GeriSağlık Aldığınız ürünler gerçekten doğal mı?
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Aldığınız ürünler gerçekten doğal mı?

Aldığınız ürünler gerçekten doğal mı?

Andrew Dixon ile doğallık ve organik ürünler üzerine konuştuk.

Şimdi düşünün: Kendiniz ya da çocuğunuz için bakım malzemesi alışverişine çıktınız. Abartılacak bir şey yok, nemlendirici, bakım kremi, vücut şampuanı gibi ürünler alacaksınız. Bu alışveriş sırasında kendiniz için neyse ama çocuğunuz için mutlaka organik ve doğal ürünler tercih etmeye çalıştığınıza eminim. En iyisini ve en zararsızını seçmeye çalışırsınız. Peki üzerinde “Organik” ya da “Doğal” yazan ürünlerin gerçekten bu ibareyi taşımayı hak ettiğine baktınız mı?

Amerika’nın çevre dostu ünlü markası Burt’s Bees’in Genel Müdürü Andrew Dixon ile doğallık, organik ürünler ve bu tür ürünler alırken nelere dikkat edilmesi gerektiği gibi önemli konuları konuştuk. 

“Doğal ürün” nedir?

Doğallık; estetik içermeyen, kendiliğinden doğada bulunanları kullanmaktır. Aslında bir ürünün üretilme şekli ile de yapılan işlemlerle de doğal olmak zorunda. Anne ve bebek olarak bakarsak üründe, özellikle çocukların zarar görmeyeceği içeriklerin olmasıdır. Çalışma şekli açısından etik olan, doğaya zarar vermeden ve atık bırakmadan çalışmaktır.

Tüketiciler piyasadaki “organik-doğal ürün” karışıklığı ve çeşitliliğinden olumsuz etkilenmemek için, bir üründe öncelikle nelere dikkat edilmelidir?

Tüketiciler ambalajı ellerine aldıkları zaman öncellikle, ürünün ne kadar doğal olduğuna bakmalı. O ürünün doğal olduğuna dair bir iddiası varsa, tüketici ambalajı eline aldığı zaman ürünün ne kadar doğal olduğuna görmeli. Ambalajın üzerinde bu oranın yazıp yazmadığına dikkat edilmeli. Ürünün içinde ‘paraben’ gibi maddelerin olmamasına dikkat etmeliler ve özellikle ambalajları dikkatlice incelemeliler. Ürünlerin doğallığının %95 ile %100 arasında olanlara verilen bir sertifika var (Amerika Doğal Ürünler Birliği - Natural Products Association). Alınan ürünlerde bu sertifikanın olup olmadığına bakılmalı. Her marka ‘ben doğalım’ diyebilir ama gerçekten o ürünün bu sertifikayı taşıyıp taşımadığına bakmak gerekir. Her ülkede geçerli olan ve sert kurallar içeren bir belgedir bu. Her doğal olduğunu söyleyen marka, bu belgeyi alamaz. Onun dışında ambalajlarda geri dönüşüm de var. Yani doğal olan sadece ürünün kendisi değil, aynı zamanda ambalajı.

 

Aldığınız ürünler gerçekten doğal mı
 

Bu organik-doğal ürünleriniz nasıl ortaya çıktı?

Bundan 27 sene önce Burt ve Roxanne isimli doğallıktan yana olan iki kişinin ortaya çıkardığı bir marka. Burt bir fotoğrafçıydı. Daha sonra arı işine girdi. Roxanne ise bir gün otostop çekerken Burt ile tanışıyor. İkisi de doğallıktan yana ve ikisi de hippi idi. İlk önce mum üreterek başlıyorlar. Roxanne’in içerisinde reçetelerin olduğu bir kitabı var. Oralardan cilt bakımı nasıl üretilir diye ararken, bir şekilde dudak bakım ürünleri elde ediyorlar ve bu şekilde başlıyorlar.

Bebek ürünleri ne zamandan itibaren üretilmeye başlandı?

İlk olarak dudak ile başladık. Sonra vücut losyonu ürettik. Daha sonra yüz için olanlara geçiyorlar ama bebekler için bunun bir ihtiyaç olduğunu fark ettik. İnsanların bebekleri ile birlikte doğal ürünler kullanmak istediklerini pazarlık aşamasında gördük ve böylece bebek ürünlerine geçmeye karar verdik.

Bazı katı kurallarnız var. Ne zaman ortaya çıktı bu kurallar?

Çocukların işçiler çalıştırılmaması kuralı var. Bunun dışında diğer tüm kurallar çalışan işçilerin haklarını korumak ile ilgili. Mesela belirli bir maaşın altında insanları çalıştırmıyoruz. İşçi gücünü kötüye kullanmıyoruz. Ayrıca rutin alınan bütün hammaddeler kontrol ediliyor. Ürünlerin içeriklerini denetleyen bir kontrol mekanizması var. Ürünlerin gerçekten doğal bir ortamdan mı yoksa yapay bir ortamdan mı geldiğini anlamak için. Aslında bunlar orijinal prensiplerimizdi. Fakat daha sonra yenileri eklenerek arttı ve kural halini aldı. Yani ilk başta prensip şeklindeydi, daha sonra adım adım genişleyince kurallaştı.

Evde yapılan doğal bakım malzemeleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Zaten bu formüllerin hepsi geçmişteki tecrübelere dayanıyor. Eğer evde bunu tam anlamıyla başarıyorsa insanlar, neden olmasın.

Şu anda dünyada arıların çok azaldığı söyleniyor. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Çünkü işinizin temeli arıcılıktan geliyor. Bu durumun değişmesi için herhangi bir çalışmanız veya projeniz var mı?

Afrika’da Ütopya’da arı çiftliklerimiz var. Arı sütü, bal mumu gibi içerikleri buradan karşılıyoruz. İngiltere ile ilgili bir projemiz var, arılar için en iyi ortamı yaratma amaçlı. Mesela arılar hangi süre aralıkları ile nerelere beslenmek için gidiyorlar, hangi ortam ve çevreleri tercih ediyorlar? Bunları araştırıyoruz ve uygun ortamlar yaratıyoruz. Yine Amerika’da buna benzeyen bir destek kurumu var. Arıların iyiliği için ne yapabileceğimizi araştırıyoruz ve bu konuda destek veriyoruz. Bir tür parazit var, arılar bundan etkileniyorlar. Bu parazitleri yok edip, arıların bundan olumsuz etkilenmesini engellemek için çalışmalar yapılıyor. Biz tüm bu çalışmalar sonucunda neslin tükenmesi gibi bir şeyin olmayacağına inanıyoruz ve bunu engellemek için elimizden geleni yapıyoruz.

Röportaj: Pınar Eslek

False