Anda kalmak

Ağlamaksa o an içimizden gelen hıçkırıklarla, evet ağlamalıyız, o enerji bitene kadar…

Haberin Devamı

Uzun zamandır kişisel gelişim eğitimlerine gidiyor ve bunlarla ilgili bir dolu kitap okuyorum…

Böylece her gün kendimde ve çevremde yepyeni bir dolu şey keşfetmiş oluyorum, yenileniyorum, süper bir şey bu…

Bir dolu yanlış kodlarımız varmış, bunlardan birisi de “ânı yaşamak”, “andaki duyguyu yaşamak” konusundaki eksikliğimiz…

Üzüntüden hıçkırıklara boğulduğumuzda ya da ağladığımızda ”ağlama”,

Mutluluktan ya da sevinçten yüksek sesle gülerken “sessiz gül ”,

İstemediğimiz olaylarla karşılaşınca “sus, ses çıkartma, sabırlı ol” gibi o andaki duyguyu bastırdığımız ve yaşayamadığımız bir dolu kodlarımız var maalesef…

Ya da fiziksel olarak bulunduğumuz ortamda, ya geçmişte yaşadıklarımızı konuştuk, düşündük; ya da gelecekte varacağımız noktanın hayalini kurduk maalesef ve yine “o ânı “ yaşamadık aslında…

Haberin Devamı

Hatta bazen “o anda” o kadar kalamadık ki koyduğumuz anahtarın ya da çantamızın yerini bulamadık, ya da yapılan sohbetleri hatırlayamadık.

Hani denir ya çok unutuyorum bu aralar diye; sorun şu ki, aslında unutmuyoruz sadece o işi yaparken o an yaptığımız işin içinde değiliz, başka mekân, zaman ve insanlarda geziyoruz ve bu yüzden de eşyayı koyduğumuz yeri hatırlamıyoruz. Yani “anda değiliz, o ânı yaşamıyoruz”.

Oysaki o an fiziksel olarak neredeysek, zihinsel olarak da orada olmalıyız. O an hangi duyguyu yaşıyorsak o duyguyu yaşamalı böylece dışarı atmalıyız.

Eğer gülmek geliyorsa içimizden hem de kahkahalarla, evet gülmeliyiz o enerji bitene kadar…

Ağlamaksa o an içimizden gelen hıçkırıklarla, evet ağlamalıyız, o enerji bitene kadar…

Kızgınlık varsa içimizden gelen, dilimize sevgiyle dökmeli ve dışarı atmalıyız o enerjiyi de…

Artık biliyorum ki olumlu da olsa olumsuz da olsa o andaki duyguların enerjilerini dışarı atarak, yenilerine yer açmak gerekiyor ve böylece hem fiziksel, hem de ruhsal olarak daha da rahatlıyor, yenileniyor insan…

Ben başladım denemeye, önce kilitleyip içimde hapsettiğim duygu kutucuklarını tek tek açtım ve bugüne kadar bana hizmet ettikleri için sevgi ile teşekkür ederek serbest bıraktım evrene ohhhh rahatladım, şimdi de andaki duyguları yaşayarak onları da serbest bırakıyorum “şa-ha-ne”…

Haberin Devamı

Haydi, hemen oturduğunuz yerde siz de atın içinize hapsettiğiniz ne kadar duygu kutucuğu varsa evrene ve başlayın “duygusal ve zihinsel olarak anda kalmayı” denemeye, ne dersiniz?

Arzu ben, artık ne geçmiş ne de gelecekteki duyguları değil; andaki duyguları yaşamaya çalışan ve böylece ruhsal ve zihinsel olarak daha sağlıklı olduğuna inanan…

Yazarın Tüm Yazıları