Gülin Kayalı
Gülin Kayalı
Gülin Kayalı

Geçmiş ve gelecek bayramlarımız süper egolu olsun!

Paylaşmanın beklemenin sabretmenin öğrenildiği süreçlerdir bayramlar.

Haberin Devamı

Dedemlerde geçirdiğim bayramlar  deyince, bitmeyen yağmur ve misafirin de yağmur gibi yağdığı günler aklıma gelir hala… Çocuktum gelen misafirlere ‘’aç mısınız?’’ sorusunu sormanın bile ayıp olduğu ve sofranın teklifsiz hazırlandığı  günlerdi. Misafirler hemen sofraya alınır, çabucak yemek yedirilirdi. Onların dediği gibi, bayram günlerinde bile ”Şipşak olarak” her şey hızlı hızlı yaşanırdı.  Konuşmalar ve sorular bile şip şip sorulurdu. Şimdinin ayıp sayıldığı şeyler hiç giriş yapmadan lafı dolandırmadan cümle içinde yöneltilirdi karşı tarafa "Kaç lira kazanıyorsun, ev kendinin mi?" gibi...

Bu sorulardaki  niyet tamamen iyidir aslında. Kızımızı rahat ettirebilecek misin endişesini gidermek adınadır. Sorulan sorulara ”Olsun”cevabı gelirse orta puan almışsın demektir. Yani sınıfı kör topal geçmişsindir.  

Haberin Devamı

Samsun’da evimizde ise sabah erken saatte kesilen kurbanlık ve daha kesim devam ederken annemin kavurmayı sofraya yetiştirme çabası, dolan sofra, bol bol baklava ve gelen giden, gelen giden… Mahalleye el öpmeye çıktığımda babamın bana aldığı çıt çıtlı boyundan asmalı zincirli kırmızı çantam aklıma gelir hala...Beğendiğim çikolataları ona doldururdum.

Ne babam kaldı artık ne de o bol mumlu çikolataların lezzeti, tarifsiz tadı…

Ama babamı da o çikolataların damağımda yarattığı tadı da HİÇ UNUTMADIM…

Evlendiğimde ilk günlerde “ne olur bayramda kapım 3-4 saat çalmasın dinleneceğim bir evim olsun “ derdim çocukluk günlerimin telaşını da unutmayarak. O kadar yürekten dilemişim ki artık zil sesine hasret kalır oldum hepiniz gibi…

Çünkü bayram ziyaretlerinin bile haberli ve randevulu olduğu böyle bir zamanı da hiç ama hiç istememiştim laf aramızda.

Cep telefonlarına  gelen matbu mesajlarla kutlanan bir bayramın da hayalini kurmamıştım.  Ahmet ağabeyi ile Ayşe ablanın farkının olmadığı tek tip yazılar, mesajlar...

Bana hiç iyi gelmedi.

Size iyi geldi mi peki…

Biliyorum insanlar yorgun …

Biliyorum insanlar çok çalışıyor …

Zamanları sınırlı ve bayram günlerini tatile çıkılacak günler gibi algılıyorlar.

Haberin Devamı

Fakat yine de bunun bir ortası olmalı.

Oldurmalıyız.

Çocuklarımız için.

Çocukların dedelerini, ninelerini tanımadığı bir hayat modernlik gibi algılanmamalı. Çocukların değerleri  öğrendiği fedakarlık  sınavının yaşandığı süper egonun geliştirildiği süreçlerdir bayram günleri…

Paylaşmanın beklemenin sabretmenin öğrenildiği süreçlerdir bayramlar.

İnsana, insanlığa kattığı çoktur bayramların.

Bugün yalnızca egoların olduğu, superegoların gelişmediği bir sürecin içindeyiz.

Koca koca laflar edip sürekli karşıdan isteyen ama vermeyi bilmeyen insanlar olduk.

Bir bayram daha geldi geçti…

Sonrakine kim öle kim kala…

Yarınlarımız dediğimiz çocuklarımıza daha çok bayram coşkusu yaşatmak dileğiyle ve eskilerin o çok sevdiğim tabiriyle; “Geçmiş Bayramınız Mübarek Olsun…”