GeriHamilelik Hazırlığı Tüp bebek tedavisinde 10 yeni gelişme!
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Tüp bebek tedavisinde 10 yeni gelişme!

Tüp bebek tedavisinde 10 yeni gelişme!

Dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de yaklaşık olarak her 10 çiftimizden 1’i çocuk sahibi olmakta zorluk yaşamaktadır. Bu zorlukları aşma çalışmaları sonucu ortaya çıkan tüp bebek tedavisi günümüze kadar bazı değişimlere uğramıştır. Tüp Bebek ve Kadın Doğum Uzmanı Op. Dr.Serkan Aydoğdu tüp bebek tedavisindeki yeni gelişmeleri anlatıyor.

Embriyo aktarımı ilk 1800’lü yıların sonuna doğru ortaya çıkmıştır. O yıllarda tavşanlar arasında embriyo transferi çalışmaları yapılmıştır. Ancak uzun bir süre farklı bir gelişme sağlanamamıştır. Özellikle ikinci dünya savaşından sonra gelişen tıp ve teknoloji, bilim adamlarının embriyo ve üreme konusunda ilerlemesini sağlamıştır. Bu süreçte yumurtaların laboratuar ortamında kapalı bir tüpte döllenmesi ve ardından kadın vücuduna nakledilmesi üzerine çalışmalar sürdürülmüştür.

İlk döllenme 1973 yılında yapılmıştır ancak anne vücuduna uyum sağlayamamıştır. 1978 yılında ise Dr. Edwards ve Dr. Steptoe başarılı bir çalışma gerçekleştirmişlerdir ve Louise Brown dünyaya gelmiştir. Yıllardan beri biz doktorların da gözlemlediği gibi; tekrarlayan tüp bebek başarısızlıkları çiftler arasında hem tedaviye olan inancın yitirilmesinde, hem de yarattığı psikolojik travması nedeniyle çok önem taşımaktadır. Bundan dolayı tüp bebekte elimizden gelen en kısa sürede başarılı sonuçlar elde etmek için çok yoğun çalışmalar yapmaktayız. Öncelikle dünyadaki son teknolojileri yakinen takip etmekte ve uygulamaktayız.

Tüp bebek tedavisinde 10 yeni gelişme

Tüp bebek tedavisinde yararlandığımız yeni yöntemlerden bazıları şöyledir;

1-Standart yumurta geliştirici uygulamaların dışında, daha düşük doz ve doğal protokoller kullanılarak yumurta ve embriyo kalitesi arttırılmaya çalışılmaktadır ki bu yöntem ile özellikle yumurtalık rezervi azalmış hastalarda çok iyi sonuçlar elde etmekteyiz.

2- Yumurta sayısı az olan hastalarda birden fazla indüksiyon uygulanarak embriyo havuzu oluşturulması da transfer başına olan gebelik oranlarını arttırmaktadır. Özellikle başarısız embriyo transferi sonrası tedaviyi bırakma oranlarının yüksekliği de göz önüne alınırsa havuz sisteminin başarısı çok yüksektir.

3-İndüksiyon süresi kısa veya beklenenden daha uzun sürmüş, hormon seviyeleri beklediğimiz gibi olmayan hastalarda transfer yerine, bir sonraki ay mevcut embriyoların dondurularak, dondurulmuş embriyo transferi planlanması da başarı şansını arttıran bir uygulamadır.

4-Sperm sayısı ve hareketliliğinde sorunları olan hastalarda sperm-chip ya da hyaluranik asit-binding testler gibi bazı uygulamalarımız ile daha kaliteli spermlerin seçilmesini sağlayarak embriyo kalitesini de arttırarak başarı şansını da arttırmaktayız.

5- Günümüzde yapılan araştırmalar sonucu ortaya konan bir gelişme de 5. günde yapılan embriyo transferinin gebelik oranlarının daha yüksek olmasıdır. Bundan dolayı blastokist transferi yapılması için şartları zorlamaktayız.

6-Gebelik şansını arttırabilecek diğer yöntem de embriyoların sadece biyolojik özelliklerine göre değil, dinamik özellikleri de değerlendirilerek seçmektir. Yeni sistem inkübatörler ile bu sistemi rahatlıkla uygulamakta ve başarı şansını arttırmaktayız.

7- Önemli gelişmelerden bir diğeri de embriyoların genetik yapısının artık incelenebiliyor olmasıdır. Son 15 yıldır bu incelemeler yapılabiliyor olsa da ayrıntılı değildi ve gelişme sağlanamamaktaydı. Ancak günümüzde ‘’ Next Generation Sequence – NGS’’ yöntemi ile tüm embriyolar ayrıntılı olarak incelenebilmekte ve kalıtsal bir hastalığın olup olmadığı saptanabilmektedir.

8- Yardımlı yuvalama (assisted hatching) yönteminin ortaya çıkması ve geliştirilmesi ile artık embriyoların rahim duvarına tutunması ve gelişebilmesi sağlamaktayız. Laser ile embriyo zarının inceltilmesi ile de tutunmayı arttırmaktayız.

9-Sperm sayısı ve kalitesinin çok yetersiz olduğu durumlarda, cerrahi olarak testisten micro-tese yöntemi ile canlı sperm hücrelerinin elde edilmesi, bu grup hastalarda başarı şansını arttırmaktadır.

10-Ayrsıca sigaranın bırakılması, kilo verilmesi, proteinden zengin diyet ve D vitamin desteğinin de tüp bebekte başarı şansını etkilediği araştırmalar ile ortaya koyulmuştur.

Ortaya çıkan bilimsel ve teknolojik gelişmeler tüp bebek tedavisinin ileri düzeye taşınmasını sağlamıştır. Günümüzde son teknolojinin kullanıldığı uygulamalar yapmakta ve çok başarılı sonuçlar almaktayız. Sadece doktorların uyguladığı tedaviyle değil, bu sürece katılacak olan çiflerin biyolojik ve psikolojik durumlarını da üst düzey de tutmaları gerekmektedir. Bu da başlı başına yine tüp bebek tedavisinin gelişimi içerisinde sayılmalıdır. Bütün bu sağlıklı koşullar sağlandığı zaman, tüp bebek tedavisinde başarılı sonuçlar alma ihtimaliniz çok yüksektir. 

HAFTA HAFTA GEBELİK HESAPLAMA

False