Gülin Kayalı
Gülin Kayalı
Gülin Kayalı

Salatalık ve üzüm

Artık tonlarca cevizi satın alacak durumdaydı ama o çocukluğundaki cevizlerin yoksunluğunu ve kendisine yapılan haksızlığı hiç unutmadı…

Haberin Devamı

Anneler, evlatlarına eşit davrandığını sanır…

Babalar, kızlarına oğullarına daima eşit davrandığını sanır…

Öğretmen, öğrencilerine eşit davrandığını sanır…

Sanır, sanır, sanır…

Oysa sanmakla, uygulamak, tatbik etmek farklıdır.

Çocuklar, aradaki farkı görür rahatsız olur.

Kızlar, oğlanlar farkı görür rahatsız olur…

Kişiliğin temellerinin atıldığı özellikle 0-6 yaşta davranış farkı çocuğu rahatsız eder, yaşananları unutmaz. Kayırılan bile olsa unutmaz…

Annemden şöyle bir hikâye dinlemiştim.

Aradan bin yıl (!) bile geçse unutmadım…

Anneannem, 9 teyzemi alıp, dedem gelmeden yedirir, içirirmiş. Üvey teyzemi ise dedemle birlikte sofraya oturturmuş. Annem ”o kadar çocuğun sığdığı sofraya, o küçücük teyzen sığamazdı” derdi; içi acıyarak.

Haberin Devamı

Babama gelince, hep üvey babaannem Kumru’nun kendi çocuklarına gizlice verdiği cevizleri ölene kadar o günkü mahzunluk duygularını yaşayarak anlattı.

Artık tonlarca cevizi satın alacak durumdaydı ama o çocukluğundaki cevizlerin yoksunluğunu ve kendisine yapılan haksızlığı hiç unutmadı…

Unutmayalım ki,

İyi, olumlu, yapıcı çevre içinde büyüyen çocuklar, yoklukta ve varlıkta büyükleri tarafından kayırılmayan, dışlanmayan, yok sayılmayan çocuklar ileride MUTLU bireyler olur.

Televizyonda izlediğim bir deneyde, iki maymun birbirini gören kafeslere ayrı ayrı yerleştiriliyor. Maymunlar kendilerinden istenilen davranışları yaptıklarında biri salatalıkla, diğeri ise maymunların en sevdiği meyve olan üzümle ödüllendiriliyor.

Haksızlığa uğrayan maymunun davranışını görmeniz lazım… Elindekini fırlatıyor, kafesi açmaya çalışıyor, hırçınlaşıyor. Farklı davranış ve olumsuz yönde kayırılmak insan olmayan maymunu bile rahatsız ediyor…

Bu davranışlarla karşılaşan çocuğun hissettiklerini varın siz düşünün…

Hayatımız boyunca yaşadığımız olaylar ruhumuzu çok zorladığında birçok kere elimizdekini karşımızdakine fırlatmak istemişizdir. Ama çoğumuz elimizdekini karşımızdakine fırlatmak yerine duygularımızı içimize fırlatmışızdır.

Tam da yüreğin ortasına…

Haberin Devamı

Yetişkin olsak bile o çocuksu masumiyetle o gün yaşadıklarımız hala taptazedir içimizde…

Aileye yeni bir birey geldiğinde, çocuklara kardeş geldiğinde üzüm yiyen çocuk artık genellikle salatalık yiyen durumuna geçmiştir…

Bizler bunu çocuklarımıza hissettirmediğimizi sansak bile hiç olmazsa bir dönem için böyle olur bu…

Sorun belki de o çocukların ömrü billah ne yedikleridir…

Sorun belki de bizim çocuklarımızın midelerine değil de gönüllerine neler yedirdiklerimizdir…