GeriKişisel Bakım Mutluluk ile güzellik arasında nasıl bir ilişki vardır?
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Mutluluk ile güzellik arasında nasıl bir ilişki vardır?

Mutluluk ile güzellik arasında nasıl bir ilişki vardır?

Güzellik ile ilgili biraz genel şeylerden bahsetmek, bu kavramın etrafında dönüp dolaşmak istedim. Çünkü “güzellik” gerçekten çok kapsamlı ve çok çeşitli açılardan incelenebilecek bir konu… Kimine göre sarı saç, kimine göre de esmerlik güzeldir. Bir zamanlar şişmanlık istenilen bir şeyken, çağımızda güzellik ile incelik neredeyse özdeşleşmiş duruma geldi. Göğsü büyük olanlar bol elbiselerle vücut hatlarını saklamaya çalışırken; göğüsleri küçük kadınlar ise kremler, ameliyatlar ve protezlerle kaderlerini değiştirmek isterler…

GÜZEL OLUNABİLİR Mİ, DOĞULABİLİR Mİ?

Estetik insanlık için öylesine vazgeçilmez bir değerdir ki, felsefenin de en önemli konularından biri olmuştur. Doğaya baktığımızda kusursuz bir güzellik; dağlarda, göllerde, denizlerde, nehirlerde, ormanlarda ve hatta çöllerde sonsuz bir uyum ve son derece “estetik” bir kompozisyon vardır.

Ya hayvanlar? O kuşlar, ördekler, tavus kuşları, kediler, köpekler, ceylanlar, aslanlar, atlar, hepsi ne kadar güzeldir. İlginç olan tüm bunların güzellik üzerine fikir yürütmemesi, çaba göstermemesi ve belki de farkında bile olmamasıdır.

GÜZELLİĞİN KAYNAĞI İNSANIN KENDİSİ MİDİR?

İnsana gelince; güzellik-çirkinlik ayrımı orada başlar. Esasında insan son derece güzeldir ama ne yazık ki ne kendini ne de doğanın geri kalanını olduğu gibi kabul etmeyen yargılayıcı zekası ona sürekli oyunlar oynar. İnsanoğlu çevresindeki tüm güzelliğin farkındadır ancak kendi payına düşenle hiçbir zaman yetinmemiştir. Süslenmek, insanlık var olduğu günden beri önem taşımaktadır.

İnsan her vesile ile güzelliğini arttırmaya çalışmıştır. Binlerce yıl önce dini törelerin bir parçası olan boyanma ve takı geleneği, toplumlar değiştikçe farklı anlamlar kazanmıştır.

GÜZELLİK BUGÜN ZORUNLULUK MU?

Günümüzde ise güzel, bakımlı ve genç bir görünümü korumak neredeyse bir zorunluluk haline gelmiştir. Gerçekten, “güzellik” bir “güç” olmuştur. Güzel insanların kaderi değişirken; dış görünüm politikada, toplum yaşamında, iş yaşamında en önemli kıstaslardan biri haline gelmiştir. İş arayan bir genç kız da, konferansa hazırlanan bir bilim insanı da, yurt dışına giden bir iş insanı da, seçim kampanyasına başlayan politikacılar da, aynı sahne çalışanları gibi “güzel”, “bakımlı” ve “şık” olmak ihtiyacını hissetmektedir. Bu kadar belirleyici olabilen bir değer yargısı tabii ki sayısız ruhsal soruna yol açabilmektedir. Aynaya baktıklarında kendilerini beğenmeyen genç veya yaşlı sayısız insan, yaşamdan geri çekilmekte ve derin bunalımlara düşebilmektedir.

ESTETİK VE ESTETİSYENLERİN ROLÜ NEREDE BAŞLAR?

İşte estetisyenlerin misyonu da bu noktada devreye girmektedir. Kadın olsun, erkek olsun herkes, üstelik her yaşta, daha güzel ve daha genç olabilir. Olanaklar sınırsızdır. Anti-aging ve estetisyenlik en gelişmiş araştırma konularından biri haline gelmiştir ve çoğu sorunun bir çaresi vardır. Kellikle baş edilebilir, kilolardan kurtulunabilir, kırışıklar giderilebilir, yüz ve vücut konturları büyük ölçüde değiştirilebilir. Tüm bu olanaklarla gençlik ve güzellik çok uzun yıllar başınızın tacı olmaya devam edebilir.

Toplumu, değer yargılarını ve yaşadığımız çağı değiştirmek büyük iddialardır. Ama kendimizi değiştirmek, yaşamla ve aynalarla barışmak kendi elimizdedir. Bunun formülü de basittir. Basittir ama kolay sayılmaz, biraz emek vermek gerekir. Her şeyden önce kendimizi sevmek ve olduğu gibi kabul etmek gelir. Sonra da sağlıklı ve genç kalmak için bir yaşam planı yapmak gerekir. Bu planın üzerine kozmetik olanakları eklediğinizde her yaşta çok güzel olmak hayal değildir.

Biraz daha mutlu olmak için gayret etmeye değer. Esasında mutluluk başarının ta kendisidir veya başka bir ifade ile en büyük başarı “mutluluktur”.

Kendinizi sağlıktan, güzellikten ve mutluluktan mahrum etmeyin.

False