GeriSağlık Guatr hastalığı ile ilgili bilinmesi gerekenler
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Guatr hastalığı ile ilgili bilinmesi gerekenler

Guatr hastalığı ile ilgili bilinmesi gerekenler

Sıklıkla iyot azlığına bağlı gelişen guatr hastalığı, Türkiye’de yaygın olarak Karadeniz ve Akdeniz Bölgesi’nin iç kesimlerinde görülüyor. Genetik olmayan bu rahatsızlıkta, aile bireylerinin aynı bölgede ve aynı şartlarda yaşamasının, görülme sıklığını artırdığı kaydedildi.

Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alihan Gürkan, guatr hastalığı ve tedavisi hakkında bilgi verdi. Farklı şekillerde ve türlerde ortaya çıkabilen hastalığın temelinde, tiroit bezinin büyüyerek aşırı hormon salgılamasının yer aldığını aktaran Prof. Dr. Gürkan, "Hastalığın başlıca belirtilerinden biri, oluşturduğu görüntüdür. Sağlıklı bireylerde dışarıdan fark edilmediği gibi; el ile de hissedilemeyen tiroit bezi, guatr hastalarında gözle görülen ciddi belirginlik gösterir. Boynun ön kısmında, erkeklerde adem elması olarak bilinen çıkıntının 1-2 cm altında bulunan tiroit bezi, guatr hastalarında yutkunma hareketi sırasında yukarı ve aşağı oynamaktadır" dedi.

KANSER RİSKİNE KARŞI İĞNE BİYOPSİSİ

Guatr hastalığının kanser riski taşıyıp taşımadığının düzenli biyopsilerle öngörülebileceğini belirten Prof. Dr. Gürkan, "İğne biyopsisi olarak bilinen yöntemle, hastanın tiroit bezinde bulunan nodüllerden parça alınarak, hastalığın iyi huylu olup olmadığı veya ileri dönemler için risk teşkil edip etmediği anlaşılabilir. Biyopsi sonuçları doğrultusunda, tiroit bezinin riskli olabileceği düşünülen kısmı cerrahi ile alınmalıdır" diye konuştu.

HASTALIĞIN TÜRÜ TEDAVİ ŞEKLİNİ BELİRLİYOR

Guatr tedavisinin hastalığın türüne göre değişiklik gösterdiğini aktaran Prof. Dr. Gürkan, şöyle devam etti:

"Örneğin toksik guatr olarak adlandırılan, halk arasında zehirli guatr olarak bilinen türde ameliyatsız tedavi mümkündür. Bu kişilerde, artan tiroit fonksiyonlarını baskılayıcı, azaltıcı ilaç tedavileri uygulanarak, tiroit fonksiyonları normal seviyelere indirilir. Guatr tedavisinde uygulanan diğer yöntemler ise cerrahi müdahale ile tiroit bezinin tamamen alınması veya radyoaktif iyot tedavisiyle organın tamamen tahrip edilmesi şeklindedir. Her iki tedavide de tiroit bezinin tamamen ortadan kaldırılması söz konusu. Genellikle açık yöntemle yapılması tercih edilen tiroit cerrahisinde, hasta 1 gün içinde taburcu olarak normal yaşantısına kısa sürede dönebilmektedir."

KANSERİ ÖNLEMEK İÇİN AMELİYAT GEREKLİ

Guatr ameliyatlarının çoğunun kanser riskine karşı tedbir amacıyla yapıldığını kaydeden Prof. Dr. Gürkan, "Kişide guatr hastalığının bir türü olabilir, bir veya birden fazla nodül de bulunabilir. Ancak ilaç tedavisi dışında, tiroit bezinin bir bölümünün veya tamamının alındığı bir cerrahi girişim, sadece kanser riski olabileceğini belirten birtakım patolojiler varsa tercih edilmektedir. Diğer yandan, ameliyat sonrasında geriye kalan tiroit dokusunda hastalığın tekrarlama riski de bulunmaktadır" dedi.

AMELİYAT SONRASI TAKİP ÖNEMLİ

Guatr ameliyatı olan hastaların daha sık kontrol edilmesi gerektiğini anlatan Prof. Dr. Gürkan, "Çünkü alınan dokunun neden olduğu hormonal eksikliğin karşılanması için uygulanan hormon tedavisinin yeterli olup olmadığına en az 6 ayda bir bakılmalıdır. Öte yandan, kanser riski taşımayan ve tiroidin alınmadığı guatr vakalarında, hasta hayatının sonuna kadar ya tedavi almalı ya da doktorunun yönlendirmesi doğrultusunda sadece takip edilmelidir" diye konuştu.

DHA

False