Eski Sevgili Tacizi Yaşayanlar!

Eski sevgilisinin tacizlerine maruz kalanlar, nasıl bir davranış sergilemeli?

Haberin Devamı

İlişkisi bittiği halde eski sevgilisinin bitmek bilmeyen ısrarlarına ve yer yer tehditlerine maruz kalanların sayısı hiç de az değil. Hürriyet Aile’nin yaptığı ankete göre katılımcıların yüzde 50’si çeşitli şekillerde eski sevgili tacizine maruz kalmış. Bunun içinde sadece sözlü (telefon/e-posta) olan da var, fiziksel şiddete dönüşen de.

Her gün gazetelerin 3. sayfasında gördüğümüz cinayet ya da darp haberlerinin nedenleri biri olan eski sevgili tacizi, psikolojik rahatsızlıkların bir uzantısı olarak da görülüyor. Psikolog Serap Duygulu’ya örnek bir durum üzerinden değerlendirme yapmasını istedik. Duygulu, bireylerin her ne kadar benzer davranışlar sergilese de birbirinden çok farklı ruh sağlığında olabileceğinin de vurgusunu yaparak, tacize maruz kalanlara genel bilgiler verdi ve yapılması gerekenleri sıraladı.

Eski Sevgili Tacizine Örnek

• Eski sevgiliniz siz onunla görüşmek istemediğiniz halde sürekli sizi arıyor, mesaj ya da e-posta gönderiyorsa,

• Önceleri konuşup cevap vermenize rağmen durumu kabullenemiyorsa,

• Aramalarını cevapsız bırakmanıza hatta tüm platformlarda onu engellemenize rağmen aylar/yıllar geçse de hala sizi rahatsız ediyorsa,

• Yeni bir ilişkiniz olduğunu dahi biliyor ve pes etmiyorsa,

• Yasal işlem başlatma tehdidiniz, size intihar edeceğine yönelik mesajlar şeklinde geri dönüyorsa,

• Eski sevgiliniz çevresindekilerin ve sizin önerilerinize rağmen psikolojik tedavi görmeyi reddediyorsa, nasıl bir yol izlemelisiniz?

Tacizciler Bağımlı Kişilik Sahibi

Psikolog Serap Duygulu, böyle bir örnek için şöyle bir tavsiyede bulunuyor:

“Bahsi geçen bu durum aslında birçok insanın yaşadığı bir şey. Bu tip bağımlı kişilik sahibi insanlar, genellikle kendilerine güvenleri çok ciddi hasar almış kişiler oluyor ve bir ilişkiyi sürdürememiş olmayı kabullenemiyorlar. Bu onlar için bir başarısızlık ve bu konuda tehdit, taciz ve acındırma dahil her yola başvurabiliyorlar.

Bazen şiddet de kullanabiliyorlar. Burada kişinin, kişilik bütünlüğünün ne durumda olduğunu bilmek lazım. Yani 'Ne kadar bozulmuş, hangi tip kişilik bozukluğu yaşıyor, bağımlılık düzeyi ne durumda?' gibi soruların cevabını bilmek gerekir. Ancak bilmesek de biz en kötüsünü düşünelim ve en ağır bozukluklardan (örneğin paranoid şizofreni) olduğunu düşünelim. Bu durumda karşısındaki kişiye ya da kendisine cidden zarar verebilir ve cezai ehliyeti de olmaz. 'İçimden birileri bana şöyle şöyle yapmamı söyledi' ya da 'Birileri benim ona zarar vermemi söyledi' diyebilir. Böyle düşünür, böyle inanır.

O nedenle bu yapıdaki insanların hiçbiri hasta olduğunu kabul etmez, tedavi ya da terapi desteği almaya yanaşmaz. Şöyle bir saptama da vardır: Psikozlar hastalığını yaşar, nevrozlar hastalığını taşır. Yani psikozlar dediğimiz akıl ruh sağlığı bozuk grupta, kişi yaşadığı ve düşündüğü her şeyi gerçek sanır ve hasta olduğunu kabul etmez. Ama nevroz dediğimiz sadece siniri bozulmuş olarak tanımlayabileceğimiz grup hastalığını bilir ve kurtulmak ister. Bizim örneğimizdeki kişide de durum nevroz olsaydı yani takıntı, kaygı bozukluğu, depresyon, panik atak, fobi, stres bozukluğu vb. gibi mutlaka çare arardı. Ama psikoz yaşadığı için asla hasta olduğunu düşünmez, ona göre her şey normaldir. Dolayısıyla eski sevgilisi ne derse desin, bu kişiler durumu kabullenmeyecek ve elinden geleni yapacaktır.

Önerim bu tip durumlarda muhakkak tacize uğrayan kişinin savcılığa başvuru yapması olacaktır. Psikiyatrik açıdan incelenmesini talep etmek ve adli tıbba sevkini istemek en sağlıklı yoldur. Hasta ile konuşmaya ve onu ikna etmeye çalışmak hiçbir yarar getirmeyecektir. Olabildiğince bir araya gelmemek ve tüm yasal yollara başvurmak, yapılacak en doğru harekettir.”

Yazarın Tüm Yazıları