Nilçin Doyran Bengisu
Nilçin Doyran Bengisu
Nilçin Doyran Bengisu

Kıyameti çocuğa nasıl anlatmalı?

“Anne yarın kıyamet kopacak mı?”

Haberin Devamı

Maya takviminin 21 Aralık 2012’de sona ermesi, ‘kıyamet kopacak’ yorumunu beraberinde getirdi. Yetişkinler olarak bu senaryoya mantıklı gerekçeler buluyoruz ama çocuklar kıyametin kopup kopmayacağına dair sorularına nasıl cevap veriyoruz? Uzman Pedagog Nilçin Doyran Bengisu, ailelerin tavırlarının çok önemli olduğunu vurgulayıp çocukların sorularına nasıl yaklaşılması gerektiğini anlattı.

Çocuklar 11-12 yaşlarına kadar soyut kavramları tam olarak algılayamıyorlar. Onların zihinlerinde kıyamet, cennet ve cehennem gibi kavramlar imgeler halinde yer alıyor. Örneğin; cehennemin karanlık bir yer olduğunu hayal ediyorlar. Elbette onların sorularını cevapsız bırakmamak gerekiyor. 4 yaş itibariyle çocuklar ölümün, Allah’ın, kıyametin ne olduğunu sorgulamaya başlıyorlar ancak burada önemli olan, çocuğu korkutmadan anlatabilmek.

‘Dünyanın sonu’ demek, ölümle eş değer bir söylem

Son dönemde hem evdeki yetişkinlerden hem de medya kanallarından sürekli olarak kıyametin geleceğini duyan bir çocuk ister istemez ne olacağını öğrenmek istiyor ve tedirgin oluyor. Çocuğa kıyameti dünyanın sonunun gelmesi olarak anlatmak, “öleceğiz” demekle eş değer bir söylem. 4-11 yaş arası dönemdeki bir çocuk yani henüz bu açıklamaya hazır olmayan bir çocuk bunu algılayamayacaktır. O nedenle yaş düzeyine göre her şeyin bir başı ve sonu olduğunu anlatabilmek gerekir. Bunu yaparken de somut örnekler etkili olacaktır; sokaktaki kedi, köpek gibi.

Ölüme ‘uyumak’ derseniz, çocuk uyumak istemez

Somutlaştırma yapmadıkça çocuğun zihninde başka imgelere neden olunabilir. Mesela ölüme ‘uyumak’ dediğinizde, çocuklar bu sefer uyumak istemezler.

Bizim terapilerde uyguladığımız bir yöntem vardır. Hayaletten korkan bir çocuğa korktuğu şeyin resmini çizdiririz. Dolayısıyla çocuğun tam olarak neyden korktuğunu öğrenirsek bunun üzerinden konuşup onu rahatlatmak, güvende hissetmesini saptamak daha kolay olacaktır.

Önce anne ve baba kaygıdan kurtulmalı

Anne ve baba ne kadar kaygılı ise bu durum çocuğa da yansır ve çocuk için tedirgin olan bir ebeveynin “korkma, inanma” demesinin bir anlamı olmaz. Ebeveynler kendi arasında konuşma gereği duyuyorsa bile bunu çocuğun yanında yapmamalı, gerginliklerini çocuğa yansıtmamalılar.

Çocuk 21 Aralık’tan çok korkuyorsa

Eğer çocuk 21 Aralık gününden çok korkuyorsa ve telkinlere rağmen sakinleşmiyorsa, aileler yarın okula göndermeyebilirler. Gerekçe olarak da karın yağmasını öne sürebilirler çünkü çocuk bunun bir panikten kaynaklı olduğunu da düşünmemeli. Bu şekilde kendini güvende hissetmesini sağlayabilirler.