GeriEğitim Çocuk için En Uygun Eğitim
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Çocuk için En Uygun Eğitim

Çocuk için En Uygun Eğitim

Çocuğun eğitiminde hangi kriterler baz alınmalı?

Çocuğunu donanımlı biri haline getirmeye çalışan ebeveynlerin düştüğü en büyük hata, hangi eğitimin uygun olduğunu bilemedikleri için çocuğu sürekli kurslara gönderip denemeler yapmak. Çocuğun hem eğitimli hem de rahat büyüyebilmesi için aslında iyi bir gözlemci olmak yeterli.

Çocuğun ilgi alanlarını daha net anlayabilmek için onu tanıyan öğretmenlerden ve arkadaşlarından bilgi almanın en doğru yöntem olduğunu söyleyen Çocuk Psikiyatrisi Gökçe Küçükyazıcı, aşağıdaki 3 soruya dikkat çekti.

1.Başarılı olduğu alan hangisi, edebiyata mı, matematiğe mi, resme mi müziğe mi yatkın?
2.Sosyal bir çocuk mu?
3.Oyunculuğa yatkınlığı var mı?

Buna benzer birçok soru ile çocuğun bilinmeyen yönlerinin saptanabileceğini dile getiren Küçükyazıcı, şöyle devam ediyor:

”Baştan da söylediğimiz gibi ilgi alanları belirginse özellikle ilgi duyduğu veya yetenekli olduğu alana yöneltmek en doğrusudur. Bunun dışında geliştirmesi gerektiğini düşündüğünüz bir alana yönlendirmek de çok faydalı olacaktır. Örneğin; sosyal alanda zorluk yaşayan, empati becerisi zayıf, duygu ifadesinde zorluk yaşayan bir çocuk dramaya yönlendirilebilir. Hiperaktif özellikler gösteren bir çocuk için yüzme veya sporun herhangi bir dalı uygun bir seçenek olabilir. Dikkat fonksiyonları zayıf bir çocuk satrancı tercih edebilir.”

Kaş Yaparken Göz Çıkarmayın

Ailelerin sıklıkla yaptığı hatalardan biri de çocuğu eğitim ve sosyal aktiviteye boğmaktır. “Hazır ilgisi varken ve öğrenmeye açık bir dönemdeyken tüm eğitimleri aldıralım” anlayışı, çocukların hobilerden soğutmasına hatta sosyalliğini yitirmesine bile sebep olmaktadır. Peki, aileler ne yapıyorlar da farkında olmadan çocuklarına zarar veriyorlar? Bunu örneklendirme aşamasında yine Gökçe Küçükyazıcı’nın tecrübelerinden faydalandık.

“Günümüzde birçok ebeveyn, çocuğa çok sayıda uğraşıdan oluşan bir program yapmak şeklinde ortak bir hata yapmaktadır. Örneğin; haftalık programına baktığımızda sabahtan öğleden sonraya kadar okula giden; okuldan gelince haftanın belli günlerinde piyano dersi alan; hafta içi birkaç gün ve hafta sonu belli saatlerde yüzmeye giden; haftanın kalan bir günü de tiyatro faaliyetlerine katılmakta olan çocuklar görmekteyiz.

Böyle bir program, özellikle okul döneminde ödevlerin varlığı ve fiziksel yorgunluğu da göz önünde bulundurulursak kabul edilemez sınırlardadır. Bu durumda çocuk sevse bile bu faaliyetlerden hem zevk alamayacak hem de okul başarısında olası bir başarı düşüklüğü ile kaşı karşıya kalacaktır. Bu tip örnekler sıklıkla mükemmeliyetçi anne babaların, çocuklarının çok yönlü gelişebilmeleri beklentisiyle yaptıkları programlar sonucu oluşmaktadır. Çocuklar da genellikle ebeveynlerinin beklentilerini karşılayabilmek için kendilerini zorlamaktadırlar.”

Her Şeyin Fazlası Zarar

Hemen hemen her çocuk sevdiği şeyi, bıkana kadar yapma ya da kullanma eğilimindedir. Bu yeri geldiğinde bir oyun ya da yiyecek olabilir. “Yeter artık bu kadar...” şeklinde başlayan cümleleri kullanmayan anne-baba da yoktur bu yüzden.

Çocuğun hobileri ile sorumlulukları arasındaki bağı yine ebeveynlerin kurmak zorunda olduğunu hatırlatan Küçükyazıcı, keyifli sohbetimizi şu sözlerle bitiriyor: “Bazı durumlarda da çocuklar belli bir alana gereğinden fazla yoğunlaşma eğilimi gösterebilirler. Bu çoğunlukla bilgisayar bağımlılığı gibi hobi olarak adlandıramayacağımız durumlarda görülse bile, zaman zaman faydalı olarak kabul ettiğimiz uğraşılarda da aşırıya kaçma şeklinde yaşanabilmektedir. Sorun eğer çocuğun sosyal ilişkilerini, okul başarısını, kısacası yaşamını olumsuz etkiyecek düzeyde ise altta mutlaka psikolojik sorunlar aranmalıdır.

Sıklıkla ailesiyle sorunları olan, sorumluluklarını almaktan kaçınan, okul başarısı yetersiz, arkadaş ilişkilerinde problem yaşayan çocuklarda bu tip eğilimler gözlenebilir. Bazı psikiyatrik bozukluklarda da ilgi alanları bir takıntı şeklinde yaşantının büyük kısmını kaplayabilir ve tedavi gerektirecek düzeye varabilir.”

False