Karne ne işe yarar?

Her sene ve her dönem tartışılan, uzman görüşüne başvurulan, haberlerde büyük yer kaplayan ama pek de gelişim kaydedilemeyen bir konudur karne günleri.

İyi karne getiren öğrencilerin hem kendilerinde hem ailelerinde büyük bir sevinç, sorun yok. Ama elinde düşük notlarla dolu bir karne, yüzünde donuk bir kaygı, eve adımları geri geri giden öğrenciler o kadar çok ki… Onları evde bekleyen sorunlar kimi zaman öfke, ceza, şiddet olabiliyor. Aileler düşük notlara verecekleri tepkileri ayarlamada zorlanıyor; hatta dramatik örneklerle evden kaçmalar gibi olaylar yaşanabiliyor.

Peki, bu tepkilerin nedeni nedir?

Her anne baba, çocuğunun iyiliğini ve başarısını ister. Anne babaların her çocuğu için idealize ettiği bir konum vardır, çocuğunu o konuma getirmek ister. Çocuk bu konumdan uzaklaştığında anne babanın kaygısı ve öfkesi artar. Bunun temelinde mükemmeliyetçilik yatar. Çocuğunuzu sahip olmadığınız bir potansiyele sığdırmaya çalıştığınızda gerçek dışı bu süreç, gerçek dışı sonuçlar doğurur.

Çocuk anne babasını hayal kırıklığına uğratmaktan muzdarip yalanlara bile başvurabilir. Hayatı boyunca anne babasının istediği yere gelemediği takdirde ise zayıf bir benlik algısı ile depresif bir yaşam sürmektedirler.

Asıl hata nereden kaynaklanıyor?

Toplum olarak düştüğümüz birkaç yanılgı var. Bunu öğrenci danışanlarım ve ailelerinde sıkça görüyorum. Herkes başarıyı sever ama bizler fazlasıyla iyi nota, doğru yanıt sayısına önem veriyor durumdayız.

Karnenin asıl amacı, çocuğa derslerinin hangisinde ne kadar başarılı olup olmadığını göstermektir. Düşük notlar: “Hey bu derslerde desteğe ihtiyacın var. Eksik konu listelerini çıkarmanın ve takviye almanın tam zamanı!” der. Anne babaların da bu çağrıya uygun tepkiler vermeleri gerekir. Gereken özel dersler, kronik problemler için psikolojik destek çocukları için yapmaları gerekenler arasındadır.

Aynı şey deneme sınavları, testler için de geçerlidir.

Çocuklar ve aileler yanlış soruların yüzüne bakmıyor, doğruların ne kadar artıp azaldığına odaklanıyor!

Oysaki oradaki önemli mesaj da “Yanlışlarını görmen için bir deneme yaptık, bak bu konularda bilgi eksiğin kalmış ki yanlışların var. Hadi hemen konu anlatımlı kitabın başına git ve bol soru çözerek bu eksiği kapat”dır.

Çocuklarımıza doğrularını, yanlışlarını, eksiklerini en önemlisi oldukları gibi kendilerini sevmelerini öğretmeliyiz.

Karne gününde verilen tepkiler ne kadar fazla olursa, çocuk bu işin sorumluluğundan o kadar kaçar, sorun geride kalır, yaşanan çatışma öne çıkar. Ders başarısını tamamen unutur, anne babasına öfke ve kırgınlık besler.

Bu da anne babaların en son istedikleri şeydir.

Herkese iyi ve mutlu bir sömestr tatili diliyorum.