Funda Kocabıyık
Funda Kocabıyık
Funda Kocabıyık

Çadır Kentler

Bu köşeden sizlerle tecrübelerimi paylaşmak gibi bir misyonum da olduğu düşüncesinden yola çıkarak, geçen hafta ki Hatay Çadır kentler seyahatimi yazmak istiyorum.

Haberin Devamı

Bu köşeden sizlerle tecrübelerimi paylaşmak gibi bir misyonum da olduğu düşüncesinden yola çıkarak, geçen haftaki Hatay Çadır kentler seyahatimi yazmak istiyorum.

Hepinizin de bildiği gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti bölgesindeki büyük, şefkatli ve kucaklayıcı devlet olması nedeniyle kendi devletleri tarafından yaşama hakları ellerinden alınmak istenen Suriyeli kardeşlerimize kapılarını açmış ve onlara imkanları dahilinde bir çatı, bir döşek ve bir sofra vermiştir.

Bu biz Türklerin genetik kodlarında var; mağdurun, ezilenin yanında olmak, onları korumak ve kollamak. Bu Osmanlı zamanında da böyleydi şimdi de böyle.

Milli Eğitim Bakanlığı ekibi olarak okullar açılmadan ihtiyaçları yerinde görmek ve neler yapabileceğimizi planlamaktı seyahatin amacı.

Haberin Devamı

Öyle ya, çadır kentlerde pek çok çocuk vardı okul çağında ve onlar için de okullar açılıyordu. Memleketlerinin dışında, evlerinden uzakta olabilirlerdi ama netice de onlar da çocuktu ve eğitim her çocuğun en temel hakkıydı. Biz eğitimcilerin ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın da görevi bu yavrucakların ayağına kadar bu hizmeti götürmekti.

Düşünebiliyor musunuz, sadece okul öncesi çağında 5 çadır kentte toplam 803 çocuk vardı. Bizi inanılmaz bir coşkuyla karşıladılar. Çocuklar için dokunulmak, kucaklanmak ne kadar önemli…

O kadar güzeller ki… O kadar masum… Düşünüyorsunuz hangi insan, ne uğruna bu masum varlıklara kıyabilir? Onların hiçbir günahı yok ki… Onlar anne- baba tercihi yapmadı, onlar din-mezhep tercihi yapmadı, onlar ülke tercihi yapmadı, onlar yaradan nasıl takdir ettiyse öyle doğdular.

Peki, bazı coğrafyalardaki çocukların hayatı bu kadar zor mu olmalı? Onlar şiddetten başka bir şey görmüyor, bilmiyorlar. İşte böyle bir psikoloji içindeyken başka bir devletin şefkatli eliyle tanışıyorlar, devlet olmanın ne demek olduğunu ilk defa görüyorlar.

Bu seyahatten buruk bir sevinçle döndüm. Buruktum çünkü arkamda kendi devletleri tarafından mağdur edilmiş, yuvalarından koparılmış binlerce insan bırakmıştım. Sevinçliydim çünkü başka topraklardan kopup gelmiş insanlara dünya standartlarında barınma koşulları sağlayabilecek kadar güçlü bir devlete sahiptim.

Haberin Devamı

Sevinçliydim çünkü hiçbir şeyden habersiz, masum, sevgi dolu halleriyle bütün dertleri sadece oyun oynamak olan bu çocuklara benim devletimin eli uzanmıştı.

Benim sloganlaşmış bir sözüm var: “ Hiçbir çocuğumuz tesadüflere bırakılamaz” diye…

Orada anladım ki aslında hiçbir dünya çocuğu tesadüflere terk edilemez.

Şiddetten uzak, barış ve sevgi dolu bir dünya için…