Kadınlar hem kariyer hem de çocuk yapabilir mi?

Çalışan ve kariyer yapmayı hedefleyen kadınlar çocuk sahibi olma arzularını da ertelemek istemiyorlar. Peki, kadınlar hem kariyer hem de çocuk yapabilir mi?

Günümüzde kadını üstlendiği ve ona atfedilen roller ile çalışan kadın, anne olan kadın, evinin kadını olan kadın, evlat olan kadın, eşinin karısı olan kadın kimlikleriyle görüyoruz. Modern yaşam ve ekonomik şartlar günümüzde kadınların çalışmasını zorunlu hale getirirken, daha özgür yaşama isteği, erkeğe bağımlı kalmamak, ekonomik güce sahip olma arzusu da kadınları çalışmaya teşvik ediyor. Kariyer yapan, işinde başarılı olan kadın daha güçlü, kendine öz güveni olan, toplumda ve çevresinde saygınlığı bulunan, her konuda kendini kanıtlayan bir birey olarak hem ev hem de iş yaşamını aynı anda hayatına dahil edebileceğini gösteriyor. Hem ev işlerine yetişmeye çalışan hem de iş hayatında kariyer hedefleyen kadınlar, ‘Çocuk da yaparım, kariyer de!’ sloganıyla çocuk sahibi olmayı da düşünüyor ve bunu gerçekleştiriyor. Hem kendi hem eşi hem ailesi hem de sosyal çevresi tarafından bu sloganın gerçekleşmesi bekleniyor. Kadın elinden geleni yapıyor, çaba sarf ediyor, zorlanıyor ve çoğu zaman yetişememe/yeterli olamama ve suçluluk duygularını yaşıyor.

MÜKEMMEL ANNE OLAYIM DERKEN BUNLARI UNUTMAYIN

Çalışan kadın hem çalışma hayatını hem de çocuğunu aynı anda idare etmek zorunda kaldığında bazen suçluluk duygusuna kapılarak, eşi ve çocuğu ile yaşadığı iletişimsizliği çalışma hayatına bağlayabiliyor. Bu durumda çalışan anne, çocuğuna ve eşine yeterli ilgi gösterdiğini belli etmek için daha fazla çaba sarf ediyor. Çocuğuna daha düşkün bir tavır sergileyerek ve ihtiyaçlarını sürekli yerine getirerek hem doyumsuz ve mutsuz bir çocuk yetiştiriyor hem de kendi mutsuz olarak tükenmişlik yaşıyor. Mükemmel anne olmalıyım derken, eş olmayı unutuyor. Mükemmel eş olayım derken de kendi özel zevkleri ve isteklerinden vazgeçip kendini erteleyebiliyor, bu da onu mutsuz ediyor. Bütün bunların sonucunda kadınlarda psikosomatik bozukluklar ortaya çıkabiliyor. Deride döküntü, mide hastalıkları, sürekli yorgunluk, eklem ve kas ağrıları, uykusuzluk bunlardan bazıları.

SAĞLIKLI BİR EV, İŞ VE AİLE YAŞANTISI İÇİN ÖNERİLER

Aslında, kadının kendisi için uygun olan zaman diliminde yoğunluğunu kariyerine yönlendirmesi, çocuk sahibi olmak istediği zaman kariyerini ikinci plana koyup bebeğinin ihtiyacı olan ilgi ve bakımı üstlenmesi ve bir zaman sonra ise yeniden kariyeri için adımlar atması mümkündür. Yani kadın hem kariyer hem de çocuk yapabilir. O halde sağlıklı ve dengeli bir ev-iş-aile yaşantısı için kadınlar neler yapabilir?

• Bebeğin sağlıklı gelişimi ve anne ile güvenli bağlanmanın gerçekleşmesi için 0-1 yaş arası dönemi mümkünse çalışmadan geçirmeyi sağlamalılar. Hem anne hem de bebek yeni hayatlarına ve birbirlerine alışacak ve güvenli bağlanmanın sağlıklı olabilmesi için ortam olacaktır.
• Hamilelik sonrası düzenin nasıl olacağını, bebeğe kimin bakacağını ya da bakım konusunda kimin yardımcı olacağını önceden belirlemeliler.
• Ev işleri, yemek gibi konularda daha az mükemmeliyetçi olup ve mümkünse yardım alıp, bunun yerine çocuk ve eşle geçirilen zamanı artırıp keyifli hale getirmeye çalışmalılar.
• Kendilerine zaman ayırmayı ihmal etmeyip, sosyal aktivitelerden uzak kalmamalılar.
• Bebekleri büyüyene kadar kariyer hedeflerini sonuç odaklı değil, süreç odaklı olarak belirlemeli, bu süreçte kendilerine çok yüksek hedefler koymamalılar.
• Çocuklarına kaliteli zaman ayırmalıdırlar, böylece onlarla ilgilenmedikleri suçluluğunu yaşamazlar.
• Unutulmamalıdır ki sabahtan akşama kadar evde olup çocuğuyla ilgilenmeyen anneler de vardır. Çocukla aynı evde olmak onunla ilgilenmek anlamına gelmez, çocukla oyun oynanmalı, vakit geçirilmeli ve bu süreçte ona odaklı olunduğu belli edilmelidir.

Uzman Klinik Psikolog
Nihan Yuğaç Doğan

ÇALIŞAN ANNENİN SORUMLULUKLARI NELERDİR?

[fotogaleri=1107]