Emzirmek ve kutsallık ilişkisi

1-7 Ekim tüm dünyada ‘Emzirme Haftası’ olarak kutlanıyor. Anne sütünün ve emzirme eyleminin önemini hatırlatarak bu konudaki farkındalığı artırmak her yıl öncelikli amaç oluyor. Özellikle bizim toplumumuz için emzirmenin değeri ve anlamı oldukça büyük. "Sütün geliyor mu?, Acaba sütün yetmiyor mu çocuğa?, Ne kadar emzirebiliyorsun?, Tatlı ye, sütün artar., Sütün yaramıyor çocuğa galiba, hiç kilo almıyor." gibi cümleler annelerin ne yazık ki sıkça maruz kaldığı söylemler. Emzirme, tartışmasız hem çocuk hem de anne için faydaları olan bir eylem elbette ki.

Haberin Devamı

EMZİRMENİN ANNEYE FAYDALARI

• Emzirme, annenin sağlıklı kilo vermesine yardımcı olur.

• Anne vücudunda oluşabilecek demir eksikliği sorununu ortadan kaldırır.

• Annenin meme, rahim ve yumurtalık kanseri gibi hastalıklara yakalanma riskini düşürür.

• Annenin kemiklerini güçlendirir ve kemik erimesi riskini azaltır.

EMZİRMENİN BEBEĞE FAYDALARI

• Anneyle tensel temas bebeğe güven duygusu verir, sakinleştirir.

• Doğum sonrası ilk 6 ayda bebeğin ihtiyacı olan tüm besini sağlar.

• Anne sütü bebeğin bağışıklık sistemini destekleyen besleyici ve koruyucu maddeleri içerir. Enfeksiyon hastalıkları, ishal, soğuk algınlığı, diyabet ve kalp rahatsızlıklarına karşı önleyicidir.

• Alerjik hastalıklara ve sindirim sistemi problemlerine karşı bariyer oluşturur.

• Sinir sistemi ve zihinsel algı gelişimini destekler.

• Anne sütü yapay büyüme hormonları içermez ve daha kolay hazmedilir.

Evet, emzirme anne-bebek arasında kurulan çok özel bir bağ. Kurulan bağ, eşsiz bir deneyim olarak tarif ediliyor birçok anne tarafından. Ancak bu bağa kutsal bir ilişki demek oldukça yanlış olur. ‘Kutsal’ anlamı ağır bir kelime. Hangi kavrama kutsal derseniz deyin o kavram erişilmez olur, vazgeçilmez ve olmazsa olmaz anlamına gelir. Kutsallaştırılan kavram büyük bir sorumluluk oluşturur. Hele ki emzirmek eylemine kutsal dediğimizde annelerin omzuna kocaman bir yük koymuş oluruz.

Emzirmek konusu annelerin hem psikolojik hem de duygusal olarak farklı düşüncelere büründüğü bir eylem. Örneğin; bebeğine memesinden gelen sütle besleme fikrini rahatsız edici bulan, emzirme eylemini kabullenemeyen ve sütünü sağarak biberonla veren anneler var. Ya da sadece görev tamamlamak duygusuyla emzirmeyi sadece kendisi istediğinde yapan, bir an önce emzirme sürecinin tamamlanmasını bekleyen, emziremediği için mama vermek zorunda kalan, her biberon/mama hazırlayışında suçluluk duyan annelerimiz de var. Bu örneklerin hiçbiri bir kadını daha az anne yapmıyor, yapamaz.

Emzirmek, anneliğin bileşenlerinden sadece biri. Ancak olmazsa olmazı değil! Emziremediğinde, kadının anneliğinden hiçbir şey eksilmiyor. Tıpkı doğurmadığı halde çocuk evlat edinen ve ona kusursuz annelik yapan bir kadının sadece doğurmadığı için daha az anne olmadığı gibi. Her annenin önceliği ‘yeterince iyi anne’ olma çabası olursa, anneliğin bileşenlerinden sadece biri olan emzirmeyi çocuk büyütmenin olmazsa olmazı kabul etmez ise oldukça sağlıklı bir anne-çocuk ilişkisi sağlanmış olur.

Dünya Emzirme Haftası kutlu olsun. Ve tabiki emziren/emzirmeyen tüm annelerin tek önceliği ‘yeterince iyi anne’ olmak olsun :) 

Yazarın Tüm Yazıları