Ahmet Fatih Erkan
Ahmet Fatih Erkan
Ahmet Fatih Erkan

Çocuk yetiştirmede anne babaya düşen vazifeler

“Kötü anne baba yok fakat yanlış ebeveyn tutumunun çocuk eğitimine olumsuz etkisi var diyebiliriz” vurgusunu yapan Aile ve Eğitim Danışmanı Ahmet Fatih Erkan, çocuk yetiştirme konusunda önemli bilgiler verdi.

Haberin Devamı

Her anne baba mutlak suretle çocuğun iyiliği için çalışır. Bundan en ufak bir kuşkumuz yoktur. Bununla beraber her iyi niyetli yaklaşım doğru sonucu oluşturmaz. Çok uç bir örnek üzerinden bu konuyu açıklayalım. İkinci sınıf öğrencisinin eli kısmi şekilde yanıyor. Okula geldiğinde bunu fark eden öğretmeni hemen aileyi bilgilendirmek ve aynı zamanda bu yanma olayının nasıl gerçekleştiği hakkında bilgi alacağını umarak telefona sarılıyor. Görüşme sonucunda, çocuğun uygunsuz bir el hareketi yapması nedeniyle, annesinin çocuğun elini yaktığı anlaşılıyor. Devamında anneye bunu neden yaptığı soruluyor. Cevabı ibretlik; “Onun iyiliği için yaptım, bu uygunsuz davranışı bırakması ve bu yaptığı el hareketinden dolayı ilerleyen zamanlarda zarar görmemesi için önlem aldım” diyor. Hiçbir şekilde “Beni çok sinirlendirdi ve canı yansın diye yaptım” anlamına gelen bir cevap yok ortada. Tamamen çocuğunun iyiliği için yapılmış yanlış bir tutum var.

Haberin Devamı

X-Y-Z KUŞAKLARI

X nesli; 1965-1979, Y nesli; 1980-1999, Z nesli; 2000 yılı ve sonrası doğanlara verilen isimdir. Bu kuşakları bilmemiz aslında hem kendimizi hem de çocuğumuzu tanımak adına önemlidir. Örneğin, Y kuşağı internet, TV, akıllı telefon, tablet vb. teknolojik aletleri yaşayarak, adım adım tanımıştır. Z kuşağı ise bu teknolojinin tabiri caiz ise göbeğine doğmuştur. Y kuşağının en önemli özelliği, çocuk eğitiminden bahsedecek olursak; geçmişinden ders çıkartır ve çocuğuna aynı yanlış tutumlarda davranmamaya ant içer. Müthiş bir teorik ve kitabi bilgisi bulunmasına rağmen, tutumlarda ve anne-baba arasındaki tutarsızlıklar sebebiyle çocuk eğitiminde başarısız girişimleri olur. Bir de kendi anne-babaları onlara çocuk yetiştirmede pedagojik açıdan yardım etmiyorsa, vah haline o ebeveynlerin ve çocuğun denilebilir.

ÖRNEK OLMAK

Ebeveyn telefonu elinden düşürmüyor, TV den başını kaldırmıyor, çocuğunu televizyona bakarak dinlediğini zannediyor, tablet elinde çocuğu ile oyun oynadığını sanıyor. Sonra ise çocuğunun elinde bu dijital dadıları görünce çılgına dönüyor ve “bırak onu elinden” diyerek ellerinden o teknolojik aletleri almaya çalışıyor. Sonuç: Gereksiz bir laf dalaşı ve başarısız bir davranış değiştirme yöntemi ile saldırganlaşan çocuk davranışları ortaya çıkıyor.

Haberin Devamı

OYUN VE KALİTELİ ZAMAN

Teknolojik dadılar (TV, internet, tablet, akıllı telefon) güçlü bir şekilde çocukların çok büyük bir alanını işgal ediyor. Bu araçları çocukların elinden kontrollü bir şekilde alırken yerine bir o kadar ilgilerini çekebilecek bir şeyler koymalıyız ki gürültü patırtı kopmasın. Bu da sadece oyun ve kaliteli zaman ile olabiliyor. Çocuğun sizi bu teknolojik dadılara tercih etmesini sağlayabilecek tek yol budur. Çocuk oyun ile yaşar, büyür ve gelişir. Hele oyunu bir de anne ve babası ile oynarsa değmeyin keyfine. Teknolojik aletleri bir anda bırakmaları mümkün olmasa dahi, yerine oyun ve ailesiyle kaliteli zamanı koymaya alışan çocuk, zamanla bu aletlerden uzaklaşır. Tam kopma beklenmemelidir çünkü unutulmamalıdır ki, karşımızdaki kuşak Z kuşağıdır.

Haberin Devamı

İÇERİK KONTROLÜ VE REHBERLİK

Dünyanın önde gelen gelişmiş ülkelerinde, çocukların teknoloji kullanımı hakkında farklı bir yol izlenmeye başlandı. Artık çocukların ellerinden tabletleri almak yerine onlara yazılım, kodlama vb. eğitimler verilerek, kendi oyunlarını kendileri tasarlamalarına imkân veriliyor. Tabi ki sürekli bu aletler ile uğraşmaları önerilmiyor ancak bu aletleri tamamen ellerinden koparmak da çok gerçekçi gelmiyor. Bu nedenle belli bir yaşa kadar kullanılması önerilmeyen bu teknolojik aletlerin, kontrollü ve rehberlik edilerek, yararlı yönde kullanılması uygun görülmeye başlamış durumdadır. Bu durumun ülkemizde de yavaş yavaş başladığını söylemek ve paylaşmak bizim için oldukça sevindiricidir.