GeriÇocuk Sağlığı Doğal ortamda çocuk yetiştirmek
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Doğal ortamda çocuk yetiştirmek

Doğal ortamda çocuk yetiştirmek

Doğal ortamla iç içe olan çocuklarda alerji seyrek görülüyor.

Her anne-baba çocuğunu yetiştirirken çok dikkatli ve hassas davranır. Bazıları çocuklarını tamamen doğal ortamlarda yetiştirmekten yanadır. Peki, modern hayatta, doğal ortamda ve doğal besinlerle çocuk yetiştirmek ne kadar mümkün? Bu sorunun cevabını Prof. Dr Yonca Nuhoğlu’ndan aldık.

Alerji ile ilgilenen bilim insanları “enfeksiyonlar ve alerji ilişkisi” üzerinde önemli araştırmalar yürütüyor. Vücudumuzda bağışıklık sistemi bir koldan mikroplarla savaşırken, diğer koldan da çevremizdeki yabancı maddelere verilen alerjik reaksiyonlarla mücadele eder. Bu iki kol birbiri ile denge halindedir. Bağışıklık sistemimiz doğumdan itibaren bu dengeyi kurmaya çalışır. Doğum kanalından geçerken bebeğin annenin vajenindeki yararlı mikroplarla temas etmesi bağışıklık sisteminin enfeksiyon yönünde ilk uyaranı almasını sağlar. Bu nedenle normal doğum yapan annelerin bebeklerinde alerji daha az görülür.

Doğal ortamla iç içe olan çocuklarda alerji seyrek görülür

Benzer şekilde aşılama programlarının yaygınlaşması çocukların daha az çocukluk çağı bulaşıcı hastalıklarına maruz kalmasını sağladığından, bağışıklık sisteminin bir miktar alerji yönüne kaymasına neden olduğu da yaygın görüşler arasındadır. Örneğin, çiftlik ortamında yaşayan ve hayvan atıkları ile teması çok olan çocuklarda daha az alerji görülmesi de, bu ortamlardaki mikrop temasının bağışıklık sistemini alerjiden uzaklaştırdığını gösterir.

Dünyadaki çocuk ölümlerinin nedenleri

Öte yandan halen çocuk ölümleri tüm dünyada önemli bir sağlık sorunu olarak gündemini koruyor. 1990-2008 yılları arasında çocuk ölümleri aşılama programları ve temiz su kaynakları sağlanması gibi yöntemlerle %30’a varan oranda azaltılmıştır. Ancak bu hala yeterli değildir. Günümüzde her 21 dakikada bir, 5 yaşın altında 1 çocuğun öldüğü dikkat çekiyor. Her yıl kaybedilen 11 milyon çocuğun %70’i ishal, zatürre, yenidoğan enfeksiyonu, prematüre doğum ve doğumda oksijensiz kalma gibi normalde önlenebilecek hastalıklar nedeniyle olur. Bu ölümler daha çok gelişmekte olan ülkelerde dikkat çeker. Hala kızamık, tetanos gibi aşı ile korunması olası hastalıklardan ölen çocuklar olduğu bilinir. Ölümlerin yaklaşık yarısı temiz olmayan su gibi arındırma sorunları nedeniyle olur. Çalışmalar, her yıl ölen 11 milyon çocuğun 6 milyonunun aşılama, antibiyotik ve beslenme desteği gibi uygulamalarla önlenebileceğini kanıtlamaktadır.

Çocukların geçirdiği enfeksiyon hastalıkları

Bu veriler ışığında çocukların doğal bağışıklık geçirmesi için kızamık, kızamıkçık, kabakulak, çocuk felci, gibi enfeksiyon hastalıklarını doğal yoldan geçirmelerine izin vermek çok yüksek bir risk almak demektir. Özellikle kızamığa bağlı zatürre ve beyin iltihabı (SSPE), kabakulağa bağlı menenjit, kızamıkçığa bağlı sakat doğum gibi risklerin yüksekliği, hepatite bağlı karaciğer nakli gerektirecek düzeyde karaciğer yetmezliği veya halen yüzde yüz tedavi oranının yakalanamadığı tüberküloz hastalığı söz konusu olduğunda bu hastalıklardan korunmak daha da büyük önem kazanmaktadır.

Bağışıklık sistemini güçlendirmek için enfeksiyona ne oranda izin verilmelidir?

Bu soru maalesef halen cevaplanamamıştır. Çocuklarını büyütürken anne babalar bireysel anlamda tercihlerini daha az korumacı olmak yönünde kullanabilirler. Ancak bu tercih de kendine özgü riskleri beraberinde getirir.

Toplum sağlığı göz önünde bulundurulduğunda önlenmesi olası enfeksiyon hastalıklarından aşılama programları ve hijyen koşullarını iyileştirmek yoluyla korunmak, bu hastalıklara bağlı ölüm ve sakatlıkları azaltacağından her şeyin üzerinde önem taşır. Dünya sağlık Örgütü ve UNICEF dünyada çocuk ölümlerini azaltmak için bu programların yaygınlaştırılması yönünde büyük çaba sarf ediyor. Bizlere düşenin de çocuklarımızı önerilen şekilde aşılatmak ve genel anlamda hijyen koşullarının sağlandığı temiz bir çevrede büyütmektir.

False