GeriSağlık Miyomlar artık sorun değil!
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Miyomlar artık sorun değil!

Miyomlar artık sorun değil!

Ameliyatsız da miyomlardan kurtulabilirsiniz.

Miyomlar üreme çağı olarak kabul edilen 15-45 yaş arasında görülürler. Büyüklükleri bezelye tanesinde küçük bir kavun boyutları arasında olabilir. Küçük boyuttaki miyomlar çok daha sık olmakla birlikle, nispeten büyük sayılabilecek miyomlar 35 yaş ve üzerinde kadınların %20-40’ında görülür.

Gebelik sırasında salgılanan östrojene bağlı olarak miyomlar büyüyebilir, menopozdan sonra ise genellikle zaman içerisinde küçülür. Ayrıca, bazı hastalarda farklı büyüklüklerde çok sayıda miyom birlikte görülebilir.

Miyomlar mutlaka tedavi edilmeli mi?

Bu kadar sık görülmelerine rağmen her durumda mutlaka tedavi edilmeleri gerekmemektedir. Alt karın ağrısı, ağrılı ve fazla kanamalı adet dönemleri, cinsel ilişki sırasında ağrı gibi yakınmalara neden olduklarında; mesane veya rektum basısına yol açtıklarında ise tedavi edilmeleri kaçınılmaz olabilir. Tedavide bugüne kadar ülkemizde de jinekologlar tarafından sıklıkla ve başarı ile uygulanan yöntemler miyomun cerrahi olarak çıkartılması (myomektomi) veya rahimin çıkartılması (histerektomi) şeklindedir. Bu tip tedavilere başvurmaktan başka bir çaresi kalmamış ama çeşitli ilaçlarla yakınmaları kontrol altına alınamayan ve rahimlerini daha doğrusu doğurganlıklarını korumak isteyen hastalar için ise girişimsel radyologlar tarafından uygulanan miyom embolizasyonu önemli bir alternatif olarak ortaya çıkmaktadır. Yine son yıllarda gelişen ve radyologların kontrolünde uygulanması gereken bir yöntem de MR kılavuzluğunda HIFU (yüksek yoğunlukla odaklanmış ultrason) henüz yeterli derecede kabul görmese de gelecek için ümit vadedicidir.

Operasyondan birkaç gün sonra günlük yaşama dönülebilir

Tıbbi adı ‘uterin fibroid embolizasyon’ olarak da geçen miyom embolizasyonunda amacımız atardamarlar içinden rahime kan taşıyan atardamarlara ulaşarak miyomu besleyen küçük dalları milimetrenin altında boyutlara sahip parçacıklar ile tıkamaktır. Yaklaşık 1 saat kadar süren bu işlem, hafif sedoanaljezik yöntemle ağrısız ama genel anestezi kullanılmadan gerçekleştirilir. Hastanın ağrı veya diğer semptomların kontrolü amacıyla ilk geceyi hastanede geçirebilir. Birkaç gün içerisinde günlük yaşamına veya iş hayatına da kolayca dönebilir.

Bu yolla işlemin başarılı olması (ki buradaki ölçü yakınmaların ortadan kaldırılması veya ciddi anlamda azaltılması) %70-80 civarındadır.

Miyom embolizasyonunda hastalarımızın bilmesi gereken önemli noktalar her miyomun bu yolla tedavi için uygun olmayacağı gibi, her miyom için de tedavinin mutlaka şart olmadığıdır. Ancak cerrahi tedavi önerilmiş hastalar, bu konuda çekinceleri mevcutsa, jinekologlarından bir girişimsel radyologa yönlendirilmelerini talep etmelidirler. Bu konuda olumlu bir yanıt alamadıkları takdirde kendileri girişimsel radyolog tarafından değerlendirilme amacıyla başvurabilirler. Girişimsel radyolog ile gerçekleşecek olan vizitte, hasta tüm tetkiklerini ve görüntüleme bulgularını sunduktan sonra ilk önce böylesi bir tedavi için uygunluk konusunda karar verilmesi gerekir. Girişimsel radyolog ultrasonografi veya MR gibi ek tetkik planlayabilir. Özellikle renkli doppler ultrasonografi ile miyomun kanlanmasını değerlendirmek isteyebilir. Daha sonra işlem hakkında ayrıntılı bilgilenme sağlandıktan sonra işlemin başarı oranı, komplikasyon ve riskleri masaya yatırılır. Hastanın tüm soruları cevaplandırılarak, kafasında soru işareti kalmamasına özen gösterilmelidir.

Girişimsel Radyolog
Doç. Dr. Başar Sarıkaya

False