Paylaş
Anıları tetikler... Eğitim programlarından birinde, ebeveynlere çocuğun psiko-sosyal gelişimini anlatıyordum. Etkileşimli bir konudur, herkes çocukluğuna döner bir anda ve “ Evet evet ben de bunları yaptım” der. Molada çay içerken sohbeti sürdürdük. Güzel bir kadın geldi yanıma, anlatmaya başladı:
‘‘Annem ölünce ben ve kardeşim babamın başına kaldık. Babam zorlandı. Ara sıra, amcamlarda yaşayan büyükbabama giderdik.
Annemin vefâtından sonra, sık sık altımı ıslatmaya başlamıştım. Amcamlarda altıma kaçırdığımda, dedem, çamaşırlarımı çıkarıp yatağına alırdı beni. Sonraları, altımı ıslatmasam da, sık sık yatağına almaya başladı. Ortaokula gitmeye başladığımda yengem bir gün kenara çekip; ‘Bir daha bu eve gelme’ dedi. Seneler geçti, evlendim, üç çocuğum oldu, birbirinden güzel. Bunları hiç kimseye anlatmadım, unutmak istedim. Çocuklarımı kimseye bırakmadım, bırakmam da, oğlumu bile...”
Yer ayaklarımın altından çekildi sanki... Bu sözün ne anlama geldiğini, duyduklarımdan sonra anladım. Gün bitti, ben de bittim. İki üç gün kendime gelemedim. O kocaman kirli eller geldi gözümün önüne, masum yavruların üstünde, tiksindim !
Size bir uzman olarak tavsiyem, çocuklarınıza:
Tüm olumsuzluklara rağmen, güzel anıların çoğalması dileğiyle...
Paylaş