeni bir boyut kazandırdı. Hatta “timer” sayesinde o ufacık harekete bile gerek kalmadan bahçe sulamak, aydınlatmaları açıp kapamak, hatta balıklara yem vermek gibi işleri düzenli olarak gerçekleştirmek mümkün olabilmektedir. Teknoloji uzmanları, insanlar gece kalktıklarında rahatça bir şeyler atıştırabilsin diye buzdolaplarına lamba koymayı bile ihmal etmemişler. Şaka bir tarafa, özellikle aşırı besin alımı ve hareketsizlik sayesinde ortaya çıkan şişmanlık, pandemi (kıtalararası yayılan salgın bir hastalık) şeklinde ilerlemeye devam etmektedir. Şişmanlık, sağlığın yanı sıra estetik açıdan da çok önem taşımaktadır. Sonuç olarak; her 2 cinsiyette de bedene giyilen t-shirt için; üst tarafın dar, alt tarafın bol olması istenir.

Haberin Devamı

Bir sorunu ortadan kaldırmak için öncelikli olarak sıkıntının nedenini bulmak gerekir. Genetik, cinsiyet ve yaş faktörü için şimdilik yapılabilecek pek bir şey yok. Bunlar değiştirilemeyen faktörler olarak tanımlanmaktadır. Ev krokileri ilk başta mükemmeldir. Peki, 30 sene sonra nasıl görünürler? Nasıl inşa edildikleri ve evin ne şekilde kullanıldığı çok önemlidir. Olimpiyat madalyası kazanan sporcuların genetik avantajı olabilir; ancak maksimum potansiyele ulaşabilmek adına yıllarca antrenman yapıp dengeli beslenirler. Aynı yumurta ikizlerinin bile zaman içerisinde benzerlikleri azalmaktadır. Hele ki küçük yaşlardan itibaren ayrı bir şekilde yaşamaya başlamışlarsa. Demek ki, bir de değiştirilebilen faktörler vardır: Aşırı yeme, hareketsizlik, hormonal etmenler, psikolojik sorunlar, ilaç kullanımı, alkolizm vb nedenlerden dolayı şişmanlık ortaya çıkmış ise, her biri için başvuru yapılabilecek merkezlerin olduğu ve ihtiyaç durumunda destek alınabileceği unutulmamalıdır.

Haberin Devamı

Sizlerin de bilimden ve deneyimlerimizden pay çıkarabilmeniz dileklerimle, sağlıklı günler…

Yazarın Tüm Yazıları