Türkiye’de ilk kez anne olmak isteyenler için özel workshop

Türkiye ve dünyada birçok çift çocuk sahibi olmak için çeşitli tedavilere başvuruyorlar. Uzun ve zorlu tedavi süreçleri çocuk sahibi olamayan çiftlerde özellikle anne adaylarında farklı olumsuz sonuçlar yaratıyor.

Kadınları özgürleştirmek ve güçlendirmek için duygusal enerjiyi yükselten, insanın bedeniyle ruhunun barışmasını sağlayan önemli çalışmalara imza atarken, bu yıl ilk kez, anne olmak isteyenlere özel rahim gücünü yükselten, kadınları fiziksel tedaviye ve anne olmaya duygusal olarak hazırlayan workshoplar düzenlemeye başlayan Seda Diker, tüp bebek tedavilerinden önce anne adaylarının desteğe ihtiyacı olduğunu söylüyor.

Çocuk sahibi olamayan çiftlere uygulanan ve uzun süredir kullanılan bir yardımcı üreme tekniği olan Tüp Bebek, bilimsel destek ve çözüm sağlayan bir üreme yoludur. Seda Diker’e göre, bu bir takım çalışmasıdır. Takımın en önemli parçası doktorunuz, eşiniz ve hastane personelinizdir. Seda Diker bu süreçte, kadının moralinin ve düşüncelerinin pozitif kalmasında takımın bir parçası olmayı arzu ettiğini söylüyor. Altıncı Tüp Bebek denemesinden sonra infertilite (çocuk sahibi olamayan) tanısı konan Yazar ve Duygusal İletişim Mentoru Seda Diker, kendi hayatında da duyguları ve düşüncelerini hazırlayarak 7. kez tedaviye girdiğinde, bu kez kendi oğlunu kucağına almıştır.

Seda Diker yine kendisi gibi anne olmak isteyenlerin geçmişten taşıdığı, engelleyici anıları değiştirmeye yardımcı olurken, kadınların korku ve istekleri arasında arabuluculuk yapıyor.

ÖNCE POZİTİF DÜŞÜN VE HİSSET!

Gerçekleştirdiği workshoplar ile hamileliğine engel olan gizli ve biriken duyguları bulduklarını belirten Seda Diker, kadınların sık sık maruz kaldığı, “Ne zaman çocuk yapacaksınız?” soruları yüzünden içine düştüğü, “Bende bir tuhaflık var, Kısır mıyım? gibi düşüncelerden uzaklaşarak duygusal olarak anneliğe ve tedavilere hazırlanması gerektiğini belirtiyor.

Yakında çıkacak 10. Kitabı Anne Olmak İstiyorum” ile de kendi deneyimleri ve danışanlarıyla çalışma öykülerini paylaşan Diker; “Anne adaylarının ruhlarının desteğe ihtiyacı var” diyerek yıllardır duygu ve düşünce üzerinde ‘kadın’ odaklı çalışmalar yürütüyor.