Hiç spermi olmayan erkeklerde testiste sperm elde edilir mi?

Erkek infertilitesi (kısırlığı) son yıllarda sıklığı giderek artan bir sağlık sorunudur ve her yıl infertilite nedeniyle yardımcı üreme tekniklerine başvuran çiftlerin sayıları artmaktadır.

Haberin Devamı

İnfertil erkeklerin yaklaşık %15’inde dışarı sperm çıkışı sağlanamaz. Azospermi adı verilen bu durumunun toplum genelindeki sıklığı %1 civarındadır. Geçmiş yıllarda hiç bir şekilde çocuk sahibi olamayan azospermik erkekler, yardımcı üreme tekniklerindeki gelişmeler sayesinde artık çocuk sahibi olabilmektedir.

Günümüzde azospermi hastalarının testislerden cerrahi olarak elde edilen spermler, tüp bebek (intrastoplazmik sperm injeksiyonu - ICSI) yöntemiyle yumurtaların içine yerleştirilebilmekte ve böylelikle gebelik sağlanabilmektedir.

Azospermi olgularında cerrahi olarak testislerden sperm etme başarısı, bu hastaların özelliklerine göre farklılık gösterir. Testiküler sperm ekstraksiyonu (TESE) adı verilen bu cerrahi işlem ile, tıkanıklığa bağlı (obstrüktif) azospermi olgularında sperm bulma olasılığı %90'a yaklaşırken, obstrüktif olmayan (non-obstrüktif) azospermi hastalarında başarı daha düşüktür (1). Testislerdeki sperm üretiminde bozukluk olan azospermi hastalarında mikroskop altında gerçekleştirilen TESE (mikro-TESE) işlemi ile sperm bulma oranı %63'e kadar ulaşabilirken, mikroskop kullanılmadan yapılan klasik TESE işleminde bu oran %20-45 arasındadır (2).

Haberin Devamı

Mikro-TESE ile azospermi hastalarında sperm bulma başarısını öngören birçok parametre bulunur. Bu faktörler arasında hormonlar, genetik özellikler ve testis yapısı sayılabilir.

1. Serum FSH Düzeyi: Testis fonksiyonlarının iyi bir belirteci olan FSH hormonu, TESE başarısını öngörmede önemli rol oynar. Kanda yüksek FSH değerine sahip olan azospermi hastalarında TESE işlemi ile sperm bulma başarısı daha düşüktür (3) zira FSH hormonunun seviyesi testiste mevcut olan sperm hücrelerinin sayısı ile ters ilişkilidir. Ancak mikro-TESE işlemi sperm üretiminin aktif olduğu dokuların saptanmasına olanak verdiği için, FSH değeri çok yüksek olan erkeklerde bile başarılı şekilde sperm elde etmek mümkündür. Bu nedenle yüksek FSH seviyeleri mikro-TESE işlemi için bir engel olarak görülmemeli, FSH değerini düşürmek için gereksiz tedavilerden kaçınılmalıdır.

Haberin Devamı

2. Serum İnhibin B Düzeyi: İnhibin B düzeyi de FSH gibi testis fonksiyonlarının bir göstergesidir ve sperm üretim bozukluğunda kandaki inhibin B seviyeleri düşer (5). İnhibin B seviyelerinin TESE başarısını öngörebileceğine dair tartışmalar halen devam etmektedir (4). Eldeki kanıtların kısıtlı olması nedeniyle güncel kılavuzlar inhibin B hormonunun azospermi hastlarında mikro-TESE işleminden önce rutin bir değerlendirme aracı olarak kullanımını önermemektedir.

3. Testis Hacmi: Testilerin boyutu da sperm üretiminin bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Her iki testisi de küçük olan ve FSH seviyesi yüksek kişilerde TESE ile sperm eldesi %30’lara kadar düşmektedir. Ancak küçük testisi olan birçok azospermi hastasından mikro-TESE ile sperm elde edilebileceği de unutulmamalıdır (6).

Haberin Devamı

4. Genetik: Sadece erkeklerde bulunan Y kromozomunun bazı bölgeleri (özellikle AZFa, AZFb ve AZFc bölgeleri) sperm üretiminden sorumludur ve bu bölgelerde meydana gelen bozukluklar sperm bulma şansını ciddi şekilde düşürmektedir. AZFa ve AZFb bölgelerindeki bozukluklar (mikrodelesyonlar) sperm bulma olasılığını tamamen ortadan kaldırır (7). Ancak en sık görülen AZFc bölgesinde mikrodelesyona sahip kişilerin menilerinde sperme rastlanabilir. Menisinde hiç spermi olmayan ve azospermi problemi yaşayan AZFc delesyonu olan kişilerde ise mikro-TESE başarısının %75’e ulaştığı rapor edilmiştir (8).

5. Klinefelter Sendromu: Klinefelter sendromu infertil erkeklerde görülen en yaygın genetik anomalidir. Bu kişiler genellikle azospermi şikayeti ile başvurur ve mikro-TESE ile %68 ihtimalle sperm bulunabilir. Genellikle testosteron seviyelerinde de düşüklük saptanan Klinefelter sendromu hastalarına klomifen sitrat, aromataz inhibitörleri veya hCG tedavileri uygulandığında sperm bulma başarısı % 85'e kadar ulaşabilir. Bu hormon tedavileri ile serum testosteron düzeyleri 250 ng/dL'ye yükselen Klinefelter sendromu olan kişilerde sperm bulma oranının, tedaviye yanıt vermeyenlerden daha yüksek olduğu bildirilmiştir (9).

Haberin Devamı

6. Testis Yapısı: İnmemiş testis (kriptoorşidizm) öyküsü olan azospermi hastalarında mikro-TESE ile sperm bulma oranı %75 civarındadır (10). Bu nedenle inmemiş testis öyküsü TESE başarısını öngören faktörler arasında yer almaz.

İnfertilite problemi ile başvuran bir çok erkek hastada varikosel saptanabilir. Varikoseli olan azospermi hastalarına mikro-TESE işleminden önce varikoselektomi yapılması tartışmalıdır. Ancak klinik (grade 3) varikoseli olan ve mikro-TESE öncesi varikoselektomi yapılan azospermi hastalarında sperm bulma oranlarının daha yüksek olduğu rapor edilmiştir (11).

Testisten alınan parçaların patolojik incelemesi, daha sonra yapılacak bir mikro-TESE işleminin başarısı öngörmeyi sağlayan en önemli faktördür. Ancak testis biyopsisi için ayrı bir cerrahi prosedür gerekmesi ve bu işlemin testislerde neden olacağı doku kaybı, testis biyopsilerinin yaygın olarak uygulanmasına engel olmaktadır. Testis biyopsisi neticesinde Sertoli cell-only sendromu (germ hücre aplazisi) saptanan erkeklerde, hipospermatogenez veya maturasyon arresti saptanan azospermi hastalarına kıyasla sperm bulunma oranının çok daha düşük olduğu gösterilmiştir (12).

Referanslar:
1. Willott GM. Frequency of azoospermia. Forensic science international. 1982;20(1):9-10.
2. Tsujimura A. Microdissection testicular sperm extraction: prediction, outcome, and complications. International journal of urology : official journal of the Japanese Urological Association. 2007;14(10):883-9.
3. George JW, Dille EA, Heckert LL. Current concepts of follicle-stimulating hormone receptor gene regulation. Biology of reproduction. 2011;84(1):7-17.
4. Seo JT, Ko WJ. Predictive factors of successful testicular sperm recovery in non-obstructive azoospermia patients. International journal of andrology. 2001;24(5):306-10.
5. Mitchell V, Robin G, Boitrelle F, Massart P, Marchetti C, Marcelli F, et al. Correlation between testicular sperm extraction outcomes and clinical, endocrine and testicular histology parameters in 120 azoospermic men with normal serum FSH levels. International journal of andrology. 2011;34(4):299-305.
6. Ramasamy R, Padilla WO, Osterberg EC, Srivastava A, Reifsnyder JE, Niederberger C, et al. A comparison of models for predicting sperm retrieval before microdissection testicular sperm extraction in men with nonobstructive azoospermia. The Journal of urology. 2013;189(2):638-42.
7. Hopps CV, Mielnik A, Goldstein M, Palermo GD, Rosenwaks Z, Schlegel PN. Detection of sperm in men with Y chromosome microdeletions of the AZFa, AZFb and AZFc regions. Human reproduction (Oxford, England). 2003;18(8):1660-5.
8. Kamp C, Huellen K, Fernandes S, Sousa M, Schlegel PN, Mielnik A, et al. High deletion frequency of the complete AZFa sequence in men with Sertoli-cell-only syndrome. Molecular human reproduction. 2001;7(10):987-94.
9. Madgar I, Dor J, Weissenberg R, Raviv G, Menashe Y, Levron J. Prognostic value of the clinical and laboratory evaluation in patients with nonmosaic Klinefelter syndrome who are receiving assisted reproductive therapy. Fertility and sterility. 2002;77(6):1167-9.
10. Raman JD, Schlegel PN. Testicular sperm extraction with intracytoplasmic sperm injection is successful for the treatment of nonobstructive azoospermia associated with cryptorchidism. The Journal of urology. 2003;170(4 Pt 1):1287-90.
11. Schlegel PN, Goldstein M. Alternate indications for varicocele repair: non-obstructive azoospermia, pain, androgen deficiency and progressive testicular dysfunction. Fertility and sterility. 2011;96(6):1288-93.
12. Su LM, Palermo GD, Goldstein M, Veeck LL, Rosenwaks Z, Schlegel PN. Testicular sperm extraction with intracytoplasmic sperm injection for nonobstructive azoospermia: testicular histology can predict success of sperm retrieval. The Journal of urology. 1999;161(1):112-6.

Yazarın Tüm Yazıları