Sevil Eskicioğlu
Sevil Eskicioğlu
Sevil Eskicioğlu

İş ve aşk hayatınızı dengelemek için 3 ipucu!

İş ve aşk hayatının bir arada yürümesi bu kadar zor mu?

Haberin Devamı

İş ve aşk hayatının bir arada yürümesi bu kadar zor mu? Tabii ki değil! İhtiyacımız olan; neyi neden yaşadığımızı anlamak, bazı yeni alışkanlıklar edinmek ve bazı alışkanlıklarımızı da bırakmak. Nasıl mı?

1- KALBİNİZİN SESİNİ DİNLEMEKTEN KORKMAYIN

İş ve aşk hayatınızı dengelemek için 3 ipucu

Çocukluğumuzda erkek egemen çalışma dünyasında kadınların var olma savaşını gözlemledik ve kendimizi buna hazırladık. İş dünyasında çalışan kadın yerine çalışan birey olarak algılanabilelim diye çok çaba sarf ettik. "Ya bizi kadın olduğumuz için istemezlerse" korkusu ile birileri bizi reddetmeden biz “dişil enerjimizi” reddettik. "Eğer çalışma hayatında var olmak istiyorsak, erkek gibi olmalıyız" diye, çalışan birey olmaya ağırlık verdik. Yapan, iş bitiren, iş hayatında başarılı olan, programlı hareket eden, tehlikelere karşı önlemler alan ve sürekli beyniyle hareket eden kadınlar olduk.

Haberin Devamı

Daha çok “yapma enerjisi” olarak tanımlayabileceğimiz bu eril enerjimizi iş yerinden çıkarken orada bırakamadığımızda ise kalbimizle hareket ettiğimizde var olabildiğimiz "sevgili/aşık" kadın tarafımızı baskılamaya ve yaşatmamaya başladık.

PÜF NOKTA: Kadınlığınızdan uzaklaşmayın. Kalbinizin sesini dinleyin. Kadın enerjisi yaratıcıdır. Bu yaratıcılık sadece çocuk doğurmak değil, yeni projeler yaratmak anlamına da gelir. “Kalbimi açarsam, iç sesimi dinlersem kırılabilirim” diye düşünmeyi bir kenara bırakın. Gerçek gücünüz, güçlü görünmeye çalışıp kadınlığınızı reddetmekten değil, o yaratıcı enerjinizden geliyor. Bu enerjinizi sahiplenin. Hem ilişkinizi hak ettiğiniz şekilde yaşayın, hem de yaratıcılığınızı iş hayatınıza yansıtmanın tadını çıkarın.

2- “ERKEKLER GÜÇLÜ KADIN İSTEMEZ” YANILGISINDAN KURTULUN

İş ve aşk hayatınızı dengelemek için 3 ipucu

“Önce bizim gücümüzden etkileniyorlar ama sonra bunu taşıyamayarak gidiyorlar. Erkekler güçlü kadın istemez" yanılgısını bırakın. Kadınlar olarak bunu maalesef kendimize sıkça söylüyoruz ve söylerken bizi teselli ettiğini düşünüyoruz.

İlişki amacıyla kadına yaklaşan bir erkek ona gücünden dolayı yaklaşmaz, onun eğlenceli yapısı, enerjisi, güler yüzü, yansıttığı sevgiden dolayı ona yaklaşır. Çünkü bizim en büyük gücümüzdür, seven kadın olmaya izin verdiğimizde yansıttığımız "olma halimiz” ve ışıltımız.

Haberin Devamı

Işıltımızla hayat bulan ilişkimizde korkularımızın sesini duymaya başladığımızda ise sorunlarımız da başlıyor. Çünkü o noktada zihnimiz devreye giriyor ve komut veriyor: "Tehlikeleri fark et ve önlem al.” İş hayatında başarılı olmamızı sağlayan bu işleyiş maalesef ilişkimize tam tersi etki yapıyor. Eril enerji içeren “önlem alma, planlama, kontrol etme” davranışlarımız ilişki içinde arttıkça, dengeler bozuluyor.

Erkek daha önce sevgi gördüğü kadın yerine, karşısında eril enerjiyle onu yönetmeye çalışan birini görmeye başlıyor ve uzaklaşıyor. Erkek uzaklaştıkça kadının korkusu daha da artıyor. Kadın daha çok korktukça, daha fazla kontrol etmeye çalışıyor.

Haberin Devamı

Sonuç: Erkek, kadının gücünden korktuğu için değil, kadından sevgiyi hissedemediği için gidiyor. Erkek, ilişkide dişil enerjiyi bulamadığı için gidiyor. Erkek bir erkekle birlikte olmak istemediği için gidiyor.

PÜF NOKTA: İlişkinize değer veriyorsanız, ilişkide “kontrol etme” refleksine girdiğiniz anda kendinizi yakalamaya çalışın. Kendinize şunu sorun: “Şu anda neden kontrol etmeye çalışıyorum? Beni ne korkutuyor?” Korkunuzun farkına varın ve aşağıdakileri uygulayın.

  • “Eğer bu korkum olmasaydı nasıl davranırdım?” diye başka bir bakış açısından konuya bakmaya çalışın.
  • Tabii ki sevgilinizle/eşinizle korkunuzu ve bunun size nasıl hissettirdiğini konuşun. Kızgın, tepkili, kontrol etmeye çalışan kadın yerine, hassas ve duygularını gösteren kadın olarak onunla konuşun.

3- “İŞ HAYATINDAKİ” KADINDAN, “SEVGİLİ” OLAN KADIN ROLÜNE GEÇME

İş ve aşk hayatınızı dengelemek için 3 ipucu

Bütün gün işte çok yoğun çalıştınız, her türlü riski düşündünüz, önlemler aldınız, projenin zamanında yetişmesi için çaba sarf ettiniz. Eve geldiğinizde sevdiğiniz adama sarılıp her şeyi unutmak, onun yanında olmanın tadını çıkarmak ve sevginizi yaşamak istiyorsunuz. Ama olmuyor!

Haberin Devamı

Merak etmeyin sizde bir terslik yok. Sadece vücudunuzun salgıladığı hormonların ve bedeninizin size yetişmesine izin vermek ve biraz zaman tanımak zorundasınız. Sürekli beyninizle yaşamaya alışmışken, kalbinizle yaşamaya geçmek için ortalama 30 dakikaya ihtiyacınız var.

PÜF NOKTA: Bunları yapın...

  • Meditasyon yapıp, günün stresini atmak ve şimdiye dönmek,
  • Güzel bir duş alıp, iş ile ilgili düşüncelerinizin su ile akıp gitmesini izlemek ve
  • Bir nefes egzersizi ile stresini azaltmak “sevgili” rolüne geçmenize yardımcı olacaktır.

Hem sevgi dolu bir ilişki yaşamanız, hem de iş hayatında başarılı olmanız tabii ki mümkün. Çünkü aşık ve mutlu bir kadının yapamayacağı, başaramayacağı hiçbir şey yoktur.

Yaşam Koçu ve Motivasyon Konuşmacısı
Sevil Eskicioğlu 

[fotogaleri=1593]