Gökten Üç Aşk Düştü

Kaç aşk sığdı otuzlu yaşamınıza? Bu aşkların kaçı ilişki oldu? Kısa mıydı? Uzun soluklu ama acıtan türde miydi?

Haberin Devamı

Gidiyorum. Aynı şehirde değilken sen şimdi, gitmem daha iyi. Kendimle barışmak için, birkaç hafta geçmişimde dolanıp duruyor olacağım. Ama döndüğümde, sonuç ne olursa olsun, ben yenileşmiş olarak günüme başlayacağım.

Haklısın sen. Hep haklıydın. Bunu bilmeme rağmen, yanılmanı istedim hep. Sınırlarımı zorladım. Görünen cevapları değil, kafamda ürettiğim senaryoların barındırdığı cevapları duymak istedim hayatıma soktuğum kişilerden.

Yaşadıklarımı unutamam. Kişileri de öyle. Ama kendimle ve onlarla barışırsam, daha fazla düşünmem geçmişi ve belki de yaralarımı kapatabilirim. Senin de dediğin buydu. Geçmiştekiler yaşandığıyla kalır, güzel kısımları ara sıra hatırlanır, acı taraflar ise, barışın getirdiği huzurla, acı vermeyi keser.

Kenshin’e, neredeyse oraya geleceğimi yazdım. Japonya ya da Endonezya fark etmez. ‘Ben gelirim Japonya’ya’ dedi. Fukuoka’da, kendi şehrinde buluşacağız. Yıllardır mektuplarımı cevaplamayan Deepal’e ise yazmadım. Yapabilirsem, direkt kaleyi kuşatacağım. Kerim’e gelince, onunla konuşmam çok da şart değil. Yine de uzaktan bakacağım. Fırsatım olursa yakından, olmazsa uzaktan barışacağım onunla da.

Haberin Devamı

Yüzümü nereye dönsem seni gördüm. Gördüm ve mutlu oldum. Acımı sana akıttım. Yudum yudum içtin çektiklerimi veya çekiyor sandıklarımı. Buna nasıl katlandın? Başkaları için acı çekmeme nasıl bakabildin? Onlarla ilgili anılarıma nasıl gülümseyerek eşlik ettin?

Son ilişkim de sona erdiğinde, yaprak gibi savunmasız titrerken ben, kendime getirmek için beni, yanımda sen vardın. Kısacık öğlen aralarında, beni balıkçı teknelerinin güvertesine itercesine attığın günler de, önümde uzanıp giden boğaza sertçe çevirip başımı, haykırdığın zamanlar da hep aklımda. ‘Bak, kaldır başını da şu güzelliklere bak. Hayat var. Sende, bende, şehirde hayat var. Gör bunu Selin!’

Gördüm. Sende de, bende de, şehirde de hayat var gerçekten? İçinde hayat olan “ sen ve ben”in, içeriğinde ‘biz’ olacak kadar aşk var mı acaba? Bende var. Sende kaldı mı? Bu aşkta hayat var mı?

GÖKTEN ÜÇ AŞK DÜŞTÜ romanından alıntıdır…
Sayfa 7
FENİKS KİTAP, 2014

Haberin Devamı

Gökten Üç Aşk Düştü

Kaç aşk sığdı otuzlu yaşamınıza? Bu aşkların kaçı ilişki oldu? Kısa mıydı? Uzun soluklu ama acıtan türde miydi? Olmayacağını bile bile lades dedikleriniz, kısa sürmesine rağmen aklınızdan atamadığınız oldu mu? Aşka küstünüz mü? Başkasını seviyor olsanız bile, geçmişteki eski sevgilinin dediği bir söz, yaptığı bir davranış kalbinizde bir leke olarak kalmaya devam etti mi hiç?

 Yeni kitabım GÖKTEN ÜÇ AŞK DÜŞTÜ işte tam da böyle soru ve sorunların içinden çıkamayan bir genç kadının romanı.

Kitabın kahramanı Selin. 21 yaşında. Manhattan’da bir öğrenci. Bu şehirde geçirdiği dört yılı aşkın sürede üç aşk düşüyor başına gökten. Fakat bu üç aşkın finali kırıyor onu. Sevgililerinden duyduğu ya da duymadığı sözler yüzünden geçmişine takılı yaşıyor uzun uzun. Kendini suçluyor bu kırgın bitişler ve kırgın gidişler için. Zamanında onlara sormadığı sorular, bu yüzden de asla bilemeyeceği cevaplar hep tırmalıyor onu.

Haberin Devamı

Gökten Üç Aşk Düştü

Benzer şeyleri yaşamamak için aşka kapatsa da kapılarını, başını omzuna yaslamak istediği yeni bir başrol oyuncusu oluyor dönüp geldiği İstanbul’da. Ama özgür bırakamıyor kendini. “Yine hata yaparım ya da yine kırılırım” korkusuyla susuyor hep.

Otuzuncu doğum gününü kutlarken birden çekiliyor sis perdesi. Aşk korkusunu yenmeye ve aşk kokusunu yeniden duymaya hevesli, harekete geçiyor Selin.

Manhattan’da yaşadığı üç aşkın başrol oyuncularını bulmaya ve zamanında alamadığı cevapları alıp, uzun süredir içinde tuttuğu saçakları yok etmek için, Japonya, Sri Lanka ve Gökçeada’ya sırasıyla yelken açıyor.

Bu yolculuklar onu eski yüzlere götürürken, geçmişin kuytuda kalmış düğümlerini de sürprizlerle ortaya çıkarıyor. 

Yazarın Tüm Yazıları