GeriSağlık Aşırı terleme bir hastalık habercisi olabilir!
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Aşırı terleme bir hastalık habercisi olabilir!

Aşırı terleme bir hastalık habercisi olabilir!

Günlük yaşantınızı da etkiliyorsa mutlaka tedavi edilmeli.

Aşırı terlemenin sebepleri nelerdir? Yrd. Doç. Dr. Ahmet Bülent Kargı, el ve koltuk altı terleme tedavisinden bahsetti.

Terleme (hidrozis) vücudun ortamla arasındaki ısı değişimini sağlayan normal fizyolojik bir mekanizmadır. Vücudumuzdaki ter bezleri, sempatik sinir sistemi denilen, irade dışı çalışan bir mekanizma tarafından kontrol edilmektedir.

BİR HASTALIĞIN BELİRTİSİ OLABİLİR!

Aşırı terleme mutlaka bir hastalıkla ilişkili olmak zorunda değildir. Bazı insanlar diğerlerine göre daha fazla terler. Örneğin fazla kilolu olanlar normal aktiviteleri için bile, normal kilolulara göre daha fazla efor harcar ve daha fazla terler. Aşırı terleme bazı ilaçlardan da kaynaklanabilir. Bazen de bir hastalığın belirtisi olarak karşımıza çıkabilir (Tiroid bezinin fazla çalışması, bazı enfeksiyonlar, bazı kanser hastalıkları, bazı tür romatizmal hastalıklar, menopoz, şeker hastalığı gibi).

Normal olmayan aşırı terleme ise (hiperhidrozis) sempatik sinir sisteminin fazla çalışması ile meydana gelir. Genellikle ellerde, koltuk altlarında, yüzde ve ayaklarda aşırı terleme şeklinde görülür. Toplumda yaklaşık binde bir ila üç oranında görülür. Şikâyetler yazın artar. Bu durum kişinin günlük aktivitelerini, psikolojik durumunu ve sosyal yaşantısını etkiliyorsa (tokalaşmaktan, insanlarla tanışmaktan çekiniyor, kalem tutamıyor, el aletlerini kullanamıyorsa) mutlaka tedavi edilmelidir.

Aşırı terleme bir hastalık habercisi olabilir

AŞIRI TERLEME TEDAVİSİ

Aşırı terleme tedavisinde aşağıdaki yöntemler kullanılmaktadır:

İONTOFOREZ: Hastanın terleyen bölgesine elektriksel uyarı uygulanması prensibine dayalı bir yöntemdir. Ellere ve ayaklara uygulanabilir. Ciddi komplikasyon riski yoktur, 1-2 haftada bir uygulama gereklidir. Ancak etkisi sınırlıdır ve her yerde bulunmaz. Sürekli tekrarlamak gerekir.

ÇEŞİTLİ SÜRÜLEBİLİR İLAÇLAR KREMLER: Terlemeyi azaltmaz, terin dışarı çıkmasını engeller. Etil alkol içinde alüminyum klorid, glutaraldehid kullanılabilir. Daha çok aşırı ayak terlemesinde tercih edilir. Ellerde tahrişe, kötü kokuya sebep olabilir. Etkisi günlüktür.

BOTOX ENJEKSİYONU: Terleyen bölgeye enjeksiyonlar uygulanarak yapılır. Etkisi genellikle 3-4 ay civarında sürer ve tekrarlayan uygulamalar gerektirir. Uygulama ağrılı olabilir. Bir bölge için deri altına 20-30 enjeksiyon gerekir. Ellere uygulanmamalıdır, hem çok ağrılıdır hem de parmak kaslarında felce yol açar. Koltuk altına yaz sezonu için denenebilir. Fiyatının pahalı olması da bir diğer dezavantajıdır.

TORASİK SEMPATEKTOMİ: Hiperhidrozis tedavisindeki tek geçerli ve kesin çözüm cerrahi yöntemdir. Kişinin günlük yaşamı, mesleki aktivite, sosyal ilişkiler ve kişiliğini etkilendiği şiddetli terleme vakalarında torasik sempatektomi denilen ameliyat yöntemi gündeme gelir. Genel anestezi altında kapalı ameliyat sistemi ile sempatik zincirin belirli bir kısmının devre dışı bırakılması işlemidir. Klips konması, çıkarılması veya tahrip edilmesi arasında etkinlik açısından fark yoktur. Ameliyat göğüs kafesine 0,5 cm'lik iki kesi ile yapılmaktadır. Sonuçları kalıcıdır. El terlemesinde tam tedavi oranı %100, hasta memnuniyeti %98,5 'dir.

Hastalar ortalama genelde 1 gece hastanede kalır, 3-7 gün içerisinde normal hayatlarına ve işlerine dönebilirler.

Aşırı terleme bir hastalık habercisi olabilir

Beklenmeyen etkiler ve komplikasyonlar nadirdir. En sık görüleni yan etkisi kompansatuvar (refleks) terlemedir. Önceden terlemeyen bölgelerde (karın, sırt gibi) terleme olabilir. Kilolu hastalarda ve ileri yaşlarda daha sıktır. Diğer yan etkiler çok daha nadirdir. Bunlar göz kapağı düşüklüğü (%1 den az), düşük kalp hızı, kuru el ve yüz cildidir.

Sonuç olarak: Aşırı terlemenin tedavisinde amaç, hastanın beklentilerine uygun olarak sosyal hayata dönüşünü sağlamaktır. Diğer yöntemlerle karşılaştırıldığında etkinliğinin fazla ve kalıcı olması sebebiyle maliyetin aslında o kadar da yüksek olmadığı anlaşılabilir.

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Bülent Kargı

False