GeriÇocuk Sağlığı TV, Çocuklarda Suçluluk Psikolojisi Nedeni
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

TV, Çocuklarda Suçluluk Psikolojisi Nedeni

TV, Çocuklarda Suçluluk Psikolojisi Nedeni

Genel izleyici kitlesi işaretli programlar bile çocuk psikolojisini tehdit ediyor!

Dramatik dizi ve haber izleyen çocuklarda bir süre sonra kendisini çaresiz hissetme ve suçluluk psikolojisi baş gösteriyor.

Televizyonda artık takip edilemeyecek kadar çok sayıda dizinin olması ve birçoğunun şiddet ve dramatik sahneler içermesi çocukların ruh sağlığını tehdit ediyor. Aileler, Radyo Televizyon Üst Kurulunun (RTÜK) uyguladığı uyarı işaretlerine göre hareket etseler dahi, genel izleyici kitlesi kategorisinde bulunan bazı yayınlar çocukların sağlığını etkileyebiliyor.

Çocukların televizyonu yetişkinler gibi eğlence aracı olarak değil dış dünyayı anlama aracı gibi kullandıklarını söyleyen Pedagog Sonnur Kükürt, gerçek ile kurguyu ayıramayan çocukların izledikleri şeyden daha çok olumsuz bir şekilde etkilendiklerini vurguluyor.

Çocuklar TV’deki Hayatları Yaşamaya Çalışıyor

Dizi ve filmlerdeki hayatlara özenenler sadece yetişkinler değil. Çocuklar iyi ile kötüyü, yalan ile gerçeği aynı kefeye koyuyorlar TV izlerken ve yetişkinlerden daha fazla etkileniyorlar. Gerilim filmi seyredip de intihar eden çocuklar ile şiddet eğilimli film ya da haber izleyip aynı yöntemi kullanarak cinayet işleyen gençlerin sayısına değinen Kükürt şöyle devam ediyor:

“Okul öncesi dönemde bile seyrettiği çizgi filmin kahramanına özenip ailesine onun oyuncak ve kostümlerini aldırarak taklit etmekte inanılmaz çaba harcarlar. Çünkü çocuklarda özdeşleşme- benzemeye çalışma duygusu yoğundur. Televizyondaki hayatları farkında olmadan yaşamaya çalışırlar.

Dramatik olayların abartıldığı sahneleri sıklıkla izleyen çocukların bir süre sonra ellerinden bir şey gelmediği için kendilerini çaresiz hissettiklerini ve suçluluk duyduklarını gerek sözel ifadelerinden gerekse resimlerinden anlayabiliyoruz. Bir süre sonra hayatlarında hep kötü olayların kendisi ve ailesinin başına geleceği endişesini yaşadıklarını, kaderci bir tutum sergileyerek bundan kaçış olmadığı gibi olumsuz düşünceler ürettiklerine tanık olmaktayız. Ayrıca gelecek endişesi, korku, kaygı veya psikolojik çöküntü gibi şikayetlerle başvuran danışanlarda genel temanın ağır dramlardan örülü sahnelerin yoğun olduğu haber, dizi ya da filmlerden etkilendikleri dikkatimizi çekmektedir.”

Ailelere Öneriler

Çocukları tamamıyla televizyondan uzaklaştırmak ve yasaklar koymak bir çözüm olarak önerilmiyor. Kükürt’ün da desteklediği çocukla ciddi bir şekilde konuşma açıklama yapma yöntemi en sağlıklı yol olarak görülüyor.

“Çocuklarımızla birlikte izlememiz gereken, onlara gerekli açıklamalarda bulunacağımız sahnelere dramatik ağırlıklı olayların geçtiği sahneleri de lütfen ekleyelim. Böylece dış dünyada neler olduğunu bilmesi, empati kurması, karşısındaki insanların duygularını anlaması, elinden geldiğince sosyal sorumluluk yüklenmesi açısından olumlu duygular katabiliriz. Ama fazlasıyla özdeşleşir ve giderek suçluluk, çaresizlik, panik, endişe durumları artıyorsa işin dozu kaçıyor demektir. Aradaki çizgiye dikkat edelim. Bu konuda henüz bir uyarı işareti yok. Çocuklarımızı bizler uyaralım, koruyalım” diyerek ebeveyn sorumluluklarının altını çiziyor.

False