Elif İpek
Elif İpek
Elif İpek

Ergenler, kötü alışkanlıklardan nasıl uzak tutulur?

Pedagog Elif İpek, ailelere önemli uyarılarda bulundu.

Haberin Devamı

Yetişkinler tarafında ergenliğin bir hastalık, atlatılması gereken bir dönem, problemli geçiş aşaması olarak algılandığını söyleyen Pedagog Elif İpek, ergenlikteki çocukları kötü alışkanlıklardan uzak tutmak için dikkat edilesi gerekenleri anlattı.

Ergenlik, yaşam dönemlerinden biri. Daha önce benzerlerinin yaşandığı bir yaşam dönemi. Bana göre ise bağımsızlık bayrağının net olarak dikildiği dönem.

Ailelerin gebelikten itibaren yürüme, konuşma dönemi 1-2 yaşa kadar olan sürede tüm yaşam ritmini bebeğe göre düzenlemesi, bebeği koruma alışkanlıkları ve aynı alışkanlığı sürdürme eğilimleri henüz 2 yaşındaki bebekle sürtüşmelerin başlamasına neden oluyor. Hatta ‘beslenebiliyorum, dilediğim yere ulaşabiliyorum, ben de bu ailenin bir parçasıyım, benim de beğenilerim ve hoşnutsuzluklarım var, bakın ben de bir bireyim’ düşüncesi ile ilk özerklik bayrağını dikmek üzere hareket eden çocuğun ısrarları “erken ergenlik” olarak adlandırılıyor.

İkinci özerklik bayrağı 3 yaşında sosyalleşmenin hız kazanması, çocuğun kendisini toplumun içinde var etme çabaları ile sürüyor. İkinci özerklik bayrağı çocuk tarafından dikilmeye çalışılıyor. 6 yaş civarında çocuğun becerilerinin sivrilmesi, okul yaşamının başlaması ile bir başka özerklik bayrağı daha gelişim sürecine ekleniyor.

10-12 yaşta erinlik ile başlayan yeni gelişim sürecinde arkadaş çevresi, yaşam liderliğini büyük oranda alıyor. Çocuk kendisini tüm özellikleri ve altyapısı ile sosyal çevresinin içinde gösterme, var olma, gruba dahil olma ihtiyaçlarını sorguluyor. Bu ise bir başka özerklik bayrağı.14 yaş civarında ise fiziksel değişimlerin de hız kazandığı ve su yüzüne çıktığı dönemde artık genç adayı daha emin adımlarla radikal denemeler yapıyor. Uçmayı deneyen genç kuşlar gibi kanatlarının gücünün, yapabileceklerinin farkına varmaya çalışıyor. Yani “ergenlik” olarak tanımladığımız dönem bir sabah uyandığımızda kapımızı çalan bir durum değil, gelişimin olağan bir parçası.

Ergenlik döneminin sağlıklı yaşanması için nelere dikkat edilmeli?

Ergenlik dönemini sağlıklı yaşamanın yolu, önceki özerklik dönemleri arasında sağlıklı geçişle mümkün olabiliyor. Ailenin bu döneme kadar yaşanan tüm gelişim dönemlerinde ve tüm gelişim alanlarında çocukla kurduğu denge sonuçlarını veriyor. Önceki dönemlerde çocuğun aile yapısını kavraması, ailenin doğru ve yanlışlarını algılaması, kendisinin farkına varması, değişime açık olması, problem ile baş etme becerisinin gelişimi, uyum becerisinin gelişimi, sorumluluk alması, kararlarının sonuçlarını taşıyabilmesi, kendini ifade etmek için kendisine en uygun kanalları bulması, ailenin tüm bu becerilerde çocuğun yanında konumlanma biçimi ergenlik döneminin nasıl yaşanacağına dair yapı taşlarını oluşturuyor.

Aile, bahsettiğim becerilerin kazanılması, gelişim dönemlerinin takibi ve desteklenmesi sırasında çocuğu kucağında taşıyarak değil, yanında yürüyerek desteklemeli. İlk günden itibaren ona bir birey olduğunu inanarak hissettirdiğinde genç adayı, ilk yaşam lideri olan anne-babanın yaşamındaki yerini bilerek davranıyor. Tüm bu süreç içinde aile çocuğu kendisinin bir parçası, sahip olduğu bir şey olarak görme eğiliminde ise kendi kararlarını vermekten çekinen, ne istediğini bilmeyen, farkındalığı düşük biri olma alışkanlığını sürdürme eğiliminde oluyor.

Ergenlik aşılması gereken bir problem değildir

Yaşam liderliğinin arkadaş çevresine geçtiği erinlik ve ergenlik döneminde ise sorgulamadan kabul edildiği arkadaş grubunun yörüngesine giriyor. Bu grubun adı kimi zaman “marka satın alabilenler” grubu, kimi zaman “okuldan kaçmaya çekinmeyenler” grubu, kimi zaman “alkol alma cesaretini gösterenler” grubu olabiliyor. Tabii ki bu durum var olma savaşı içinde kendisini arayan genç ile ailesi arasındaki mesafeye birkaç dağ daha ekliyor.

Ergenlik bir problem değildir. Ergenlik, yaşam dönemlerinden sadece biridir. Ergenlik döneminde kendi kararlarını verebilen, sorumluluk alabilen, kendisini tehlikelerden koruyabilen, farkındalığı yüksek çocuklar yetiştirebilmek için dünyaya geldikleri ilk günden itibaren iletişime önem verin, onun bir birey olarak kabul edin.